Güncelleme Tarihi:
Bu boşluğu ise Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Sol Parti (Die Linke) doldurma gayretinde. Eğer Sol Parti, Almanya’daki göçmenleri ve daha da çok, sayıca en kalabalık olan Türkiye kökenlileri “kucaklama” siyaseti yaparsa, ülkenin üçüncü partisi konumuna ulaşabilir. Yani Yeşillerin yerini rahatlıkla alabilir.
Alman Federal Parlamentosu’nun etkin Türkiye kökenli milletvekili Sevim Dağdelen, bu boşluğu en iyi görenlerden. Cem Özdemir’in, Yeşiller’in “eş başkanı” olmasına rağmen, bu partinin göçmen politikasından uzaklaşması, 7 haziranda yapılacak olan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine hiç bir göçmen kökenli milletvekili göndermemesi, önemli bir fırsat yarattı. “Die Linke” bunu farketti ve Almanya’da yaşayan Türklerin tamamını sahiplenecek bir siyaset içine girdi. Mutlaka bunda Sevim Dağdelen’in etkisi var.
***
PDS/ WASG birleşmesinden ortaya çıkan Sol Parti’nin (Die Linke) AP’de bulunan Türkiye temsilcisi Feleknaz Uca’nın, daha çok PKK’nın etkisinde olması, bu partiye giden göçmen oylarını sınırlıyordu. Sol Parti, AP listesinin 11’inci sırasını boş bıraktı ve buraya Uca’nın yerine gidecek bir aday aradı. PKK ve Kürt Milliyetçilerinin adayı Songül Karabulut oldu. Diğer iki aday ise Sidar Demirdöğen ve Kadriye Karcı idi. Sol Parti sonunda 11’inci sıra adayını belirledi. 7 haziranda milletvekili olarak AP’ye gidecek olan kişi, Sidar Demirdöğen oldu. Hem de oyların yüzde 55’ini alarak. Bu seçimde Sevim Dağdelen’in etkisi büyük. Sidar Demirdöğen, uzun yıllar Göçmen Kadınlar Birliği Başkanlığını yürüttü. Bu nedenle, kadın hakları konusunda oldukça etkin bir isim. Feleknaz Uca’nın iki dönem milletvekilliği yaptığı AP’de, şimdi yerini, kadın hakları konusunda bir uzman alacak.
***
Uzun yıllar Avrupa genelinde göçmen hakları konusunda büyük uğraş veren, Göçmen Dernekleri Federasyonu eski Başkanı ve Avrupa Göçmenler Forumu eski Genel sekreteri Dr. Ataman Aksöyek ile görüştüm. Aksöyek, Yeşillerde yaşanan durumu “içler açısı” olarak yorumluyor. Avrupa Parlamentosu´na aday olan Ali Yurttagül’ün, hatta hiç bir göçmen kökenlinin listeye girememesini eleştiriyor. Aksöyek, “Halbuki Yeşiller, Cem Özdemir´i eşbaşkanlığa seçerken, seçimlerde oy potansiyellerini göçmen oylarıyla da artırmayı düsünmüşlerdi sanırım. Ancak Cem Özdemir´in eşbaşkan olması, ona ne Federal Parlamento seçim listesine girmesinde yardımcı oldu, ne de Yeşillerin, SPD/ Yeşil hükümet koalisyonundan bu yana, partinin göçmenlere yaklaşımlarındaki değişimin yarattığı imajı düzeltmeye yaradı” diyor.
Aksöyek, Sol Parti’nin birleşme sonrasında, sosyal adalet ve barışı ön plana çıkaran bir üslup içinde olduğunu, seçimlerde özellikle sol düşünceli, ekolojik gelişmeden yana olan, bir zamanlar Yeşiller partisinin tabanını oluşturan seçmenin oyunu alabileceğini, bu durumun da partiyi “üçüncü parti” konumuna getireceğini düşünüyor.
Aksöyek, kongre öncesi Sol Parti genel kurulunu izlemiş. Türkiye kökenli adaylardan Kadriye Karcı’yı çok etkili bulmuş. Ancak yapılan seçimlerde 11’inci sırayı Sidar Demirdöğen kaptı. Hayırlı olsun...