Sonbaharda Lizbon!

Güncelleme Tarihi:

Sonbaharda Lizbon
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2024 08:08

Sonbaharın en cazip rotalarından biri olan Portekiz’in başkenti Lizbon, son yılların en trend şehirlerinin başında geliyor. Tarih boyunca birçok kültürle etkileşime geçmiş olan Lizbon, zengin birikimini günümüze kadar en güzel şekilde korumayı başarmış... Bu nedenle şehir, yılın hangi döneminde olursa olsun, eğlence ve kültürel amaçlı seyahatlerden hoşlanan milyonlarca gezginin cazibe merkezi olmaya devam ediyor.

Haberin Devamı

LİZBON’dan gerçekten yok yok! Bu şehre aşık olmamak mümkün değil! Hem modern hem de tarihi dokusunun yanı sıra yüksek enerjisi, sıcakkanlı cana yakın insanları ve kırmızı kiremitli damlarıyla gerçekten çok güzel bir şehir. Şehrin atmosferini gerçek anlamda yaşamak isteyenler için Lizbon’un ‘28 numaralı meşhur sarı renkli oldukça turistik ve ikonik tramvayına binmek şart. Bu tramvayın rotası sizi 40 dakikalık yokuş yukarı (veya yokuş aşağı) bir yolculukla Graça, Alfama ve Baixa gibi eski mahallelere götürürken, katedral ve kale de dahil olmak üzere birçok önemli tarihi eseri görmenizi sağlıyor. Lizbon’daki ilk günümde her zaman olduğu gibi, sabah erkenden 28 Nol’u tramvayın ilk kalktığı durak olan Martim Moniz’e giderek önce en sevdiğim bu rotayı yaptım. Şimdi şehri gelin beraber gezelim ve gezimize, Lizbon’nun ana meydanı Praca do Comercio’dan başlayalım.

Haberin Devamı

Sonbaharda Lizbon

BİR YANI OKYANUSA BİR YANI AUGUSTO’YA...
Praca do Comercio (Ticaret Meydanı): Tejo Nehri’nin kıyısındaki göz alabildiğince büyük oldukça güzel bir meydan ve kelimenin tam anlamıyla şehrin kalbi burada atıyor denilebilir. Praca do Comercio Meydanı, 18. yüzyılda önemli keşif yolculukları anlaşmalarının yapıldığı ve deniz ticaretine yön veren bir alanmış. Bugün ise, çeşitli etkinliklerin yapıldığı, etrafı kafelerle çevrili, alışveriş merkezleri ile oldukça hareketli ve eğlenceli bir meydan. Bir tarafı okyanusa, diğer tarafı ise Rua Augusto’ya açılıyor. Rua Augusta, Lizbon’un trafiğe kapalı ve en merkezi caddelerinden biri, birbirinden güzel kafeler, balıkçılar, eğlence ve alışveriş merkezleri burada bulunuyor. Belem’e doğru giden 15 numaralı tramvay yolu da buradan geçiyor. Bölge Tejo Nehri’nin kıyısında olduğu için bu meydanda çoluk çocuk ailece meydanda oturup akşam güneşini batıran insanlara rastlayabilirsiniz.

Sonbaharda Lizbon

Haberin Devamı

4. PETRO’NUN HEYKELİ BURADA
Praça do Rossio (Rossio Meydanı): Lizbon’un en önemli sembolik iki meydanından biri. Zamanında idam cezalarının infazları, boğa güreşleri ve kralın duyuruları burada yapıldığından kanlı meydan diye de anılıyor. Portekiz ve Brezilya İmparatoru olan IV. Pedro’nun heykeli de bu meydan da bulunuyor...

Carmo Kilisesi (Largo do Carmo): 1755 yılındaki depremle çatısı yıkılan ve daha sonra tekrar yapılmayan bir Orta Çağ kilisesi ya da harabesi de diyebileceğimiz oldukça etkileyici bir yapı. Çatısı olmayan gotik kemerleri ile oldukça ihtişamlı görünüyor. Küçük müze kısmında ise kral mezarları ve mumyalar var. Depremde zarar görmeyen parçalar başka kilise ve müzelere taşınmış. Size bir ipucu (Kiliseden çıkınca sola doğru yürüyün hemen tekrar sola dönüp bir kaç adım daha atarsanız ünlü asansörün manzara seyir terasına çıkıyorsunuz yani para ödemeden ve aşağıdaki kuyrukta sıra beklemeden asansör manzarasının tadını çıkarabilirsiniz)…

