Ahmet Külahçı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2019 10:07
Almanya’da son dönemlerde Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) oluşturduğu ‘büyük koalisyon hükümetinde’ yaşanan sancılar yüzünden erken seçim tartışmaları da yoğunlaştı.
ALMANYA Anayasası’nın 23 Mayıs 1949 tarihinde kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nin tarihine bakıyorum.
Ülkenin 70 yıllık tarihinde şimdiye kadar 3 defa erken seçime gidilmiş.
İlk erken seçim 1972 yılında yapılmış.
Almanya’nın SPD’li ilk başbakanı Willy Brandt’ın 1969 yılında Hür Demokrat Parti (FDP) ile kurduğu koalisyon hükümetinde sıkıntılar yaşanmaya başlayınca, dönemin CDU Genel Başkanı Reiner Barzel’in başbakanlığında yeni bir hükümet kurulması için ‘yapıcı güvensizlik önergesi’ verildi.
Bazı FDP’liler Brandt’ı düşürmek için oy kullansalar da CDU/CSU umduğunu bulamadı.
Barzel, iki oyla Willy Brandt’ı koltuğundan etmeyi başaramadı.
Yıllar sonra, yani 1990 yılında eski Doğu Almanya’daki Devlet Güvenlik Bakanlığı’nın CDU ve CSU’lu birer milletvekilinin Rainer Barzel’i desteklememeleri için oylarını ‘satın aldığı’ ortaya çıktı.
Ancak Başbakan Willy Brandt koltuğunu korumasına rağmen, erken seçim yolunun açılması için hükümetin gereken desteği görmediği gerekçesiyle Federal Meclis’ten ‘güvenoyu’ istedi.
Tabii kendi partisinin de ‘desteğiyle’ güvenoyu alamadı.
Bu ‘danışıklı dövüş’ için yasal bir boşluk olduğunu bile bile dönemin Cumhurbaşkanı Gustav Heinemann, Federal Meclis’i feshederek 17 Kasım 1972’de erken seçim kararı aldı.
SPD, yüzde 45.8’le sandıktan en güçlü parti çıktı.
CDU/CSU yüzde 44.9 ve FDP de yüzde 8.4 oy aldı.
Seçimlerden sonra yine Brandt başbakanlığında SPD ile FDP koalisyon hükümeti kuruldu.
Brandt, özel kalem müdürünün yıllarca Doğu Almanya adına casusluk yaptığının ortaya çıkması üzerine 1974 yılında koltuğunu parti arkadaşı Helmut Schmidt’e bırakmak zorunda kaldı, ama FDP ile ortaklık devam etti.
Ancak 1982 yılı ortalarına doğru özellikle ekonomi politikasında ciddi görüş ayrılıkları yaşanması üzerine Schmidt de güvenoyu istedi.
Kazandı da.
Ama FDP ‘cephe değiştirme’, yani CDU/CSU ile ortaklık etmeyi kafaya koymuştu.
Bu yüzden FDP’li 4 bakan eylül ayında istifa edince, SPD ile ortaklık bitti.
Bunun üzerine muhalefet, Helmut Kohl’ün başbakan olması için ‘yapıcı güvensizlik önergesi’ sundu.
FDP’nin de desteğiyle CDU/CSU çoğunluğu sağladı ve Helmut Kohl 1 Ekim 1982 tarihinde başbakan seçildi.
Helmut Schmidt’in oturduğu yerden kalkarak ağır adımlarla koltuğunu altından alan Helmut Kohl’ün yanına gidip ‘istemeyerek de olsa’ kutladığını tıpkı daha dünmüş gibi çok iyi hatırlıyorum.
Kısa bir süre sonra erken seçim yolunu açmak için Helmut Kohl, güvenoyu istedi.
Tabii ‘danışıklı dövüş’ sayesinde güvenoyu alamayınca dönemin Cumhurbaşkanı Karl Carstens, Federal Meclis’i feshedip 6 Mart 1983’te erken seçim kararı aldı.
Seçimlerden sonra da CDU/CSU-FDP ortaklığı devam etti.
*
Almanya’da üçüncü erken seçim 2005 yılında yapıldı.
1998 yılında seçimleri kazanıp Yeşiller’le Almanya’da federal düzeyde ilk ‘kırmızı-yeşil koalisyonu’ kuran SPD’li Gerhard Schröder, partisinin sistematik olarak eyaletlerde oy kaybetmeye başlaması üzerine erken seçimi kafaya koydu.
Schröder, 2005’te Kuzey Ren Vestfalya (NRW-KRV) Eyalet Parlamentosu seçimlerinde SPD’nin büyük ölçüde oy kaybetmesi üzerine erken seçim yolunun açılması için güvenoyu istedi.
Schröder de ‘danışıklı dövüş’ sayesinde, yani SPD ve Yeşiller’li milletvekillerinin desteğiyle oylamayı kaybetti.
Bunun üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Horst Köhler, Federal Meclis’i feshederek 18 Eylül 2005’te erken seçime kararı aldı.
Schröder seçimleri ‘kıl payı’ kaybetti ve koltuğunu kısa bir süre sonra SPD ile ‘büyük koalisyon hükümeti’ kuran CDU’un o dönemdeki Genel Başkanı Angela Merkel’e kaptırdı.
Merkel, geçen yıl CDU Genel Başkanlığını bırakmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 14 yıldır oturduğu başbakanlık koltuğunu hâlâ kimseye kaptırmadı.
*
İşte 70 yıl sonra Almanya’da yine erken seçim gündemde.
Bakalım tam bir çöküş yaşayan SPD, büyük koalisyon hükümetini terk edip erken seçime gidilmesini göze alabilecek mi?
Göreceğiz.