Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'nın Essen kentinde düzenlenen toplantıda ağırlıklı olarak Türk çocuklarının gönderildiği, öğrenme sorunu yaşayanlara yönelik "Sonderschule/Förderschule" isimli okullar masaya yatırıldı.
Türkiye ve Almanya'dan gelen özel eğitim uzmanları, düzenlenen panel ve sunumlarda bu tür özel eğitim okullarının sorunları gidermek yerine daha da karmaşık hale getirdiğini söylediler. Hürriyet'in de desteğiyle gerçekleşen toplantıya çok sayıda veli ve öğretmen ile eğitim fakültesi öğrencisi katıldı.
Bilinmeyen acı gerçek
Duisburg Essen Üniversitesi'nde Dil Eğitimini Desteklemek için İnisiyatif ve Türkçe Almanca yayınlanan Die Gaste'nin ortaklaşa düzenlediği "Sonderschule/Förderschule Sorunu ve Göçmen Toplumu" konulu panelin açılış konuşmasını yapan Duisburg Essen Üniversitesi Türkistik Profesörü Emel Huber, Almanya'daki Türk toplumu tarafından Sonderschulelerin yeteri kadar bilinmediğini belirterek, “Eskiden 'Sonder' kelimesinin Türkçe karşığılından dolayı bu okulları bizdeki özel okullarla karıştırıp, 'Benim çocuğum özel okula gidiyor' diye sevinen Türk veliler vardı” diye konuştu.
Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Genel Müdürü Dr. Andreas Goldberg, Sonderschulelerin yıllardır bir sorun olmaktan öteye geçmediğini belirterek, bu konuda ilk araştırmayı TAM Vakfı olarak 1980'li yılların ortasında yaptıklarını söyledi. Dr. Goldberg, “O tarihten bu yana Sonderschulelere giden Türk çocuklarının sayısı belki azaldı, ama sorun hala mevcut” diye konuştu.
Eğitim sistemi yetersiz
Essen'de Türkçe öğretmenliği okuyan öğrenciler tarafından iki dilde yayınlanan Die Gaste adlı bültenin genel yayın yönetmeni Zeynel Korkmaz, Sonderschule sorunun bir an önce çözülmesi için eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması gerektiğine işaret ederek, bu tür okulların çocukların sosyal ortama uyum sorunu yaşamalarına yol açtığını ifade etti. Öğretmenlerden daha sorumlu davranmalarını isteyen Korkmaz, “Öğrenme güçlüğü çeken çocukları başka okullara göndermek sorunu çözmez, sadece havale eder. Bu tür okulların yapıları yeniden gözden geçirilmeli ve göçmen çocuklarının bu okullardan nasıl etkilendikleri açıklığa kavuşturulmalıdır” dedi.
Ayrımcılık sistemden kaynaklanıyor
Alman eğitim sisteminin topyekün yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret eden Bremen Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Wolfgang Jantzen, “Mevcut eğitim sistemi öğrenciler arasında ayrımcılık yapılmasına olanak sağlıyor” diye konuştu. Almanya'daki eğitim sisteminin özellikle göçmen, özürlü ve öğrenme engelli ile sosyal seviyesi düşük ailelerden gelen çocukların öğrenme haklarını kısıtladığı ve eğitimde fırsat eşitliği ilkesini zedelediğini ifade eden Jantzen, bu konudaki sorunlara değinerek, çözüm önerilerini sıraladı.
Sonderschuleler amaca hizmet etmiyor
Gazi Üniversitesi Zihinsel Engelliler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özyürek, Sonderschule/Förderschule olarak bilinen okullara daha fazla göçmen çocuklarının yerleştirildiği yönündeki açıklamalara katıldığını belirterek, şunları söyledi:
“Bu çocuklar daha iyi eğitim görsünler, daha iyi öğrensinler diye bu okullara gönderiliyor. Ama bu okullar amaca hizmet etmiyor. Özel eğitim, çocukları belli okullara yerleştirmek demek değildir. Bu çocuklar için program yapmak demektir. Eskiden öğrenme sorunu çeken çocuklar başka okullara yerleştirilirlerdi. Ama artık programlarda değişiklik yaparak akranlarıyla birlikte aynı koşullarda öğrenmeleri esas alınıyor. Ayırmadan, karşılıklı etkileşimle eğitim veriliyor. Bu çocukları bu tür okullara göndermek ve oralarda toplamak yerine özel programlarla akranlarıyla birlikte öğrenmeleri sağlanmalıdır. Benzer sorunu olan çocukların aynı ortamda toplanmaları sorunu çözmez.”
Testler göçmenlere göre hazırlanmadı
Göçmen çocuklarının ağırlıklı olarak Sonderschulelere gönderilmelerinin nedenleri üzerine de konuşan Prof. Özyürek, “Sonderschule/Förderschule'ye gönderilen Türk çocukları testlerde başarısız oluyor. Çünkü çoğunluk grubuna göre hazırlanan bu testler göçmenlerin kültürel özelliklerini dikkate almıyor. Teste giren göçmen çocukları bu sisteme göre sorunlu çıkabiliyorlar” dedi.
Hayatımız karardı
Şu anda 20 yaşındaki oğlunun ilkokula başladığı sırada bazı cilt sorunları bulunduğunu, bu yüzden de konsantrasyon eksikliği yaşadığını belirten öğrenci velisi Gülderen Güngör (44), “Bize farklı şeyler anlatarak çocuğumuzu Sonderschuleye aldılar. Burada daha iyi eğitim vereceklerini ve çocuğumuzun geleceği açısından bu okulun daha iyi olacağını söylediler. Şu anda oğlum 20 yaşında. Elinde Sonderschule diplomasından başka bir şey yok. Ne bir işi, ne mesleği, ne de geleceğinden umudu var. Ortada kaldı. Ailece büyük bir çıkmazın içindeyiz” diyerek göz yaşlarına boğuldu.