Haberin Devamı

Sonbaharda Lizbon

EŞSİZ MANZARASIYLA EN İKONİK YER
Elevador de Santa Justa (Santa Justa Asansörü): Aşağı giriş noktası Rua Augusto’da, yukarı girişi ise Carmo Kilisesi’nin yanında. Bu sebeple Carmo Lift olarak da biliniyor. Eyfel Kulesi’nin mimarı büyük demir ustası Gustave Eiffel’in öğrencisi, Raul Mesnier de Ponsard tarafından neo gotik tarzda inşa edilen asansör, yukarı mahalle Bairro Alto ile aşağı mahalle Baixa arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak için yapılmış. Fakat sunduğu eşsiz manzarası ile asansör olmanın çok ötesinde şehrin en ikonik yerlerinden biri haline gelmiş. Bir tarafta, Baixa Mahallesi’nin panorama görüntüsü, karşı tarafta Sao Jorge Kalesi, biraz sağında Lizbon Katedrali, Alfama Mahallesi ve Tejo Nehri. Daha ne olsun... Tabii ki bu nedenle de sabahın ilk saatlerinden itibaren turistlerin akın ettiği bir yer haline gelmiş durumda.

Haberin Devamı

Sonbaharda Lizbon

SEYİR TERASINDA MANZARININ TADINI ÇIKARIN
Bairro Alto Bölgesi: Burası bir taraftan modern kafeler, barlar ve restoranlarıyla insanı büyülerken diğer taraftan da etkileyici tarihi dokusu ve daracık sokaklarıyla dümdüz sahile kadar gidiyor. Yol boyunca küçük sanat galerileri, marketler ve çeşitli dükkânlar görmeniz mümkün. Bairro Alto’da Rua da Misericardio üzerinde yürümeye devam ederseniz Lizbon’un meşhur fünikülerinden biri olan Elevador da Gloria’ya ulaşırsınız. Lizbon görsellerinde sıkça rastlanan dimdik yokuşun ortasından geçen sarı Lizbon fünikisini burada fotoğraflayabilirsiniz. Buraya kadar çıktıysanız Miradouro de Sao Pedro Alcantara’daki seyir terasında hem dinlenip hem de manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Bairro Alto’nun dik yokuşlarını sonuna kadar tırmanmak istemezseniz, Baixa’da Rua de Sao Paulo sokağındaki Elevador Bica da size istediğiniz görseli verebilir...

Haberin Devamı

Sonbaharda Lizbon

ARAP KRALLARINA EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ
Sao Jorge Kalesi: Eski zamanlarda Arap krallarına ev sahipliği yapan bu ihtişamlı kale, Portekizliler’in şehri ele geçirmesinden sonra uzun yıllar boyunca kraliyet ailesini ağırlamış. Mükemmel bir manzaraya sahip olan bu muhteşem kaleyi görmeden şehirden gitmeyin derim...

Sonbaharda Lizbon

ARA SOKAKLARI KEŞFETMEYE DEĞER
Alfama: Sokaklarında kaybolmak isteyeceğiniz şehrin en güzel bölgelerinden biri. Kalenin etrafında şekillenmiş bu bölgenin, zamanında yaşanan büyük Lizbon depreminden en az hasar gören bölge olduğu için eski Lizbon’u en iyi şekilde yansıttığı söylenebilir. Sıra sıra küçük Fado mekânlarıyla tam hayran olunmalık bir bölge! Evlerin camlarından asılmış çamaşırlar veya balkonlarda gitar çalan sokak müzisyenleri ile bu bölgedeki ara sokaklar kesinlikle keşfedilmeye değer. Alfama’dan aşağıya merkeze doğru inerken karşınıza sık sık Miradouro adı verilen manzara terasları çıkacak, buralarda durup manzaranın keyfini çıkarmayı unutmayın...

Lizbon Katedrali (Sé Katedrali): Bu oldukça güzel ve tarihi Katedrale giriş ücretsiz. 28 No’lu tramvay katedralin tam önünden geçiyor. 28 numaralı tramvay gelene kadar bekleyip tam katedralin önünden geçerken fotoğrafını çekebilirseniz en güzel Lizbon görsellerinden birisini yakalamış olursunuz!...

