Güncelleme Tarihi:
2015 yılında mülteci akınıyla yıldızı parlayan yabancı ve İslam karşıtı aşırı sağcı AfD, yabancılar üzerinden korkuları körükleyerek eyalet meclisleri ve Federal Meclis’e girdi. Ancak daha sonra derin bir bağış skandalının içine battı. Nereden aktığı belirsiz paraların kaynağı üzerine meclise bir liste vermek zorunda kaldı. Ancak listedeki bir çok ismin para karşılığı satın alındığı ve asıl bağışçı olmadıkları ortaya çıktı. Çok ağır bir para cezası bekleyen AfD anketlerde de düşüşe geçti.
Şimdi içine düştüğü bağış batağından kurtulmanın yollarını arıyor. Tartışmaları başka bir alana çekmek için de Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin “Hemen durdurulması” talebiyle Meclis’e bir önerge verdi.
ÖNERGEYİ VERENE BAK
Önergeyi Meclis’e AfD’nin aşırı milliyetçi kanadından Siegbert Droese sundu. Droese’nin Almanya’da işlediği çok sayıda suçlarla dikkat çeken ’İdenditaere Bewegung - Kimlik Hareketi’ adlı neonazi örgütün elebaşısını çalıştırtığı ortaya çıkmıştı. “Türkiye’yle AB müzakereleri derhal durdurulsun” diyen Droese’ye SPD’li Markus Töns yanıt verdi. Droese’den önce ‘Kimlik Hareketi’yle ilişkisini açıklığa kavuşturmasını talep eden Töns, Droese’ye neonazi örgütlerden kurtulmak isteyenlere destek veren kuruluşlara başvurmasını tavsiye etti. Töns, Türkiye’yle ilişkilerin koparılmasının ne Almanya ne de Avrupa’nın çıkarına olacağını savundu.
HEDEF GÖSTERDİĞİNİ ÖRNEK GÖSTERDİ
AfD, önergesine gerekçe olarak Türkiye’de daha önce Alman gazetecilerin tutuklandığını gösteriyor. Ama aynı AfD, Türkiye’de serbest bırakılan Deniz Yücel’in Almanya’ya getirilmesine, “Ne gazeteci ne de Alman” diye karşı çıkmıştı. AfD Grup Başkanı Alice Weidel, Facebook hesabında Deniz Yücel’i “Alman düşmanı kin vaazcısı” diye nitelemişti. Kaldı ki, AfD müzakereleri durdurmak için Alman Meclisi’nin tek başına karar veremeyeceğini, 28 AB üyesinin onayının gerektiğini de biliyor.
AfD’nin bu yola başvurması daha önce hükümet ortaklarının Türkiye’nin AB üyeliğini seçim malzemesi yapmasının da bir sonucu. Oy kaygısıyla yapılan kampanyalar sonunda hep aşırı sağın işine yarıyor. Siyasi partilerin burdan ders çıkarması gerekiyor.