Sol Parti’yi Gysi de kurtaramaz

AYNI yıl aralık ayında partinin ismi Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) de eklenerek ‘SED-PDS’ oldu.
Ancak iki ay sonra SED tarihe karışırken PDS doğdu.
Partinin ismini veren Gregor Gysi, PDS’in ilk genel başkanı seçildi.
Eski Doğu Almanya’da birleşmeden önce 18 Mart 1990’da yapılan son genel seçimlerde PDS toplam oyların yüzde 16.4’ünü aldı.
Hatta, Erlin’de aldığı oy oranı yüzde 30’u geçti.
İki Almanya 3 Ekim 1990 tarihinde resmen birleştikten sonra 2 Aralık 1990’da yapılan genel seçimlerde toplam oyların ancak yüzde 2.4’ünü alıp yüzde 5 barajını aşamadığı halde, Gregor Gysi’nin de Berlin’deki seçim bölgesinde en fazla oyu alması sayesinde PDS Federal Meclis’e 17 milletvekiliyle girdi.
Hatta daha sonraki yıllarda eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerden Mecklenburg-Vorpommern’da iktidara ortak bile oldu.

PARTİYİ TERK ETTİLER
Brandenburg, Saksonya ve Thüringen’de ‘ana muhalefet partisi’ konumuna yükselmeyi başardı.
Almanya’nın SPD’li eski Başbakanı Gerhard Schröder’in 2003 yılında ilan ettiği ‘Gündem 2010’ adı altındaki sosyal reform planlarına tepki gösteren bazı sosyal demokratlar partiyi terk ettiler.
Ve 2005 yılında ‘İş ve Sosyal Adalet Seçim Alternatifi’ (WAGS) adı altında yeni bir parti kurdular.
Aynı yıl PDS, Sol Parti-PDS ismini aldı.
2007 yılında da Sol Parti ile WAGS, Sol Parti adı altında birleşti.
Dönemin Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’e kızdığı için 1998 yılında üstlendiği Federal Maliye Bakanlığı görevinden de milletvekilliğinden de istifa eden SPD’nin eski Genel Başkanı Oskar Lafontaine ile Lothar Bisky, Sol Parti Eş Başkanı oldular.
Gregor Gysi de Lafontaine’le birlikte Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanı.
Sol Parti zamanla Batı’daki Baden-Württemberg, Bavyera ve Rheinland-Pfalz’ın dışındaki tüm eyaletlerde yüzde 5 sınırını aşarak parlamentolara girmeyi başardı.
Şu anda da Almanya’nın 16 eyaletinin 9’unda temsil ediliyor.
Hatta Thüringen’de Sol Partili Bodo Ramelow, 2014 yılından beri başbakanlık koltuğunda oturuyor.
Ancak son dönemlerde parti içinde bölünmeye yol açacak düzeyde sürtüşme yaşanıyor.

YENİ İSTİFALAR SARSTI
Nitekim partinin önde gelen ve Rusya’nın politikasını savunan politikacılarından Sahra Wagenknecht, Sol Parti yönetiminin kendisini dışlaması nedeniyle bir daha milletvekili adayı olmayacağını, hatta yeni bir parti kurmayı düşündüğünü açıklaması üzerine sancılar da.
2021 yılında yapılan genel seçimlerde toplam oyların ancak yüzde 4.9’unu alarak yüzde 5 barajına takıldığı halde 3 seçim bölgesinde en fazla oy alan adayları kazandığı için Gregor Gysi, Gesine Lötzsch ve Sören Pellmann sayesinde 736 sandalyeli Federal Meclis’e 39 milletvekili gönderen Sol Parti’deki yeni istifalar, sancıları artırdı.
Parti yönetiminin Sahra Wagenknecht’e yaklaşımını tasvip etmediğini baştan beri dillendiren Sol Parti Federal Meclis Grup Eş Başkanı Amira Mohamed Ali, görevi bırakacağını ilan etti.
Aradan çok geçmeden diğer Eş Başkan Dietmar Bartsch da yapılacak grup toplantısında adaylığını koymayacağını açıkladı.
Yani Sol Parti’de yaşanan huzursuzluk tavan yaptı.
*
Sıra şimdi partiyi terk etmelere geldi.
Almanya’da geçerli yasalara göre Federal Meclis’teki toplam milletvekili sayısı göz önünde bulundurularak bir partinin grup oluşturabilmesi için en az 37 milletvekili olması gerekmektedir.
Başka bir deyişle, 3 milletvekilinin partiden istifa edip görevi ‘bağımsız’ olarak sürdürme kararı almaları halinde Sol Parti ‘meclis grubu’ konumunu kaybedecektir.
Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Sahra Wagenknecht’in kuracağı yeni bir parti hem Sol Parti’nin hem de sağ popülist AfD’nin oylarını beklenenden daha çok azaltacaktır.
Bu da Sol Parti’yi çökertecektir.
Hatta bitirecektir.
Yani Sahra Wagenknecht yeni bir parti kurarsa, Sol Parti’yi artık Gregor Gysi de kurtaramayacaktır.