Güncelleme Tarihi:
YANİ hem partilere hem de politikacılara tam bir güvensizlik yaşanıyor.
Bu veriler gerçekten tedirgin edici.
İnsanların kendilerini, ülkelerini yöneten politikacılara güven duymaması gerçekten çok korkunç ve vahim bir durum.
MİLLETVEKİLLERİNE KIYAK
Hiç şüphesiz insanlar politikacılardan her zaman daha çok şey beklemektedir.
Ama politikacıların aldıkları veya almadıkları bazı kararlar da insanlarda güven sarsıntısına yol açmakta.
İşte bunun son örneğine geçtiğimiz günlerde tanık olduk.
Pandemi döneminde baştan beri hükümete danışmanlık hizmeti veren Robert Koch Enstitüsü (RKI), bilimsel araştırmalara dayanarak, bugünden yarına Kovid-19’a yakalanıp da iyileşenlerin aldıkları sertifikaların geçerlilik süresini 15 Ocak itibariyle 6 aydan 3 aya düşürülmesine karar verdi.
Federal Sağlık Bakanlığı da buna tam destek verdi.
Federal hükümet de, milletvekilleri de öyle.
Pandemiyle mücadelede başarılı olunması için böyle bir karara aslında kimsenin itirazının olmaması gerekir.
Ancak bu uygulamadan Federal Meclis muaf tutuldu.
Yani ‘normal vatandaşlar’ için sertifikaların geçerlilik süresi 3 aya düşürülürken, milletvekilleri için bu sürenin değişmeyeceği ve 6 ay olarak kalacağı ortaya çıktı.
Yani milletvekillerine kıyak çekildi.
KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL
Almanya’da yaşayan ve koronavirüse yakalanıp da iyileşen insanların aldıkları sertifikaların geçerlilik süresi en geç 3 ay sonra bittiğinden lokantaya, kafeye gitmek istediklerinde negatif test sonucu göstermek mecburiyetinde kalırken, milletvekilleri ellerini kollarını sallaya sallaya 3 ay daha Federal Meclis’e girip çıkabilecekler.
‘Reich Meclisi’ olarak bilinen tarihi binadaki kantinde yemeklerini yiyip çaylarını, kahvelerini içebilecekler.
Hatta aşı karşıtı oldukları için aşı olmayan sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) mensubu 20’den fazla milletvekili, oturum salonunun tribününde oturumlara katılıp, konuşma bile yapabilecekler.
İşte bunu anlamak da, kabul etmek de mümkün değildir.
‘Normal vatandaşlar’ için 3 ay geçerli olan aynı sertifika acaba milletvekilleri için neden 6 ay geçerlidir?
Yoksa milletvekillerinin bağışıklığı Kovid-19 mikroplarına karşı daha mı güçlüdür?
Acaba onların hücreleri mikroplara daha mı dayanıklıdır?
SESSİZLİĞE GÖMÜLDÜLER
Alman Anayasası’nın ‘Temel Haklar’ bölümündeki 3’üncü maddesi aynen şöyledir:
“Bütün insanlar yasalar önünde eşittirler. Erkek ve kadınlar eşit haklara sahiptirler. Devlet, kadın ve erkeklerin eşitliğinin gerçekten sağlanmasını özendirir ve var olan dezavantajların giderilmesi için çaba gösterir. Cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni, inancı, dini veya siyasi görüşleri dolayısıyla hiç kimse mağdur edilemez ve hiç kimseye imtiyaz tanınamaz. Hiç kimse engelinden dolayı mağdur edilemez.”
Almanya Federal Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devletidir.
Demokratik hukuk devletlerinin anayasası da, diğer yasaları da herkes için eşit şekilde geçerlidir.
Eşit şekilde de uygulanır.
İşte Alman Anayasası’nın ve Almanya’daki diğer yasaların herkese eşit biçimde uygulanmasından birinci derecede sorumlu olan milletvekillerinin kendilerine çekilen bu kıyağa sessiz kalmalarını anlamak mümkün değildir.
Bu ‘eşitsizlik’ uygulamasına Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Meclis Grup Başkanı Alexander Dobrindt gibi “Bu utanmazlıktır” diyerek tepki gösteren başka partilerden de birkaç milletvekili çıktı.
Ama büyük çoğunluk bile bile sessizliğe gömüldü.
İşte bu ve benzer yaklaşımları, tutumları nedeniyle partilere de politikacılara da güvensizlik artmaktadır.
Böyle davranan politikacılara insanlar nasıl güvensin?
Milletvekilleri sizlere nasıl güvenelim?