Sonbaharda Lizbon

ÜRETİM VE YARITICILIĞIN ADRESİ
LX Factory: Lizbon’un kültür, sanat, tasarım kısacası üretim ve yaratıcılığın odağı bir mekân. Hâli hazırda endüstriyel üretimin yoğun oldugu bir bölge olan Alcantara’da konumlanan LX Factory, bir zamanlar fabrika binasıydı. Hatta tek bir bina değil bir binalar kompleksi demek daha doğru. Birbirinden farklı binaların neredeyse tüm duvarlarında birer grafiti veya farklı bir yerleştirme görmek mümkün. 200’ün üzerinde sanatçı ve tasarımcının çalışmaları sonucunda bir zamanların dokuma fabrikasi olan LX bugünlerde ikinci baharını yaşıyor. LX’de görebileceğiniz eserlerden biri de genç sokak sanatçısı Bordalo Il’nin dev arısı. Tüketim toplumunun israf, yok etme ve atık yaratma edimlerini dönüştürerek estetikle buluşturan sanatçının dev arısı binalardan birinin tam köşesinde duvarın üzerine yapışmış hâlde bir anda karşınıza çıkabilir. Bordalo Il’nin bu eseri LX’in en çok bilinen ikonik eserlerinden biri…

Sonbaharda Lizbon

BELEM TURTASINI YEMEYİ İHMAL ETMEYİN
BELEM: Belem’e 15 numaralı tramvayla gidebilirsiniz. Belem’i gezmeye Kâşifler Anıtı’ndan (Padrão dos Descobrimentos) başlamak mantıklı. Tejo Nehri kıyısında konumlandırılmış bu anıt, Portekizlilerin gurur kaynağı denizci kâşiflerine adanmış. Kaidesi ile birlikte 52 metre yüksekliğe ulaşan anıt, açılmış yelkene benzeyen görüntüsüyle yelkenin hemen dibinde ileriye atılma hareketi gösteren kâşiflere yer veriyor. Anıtta coğrafi keşiflerin destekçisi Prens Henry, Hint rotasını keşfeden denizci Vasco da Gama, Brezilya’nın kâşifi Pedro Alveres Cabral, ilk dünya turuna çıkan denizci Ferdinand Magellan, Ümit Burnu’nu ilk geçen denizci Bartolomeu Dias ve sanat adamları yer alıyor. Anıtı geride bırakıp nehir boyunda yürümeye devam ettiğinizde karşınıza Belem Kulesi (Torre de Belem) çıkıyor. Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan kule, 16. yüzyılda Tejo Nehri’nin giriş çıkışını kontrol etmek amacıyla, Vasco da Gama anısına yapılmış. İçinde büyükçe bir avlu barındıran kulenin içinde zindanlar da bulunuyor. Belem’e gelmişken dünyaca ünlü Belem Pastanesi’nin (Pasteis de Belem) Belem Turta’sını (Pastal de Nata) yemeden olmaz. Günümüzde sırrını sadece 3 kişinin bildiği bu turta, 1837’den beri bu pastanede üretiliyor.

Sonbaharda Lizbon

BELEM’İN OLMAZSA OLMAZI
Jeronimos Manastırı: Lizbon’da görebileceğiniz en etkileyici yapılardan biri olan Jeronimos Manastırı, Belem’in olmazsa olmazı. Yapımına 1500’lü yıllarda başlanan ve dönemin mimarisini en iyi şekilde yansıtan eserlerden biri olarak kabul edilen bu manastırın hem içi hem de dışı kelimenin tam anlamıyla mükemmel, manastırın yanına sonradan eklenen Santa Maria Kilisesi’de mutlaka görülmesi gereken bir yer...

Sonbaharda Lizbon

HZ. İSA ANITI VE ALMADA
Lizbon’da Tejo Nehri’nin karşı kıyısındaki Almada kasabasına da mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. Ben buraya Cais do Sodré’den, Almada’ya giden feribotla gittim. Karşıya geçiş sadece 10 dakika sürüyor. Şehrin harika manzarası ve eşsiz bir mavi gökyüzü eşliğinde keyifli bir yolculuk ile Almada’daki ‘Cacilhas’ iskelesine geliyorsunuz. İskelenin hemen arkasında, Cacilhas metro istasyonu ve büyük otobüs terminali bulunuyor. Buradan 101 numaralı otobüse binerek, 20 dakikalık bir yolculuk sonrası tepeye çıkıp Cristo Rei (Hz İsa Anıtı ) na ulaşılıyor. Lizbon’nun diğer bir simgesi sayılan 110 metre yüksekliğindeki Cristo-Rei Statue yani Hz. İsa Anıtı görülmeye değer. Bu heykelin üzerindeki 200 metre yükseklikteki platform ise 360 derecelik manzarasıyla bütün Lizbon’u ayaklarınızın altına seriyor. 25 Nisan Köprüsü’nün ve şehrin manzarası gerçekten muhteşem. Bu bölgeye gelmişken yürüyerek ya da otobüsle Miradouro Boca do Vento’ya gitmenizi öneririm. Burada harika bir panoramik manzaraya sahip iyi bir pizzacı (Pizza no Patio) ve teraslı bir bar olan (Boca do Vento) bulunuyor. Barda içkinizi yudumlarken Tejo ve Lizbon’un muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Bardan doğrudan asansörle (Elevador Panoramico da Boca do Vento’ya) veya muhteşem manzaralar ve grafiti çizimleri eşliğinde 15 dakikalık yamaçlı bir yürüyüş sonrası Tejo Nehir kıyısına iniyorsunuz. Burada bir piknik battaniyesi ve bir şişe şarapla çimenlerin üzerinde oturup panoramanın keyfini çıkarabilir ya da şimdilerde Lizbon’un en popüler mekânlarından biri olan keşfedilmeye değer sarı sandalyeleri ve beyaz şemsiyeleriyle Ponto Final Restorantı’nda oturabilirsiniz. Çok iyi bir mutfağa ek olarak diğer bir özelliği de, eski iskelenin hemen kenarındaki sandalyelerde oturup mükemmel bir gün batımı izleyebilmeniz ayrıca yaz ayları burdaki kumsaldan direk Tejo’ya girebilirsiniz...

