Güncelleme Tarihi:
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) grupları bulunan AK Parti, CHP ve MHP, Papa Francesco’nun bu açıklamasına sert tepki gösterdi.
“Papa’yı yedirtmeyiz” diyen HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise Papa Francesco’ya tam destek verdi.
Papa Francesco’nun açıklamasıyla ilgili tartışmalar sürerken Avrupa Parlamentosu da ‘Ermeni Soykırımı’ ile ilgili bir karar tasarısını kabul etti.
Türkiye’ye de 1915 olaylarını soykırım olarak tanıma çağrısı yapan Avrupa Parlamentosu, henüz tanıma kararı almayan Avrupa Birliği (AB) ülkelerini de bu yönde adım atmaya davet etti.
Tüm bu tartışmalar sürerken, gözler ve kulaklar şimdi de Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) çevrildi.
Ermeni diyasporasına 2008 yılında ilk kez Başkan seçilmeden önce soykırımı tanıma sözü veren, ancak daha sonraki dönemlerde Ermenice’de Büyük Felaket anlamına gelen Meds Yeghern sözcüklerini yeğleyen Barack Obama’nın 24 Nisan’da ne diyeceği şimdiden merakla beklenmekte.
Almanya’nın tutumu da...
Evet, soykırım tartışmaları son günlerde yeniden Almanya’nın da gündemine yerleşti.
* * *
Sol Parti, 18 Mart 2015 tarihinde Federal Meclis’e 1915/1916’da Ermenilere girişilen soykırımın 100’üncü yıldönümünü anma - Almanya hesaplaşma ve barışmaya katkıda bulunmalı başlıklı bir önerge sundu.
Bu önergenin 2. maddesinde “Alman Federal Meclisi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Jöntürkler Hükümeti tarafından sistematik şekilde planlanan ve organize edilen Ermeni halkına yönelik imhasını, 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair BM Sözleşmesi uyarınca soykırım olarak değerlendirmektedir. Bilimsel araştırmaların bugün ulaştığı noktaya göre, Süryani-Asuri halkı da, bu soykırım suçuna kurban giden bir diğer grubu teşkil etmektedir” satırlarına yer verildi.
Aslında bu yeni bir şey değildir.
Sol Parti daha önceki dönemlerde de bu yönde girişimlerde bulunmuştu.
Ancak yeni olan, Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) tutum değiştirmesidir.
Tabii Yeşiller’in de.
CDU/CSU, SPD, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) 15 Haziran 2005 tarihinde Federal Meclis’e, 1915 yılındaki Ermeni sürgünü ve katliamını anma -Almanya Türkler ile Ermeniler arasında barışa katkıda bulunmalı başlığı altında ortaklaşa sundukları önergede, soykırım sözcüğü yer almadığı halde, aynı partili bazı parlamenterler şu günlerde soykırım da ısrar etmeye başladılar.
Yeşiller, “Artık Türkiye soykırımı kabul etsin” diye avaz avaz bağırmaya başladılar.
CSU Genel Başkan Yardımcısı Julia Klöckner, “Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yüzbinlerce Ermeni’nin öldürülmesi kaza da değildi, tesadüf de, aksine soykırımdı” diyerek eskisinden farklı bir tutum sergiledi.
CDU’lu eski Federal Savunma Bakanı Franz Josef Jung da, Klöckner’e tam destek verdi. CDU’lu Christop Berger de, Federal Meclis’e sunacakları rezolüsyona soykırım ifadesinin bir şekilde girmesi için ağırlıklarını koyacaklarını ilan etti.
Nitekim öyle de oldu.
SPD’li Federal Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, daha birkaç gün öncesine kadar Federal Hükümet’in şu ana kadar sürdüregeldiği soykırım sözcüğünün yer almadığı politikasını savunurken, 2005 yılında soykırım değil, katliam (massaker) dediklerini unutuveren CDU/CSU ve SPD’nin rezolüsyonunda soykırım (völkermord) ifadesinin dolaylı da olsa, yer alacağı açıklandı.
* * *
Evet, Federal Meclis’in cuma günkü oturumunda bir saat boyunca Türk-Ermeni sorunu tartışılacak.
Bakalım ne gibi çatlak sesler yükselecek?
Ancak bir akşam önce, yani yarın akşam Berlin Katedral’inde (Berliner Dom) Ermeniler, Süryaniler ve Pontos Rumlarına girişilen soykırımları anma adı altında bir ayin düzenlenecek.
Bu ayine Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da katılacak.
Hatta bir de konuşma yapacak.
Bakalım Alman Cumhurbaşkanı neler söyleyecek?