Sözlü cinsel taciz, suç kapsamına girsin

SPD Federal Meclis Grubu, daha çok aşağılama ve sindirmeye yönelik cinsiyetçi sözleri ceza kapsamına almayı hedefliyor. SPD’nin hazırladığı yeni bir cezai suç taslağında “hedefli, sözlü ve fiziksel olmayan cinsel taciz’in cezalandırılması öngörüldü. Taslakta, “Sözlü cinsel taciz, özellikle, bir kişiyi cinsel bir olaya dahil ediyorsa, aşağılayıcı veya korkutucu bir karaktere sahipse, belirli bir süre devam ediyorsa veya ilgili kişi makul bir şekilde bundan kaçınamıyorsa, taciz ciddiye alınmalıdır” denildi. SPD Federal Meclis Grubu hukuk politikası sözcüsü Sonja Eichwede, “Basit bir hakaret cezalandırılabilir olsa da saldırgan ve korkutucu sözlü cinsel taciz genellikle cezalandırılamıyor” dedi. Federal Yüksek Mahkeme’nin bir kararına atıfta bulunan Eichwede, reşit olmayan bir kıza, 65 yaşında bir adam tarafından yapılan cinsel eylem daveti cezalandırılamaz olarak kabul edilmişti. Eichwede, “Burada harekete geçilmesi gerekiyor” dedi.

‘HÂLÂ CİDDİYE ALINMIYOR’
Müstehcen ve korkutucu cinsel tacize karşı da genellikle bir çare bulunamadığına dikkat çeken milletvekili Carmen Wegge ise “Bu eşit bir toplumda kabul edilemez. Kadına yönelik şiddet boyutları çok büyük olmasına rağmen toplumumuzda hâlâ ciddiye alınmıyor. Sözlü cinsel taciz hafife alınıyor ancak sonuçları oldukça büyük. Mağdurların belirli kamusal alanlardan kaçınmasından depresyon, uyku bozuklukları gibi psikolojik sonuçlarla karşılaşılıyor” dedi.
Grup, bunun her türlü cinsiyetçilikle ilgili olmaması gerektiğini söyledi. “Ahlaki kavramların uygulanması cinsel ceza hukukunun görevi değildir. Bununla birlikte, belirli bir eşiğin altında, cinsel olarak kendi kaderini tayin etme hakkına yönelik tecavüzler yaptırıma layık değildir. “Öpüşme sesleri ve ıslıklar ya da dış görünüşle ilgili yorumlar gibi istenmeyen iltifatlar ve cinsel gönderme içeren ifadeler de buna dahildir.”
Cezanın her türlü cinsiyetçilikle ilgili olmaması gerektiği belirtilen taslakta, “Ahlaki kavramların uygulanması cinsel ceza hukukunun görevi değildir. Bununla birlikte insanların cinsel olarak kendi verdikleri kararlar yaptırım gerektirmez” denildi.