Sonbaharda Lizbon

ZEVKLER MEZARLIĞINA GİDİN!
Şehrin en büyük mezarlığı ‘Cemiterio dos Prazeres - Zevkler Mezarlığı’: Size Lizbon’la ilgili harika bir ipuçu daha vereyim, Lizbon’un yerlilerinin gittiği çok özel ve etkileyici (Cemitério dos Prazeres) Zevkler Mezarlığı’na gidin. Mezarlığın konumu şehri en iyi izleme noktalarından birisi ve manzarası gerçekten muhteşem. Manzarasının yanı sıra aynı zamanda son derece etkileyici de bir mezarlık, içerisinde çok sayıda pitoresk mezarlar bulunuyor ve bazı mezarlıkların içini kısmen görebiliyorsunuz arada devrilmiş bir tabuta da rastlayabilirsiniz. 1833 yılında Paris Park Mezarlığı, Cimetiere de Pere Lachaise temel alınarak oluşturulmuş. Leydi Şapeli ‘Nossa Senhora dos Prazeres’ daha önce burada bulunuyordu, dolayısıyla ‘Zevkler Mezarlığı’ adı da buradan geliyor. Mezarlıkta, turist akınına uğramadan Cristo Rei ile birlikte 25 Nisan Köprüsü’nün muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Mezarlık eski, rustik tramvaylar 25 ve 28’in son durağında bulunuyor.

Sonbaharda Lizbon

LİZBON’DA YAPILMASI GEREKENLER
Tejo Nehri’nde gün batımında tekne turu yapmak. Yaklaşık 1 saatlik bu turda Lizbon’u nehirden izlerken yeni yerler ve manzaralar keşfedeceğiniz garanti... Havaalanından gelirken kırmızı hattaki metroya binip direkt şehir merkezine gelebiliyorsunuz ve tek kullanımlık metro bileti bu metroda da geçiyor. Havaalanı şehre yakın olduğu için Über’i de tercih edebilirsiniz. Über Lizbon’da gerçekten çok uygun ve tercih edilen bir yöntem ve şehir merkezinden havaalanına sadece 13 Euro tutuyor... Fado dinlemek istiyorsanız, Bairro Alto’da arka arkaya sıralanmış küçük, sevimli, lokal veya turistik Fado restoranları bulunuyor... Belem’e, Ticaret Meydanı’ndan geçen E15 No’lu tramvay ile ulaşabilirsiniz. Bir gününüzü Belem’e ayırmanızı tavsiye ederim. Özellikle Jeronimos Manastırı Belem Kulesi ve Belem Pastanesi mutlaka görülmesi gereken yerlerden... Almada’da ‘Ponto Final’de balık yemenin ve akşam güneşini orada batırmanın zevki bir başka mutlaka öneririm... Lizbon’da nerede yemek yemeli derseniz uygun fiyatlara her damak zevkine hitap eden Time Out Market’e bir göz atmanızı öneririm.

Sonbaharda Lizbon

HAREKET NOKTASI
Cais de Sodre: Gece hayatı için resmi adı (Rua Nova do Carvalho) olan (Pink Street) Pembe Cadde’yi önerebilirim. Ayrıca Time Out market de burada bulunuyor. Bu bölge 2013 yılına kadar denizcilerin, suçluların ve kadın ticaretinin buluştuğu tehlikeli bir yerken, sonrasında bu profili değişerek gece hayatının en gözde noktasına dönüştürülmüş. Barların arasındaki yaya yolunun pembeye boyanmasıyla da adı ‘Pink Street’ olarak kalmış. Cais de Sodre durağından, Cascais’e (Lizbon’a yarım saatlik mesafede tatil kasabası) giden tren, Belem’e giden tramvay ve tren, İsa heykeline giden feribot, hepsi buradan hareket ediyor.

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

Sonbaharda Lizbon

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!