Güncelleme Tarihi:
Kuyumcu sokağın ortalarında. Yanında bir oyun salonu bir de süpermarket var. Yakınlarında başka kuyumcu yok. Kuyumcuda çalışan Sibel Cila’nın ölümü, aynı yerde meslek eğitimi gören Zerrin Şahiner’in ağır yaralanmasıyla sonuçlanan kanlı olayın perde arkasını merak ediyorum.
Sadece ben değil sokaktan gelip geçen herkes, kapının önünde yazan (Neden) yazısının önünde bir süre donup kalıyor. Sibel neden öldürüldü? Zerrin ne pahasına ecelin eşiğinden döndü? Soyguncular iki kadına neden acımasızca kurşun yağdırdı? Soygun neden cinayetle sonuçlandı? Soyguncular günün neredeyse en kalabalık saati olan 17.00’yi niye seçtiler? Üstelik iş çıkışı trafik yoğunlunun en sık olduğu saatte niye arabayla kaçmaya çalıştılar?
Yakalanır yakalanmaz da suçlarını neden oracıkta alelacele itiraf ettiler? Aptal mı bu adamlar? Savcı Heribert Kaune-Gebhardt’la konuştum. 38 yaşındaki Sırp zanlının geçen yıllarda Wuppertal’de silahlı soygun nedeniyle mahkum olduğunu, cezasının bir kısmını çektikten sonra sınır dışı edildiğini söyledi. Diğer zanlının ise sabıkasının, en azından Almanya’da bulunmadığını söyleyen savcı, ölen ve yaralananlarla saldırganlar arasında bir bağlantıya rastlanmadığını da vurguladı.
Savcı bu olayın tamamen soygun amacıyla işlendiğine inanıyor. bir örgüt mü?” soruma ise “Hayır” diye yanıt veriyor. Savcının beni asıl şaşırtan açıklaması ise iç burkan cinsten. Kamera kayıtlarının incelendiğinde kullanılmasını gerektirecek bir duruma rastlanmadığı görülüyormuş. Yani Sibel ve Zerrin soygunculara hiç direnmemişler. Müşteri gibi giren iki cani o sırada tezgahı düzenleyen iki kadına doğrudan ateş etmişler. İkisi de o sırada yere yığılmış.
Soyguncular da vitrindeki altınlardan bir kısmını alarak kaçmışlar. Bu adi bir soygun. Soyguncular da gözlerini kan bürümüş caniler. Savunmasız iki kadını, üstelik hiç direnmedikleri halde, kurşun yağdırarak öldürecek denli acımasızlar. Bir o kadar da aptallar. Kentin en kalabalık caddesinde soygun yapıyorlar. Altınları alıp kaçabilecekken cinayet işliyorlar. Trafiğin en yoğun olduğu saatte arabayla kaçmaya kalkıyorlar. Kalabalık bir saatte soygun yapıyorlar. Çaldıkları (miktarı açıklanmayan) altınlarla kaçarken yakalanıyorlar. Buraya kadar tamam da, cana kıymaya değer miydi?