Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'da Federal İçişleri Bakanlığı'nın da talimatıyla neonazi terör örgütü NSU ile bağlantılı dosyaların imhasının ortaya çıkması skandalın boyutunu değiştirdi.
Almanya Türk Toplumu(ATT) Genel Başkanı Kenan Kolat, "Artık bardağı taşıran son damlaya doğru gidiyoruz. Artık bu skandalın boyutunu tanımlamak çok zor“ dedi.
Bakan komisyona davet edilmeli
Kenan Kolat, "İçişleri Bakanlığı'nın da talimatıyla dosya imha olayının ortaya çıkması, skandala politikacıları da dahil etmiştir. İçişleri bakanı da araştırma komisyonuna davet edilmeli. Gerekirse siyasi sonuçlarına da katlanması gerekiyor. Kenan Kolat, son gelişmelerin ATT olarak daha önce yaptıkları "kurumsal ırkçılık" tezini desteklediğini belirtti. Kolat, "Bu skandallar yapısal ve kurumsal ırkçılığın ne kadar geliştiğini gösteriyor“ şeklinde konuştu.
Kenan Kolat, tatil sonrası tüm göçmen ve göçmen olmayan sivil toplum ögrütleriyle biraya gelip ortak bir manifesto hazırlamak istediklerini de vurguladı. Almanya'nın demokrasisine her zaman için güvendiğini belirten Kolat, "Ancak Almanya gibi bir ülkede olayların üstünün bu şekilde örtülebileceği ve örtülmeye çalışılacağı hiç ama hiç aklıma gelmemişti. Almanya'nın göçmenlere bakışının ne kadar ırkçı yaklaşımlardan beslendeğinin ortaya çıktığını görüyoruz“ dedi.
Maassen, yanlış bir karar
Kolat, Heinz Fromm'dan boşalan istihbarat başkanlığına atanan Hans-Georg Maassen'in, makam için uygun olmadığını düşündüğünü de belirtti. Kolat,
"Maassen göçmenler ve göçmen hakları konusunda örneğin vatandaşlık yasası konusunda yaptığı tutucu ve hukukun göçmenlerden yana değil hukukun göçmenlere karşı kullanılmasını savunmuş birisidir. Bu görev için hiçbir şekilde sözkonusu olmaması gerekiyor. Bu atama, Federal İçişleri Bakanlığı ve federal hükümetin, NSU cinayetlerinden sonraki gelişmelerden doğru dürüst bir sonuç çıkartmadığını gösteriyor. Bu atama, kendi personelini oraya yerleştirerek skandalları kontrol altında tutmak ve olumsuzlukların üstünü örtmeye çalışmaktır“ dedi.
Kolat, Maassen'in, göçmenleri Almanya'nın bir parçası olarak görmeyen bir zihniyeti temsil ettiğini ifade etti. Kolat, "İşte bizim kurumsal ırkçılık dediğimiz bu. Hükümet bu atamayla çok yanlış bir adım atarak işin içinden çıkılmaz bir hale getirdi“ dedi.
"Dosya imhası büyük rezillik“
Öte yandan Federal Meclis neonazi cinayetleri Araştırma Komisyonu üyesi FDP Milletvekili Serkan Tören, son ortaya çıkan dosya imha olaylarının büyük bir rezillik olduğunu söyledi. Komisyonun çalışmalarının bu rezillikleri de ortaya çıkardığını kaydeden Serkan Tören, ABD'deki yapıya benzer bir şekilde istihbarat üzerinde parlemento kontrol sistemi geliştirilmesini istedi.
Serkan Tören, "Almanya'daki şu andaki yapı gereği, parlamento istihbaratı kontrol ediyor. Her ne kadar bu komisyon üyeleri milletvekilleri de olsa, orada ortaya çıkan bilgilerin kamuoyuna yansıtılması yasak. İstihbarat kurumu, halkın güvenliği için ona hizmet etmek için varolan bir kurum. Soğuk savaş dönemi bitti. Herşeyin parlamentonun kontrolü altına girmesi lazım“ dedi.
Serkan Tören, istihbarat başkanlığına atanan Maassen'in ise Guantanamo tutuklusu Murat Kurnaz olayında takındığı tavrın ise yanlış olduğunu belirtti.