Sizler de onlara teşekkür borçlusunuz

Güncelleme Tarihi:

Sizler de onlara teşekkür borçlusunuz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2023 10:14

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Berlin’in bir bölümü de dahil ABD, Birleşik Krallık ve Fransa’nın kontrolündeki, daha doğrusu işgal bölgesindeki Almanya’nın batısında, 23 Mayıs 1949 tarihinde Alman Anayasası’nın kabulüyle Batı Almanya olarak tanınan Almanya Federal Cumhuriyeti kuruldu.

Haberin Devamı

Sizler de onlara teşekkür borçlusunuz
SOVYETLER Birliği’nin işgal bölgesinde kalan Almanya’nın doğusunda da 7 Ekim 1949’da Doğu Almanya olarak bilinen Almanya Demokratik Cumhuriyeti (DDR).
Batı’da demokrasi, Doğu’da sosyalizm hâkimdi.
Sovyet kontrolündeki otoriter rejim, Doğu Almanya’da halka göz açtırmıyordu.
Bu yetmiyormuş gibi 1950’li yılların ilk yarısında bir de ekonomik kriz yaşandı.
Halk günlük ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekmeye başladı.
Bunun üzerine dönemin Doğu Almanya Devlet Başkanı Walter Ulbricht, ülke genelinde üretimi artırmak için işçilerin çalışma koşullarını ağırlaştırdı.
Aynı zamanda ülkede zaten tek parti olan Sosyalist Birlik Partisi’nin (SED) lideri de olan Walter Ulbricht’in bu kararı, zaten tepeden gelen baskıdan bıkıp usanan insanları isyan ettirdi.

Haberin Devamı

55 KİŞİ ÖLDÜ
Nitekim Haziran 1953’te işçilerin protesto gösterileri başladı.
17 Haziran 1953 tarihinde ise tam bir ‘halk ayaklanması’ yaşandı.
Doğu Berlin başta olmak üzere Doğu Almanya’nın 700’e yakın kesiminde 1 milyondan fazla kişi özgürlük, demokrasi, hür seçimler, hükümetin istifası, iki Almanya’nın birleşmesi için sokaklara döküldü.
Doğu Almanya askerleri ve Sovyet tankları halkın üzerine yürüdü.
55 direnişçi yaşamını yitirirken, 10 binden fazla kişi gözaltına alındı.
1500’ün üzerinde kişi de cezaevlerine tıkıldı.
17 Haziran bir ‘demokrasi tarihiydi’.
Ama Doğu Almanya’daki otoriter rejim bunu yıllarca görmezden, duymazdan geldi.
Batı Almanya ise bu ‘halk ayaklanmasından’ 5 gün sonra, Berlin’in tarihi Brandenburg Kapısı’na açılan ve kendi sınırları içinde kalan bölümündeki caddenin ismini ‘Strasse des 17. Juni’ olarak değiştirdi.
Aynı yıl ağustos ayında da Bonn hükümeti 17 Haziran’ı ‘Birleşme Günü’ ilan etti.

Sizler de onlara teşekkür borçlusunuz
İKİ ALMANYA BİRLEŞTİ
1989 yılında Doğu Almanya’da 17 Haziran direnişçilerini ve kurbanlarını örnek alan ‘özgürlük sevdalıları’ yine tarih yazdılar.
Her türlü baskıdan bıkıp usanan Doğu Almanlar, Ağustos 1989’dan itibaren özgürlük ve demokrasi için sokaklara çıkmaya başladılar.
Leipzig kentinde her pazartesi günü ‘Pazartesi Gösterileri’ düzenlendi.
Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 7 Ekim 1989’da düzenlenen 40’ıncı yıl kutlamalarına ‘Perestroyka’ (Yeniden Yapılanma) ve ‘Glasnost’ (Saydamlık) politikasıyla tarihe geçen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) ‘tarihi lideri’ Mihail Gorbaçov da katıldı.
Doğu Almanya’daki ‘özgürlük sevdalıları’ o gün de sokaklara döküldü.
Doğu Almanya lideri Erich Honecker, Gorbaçov’un Sovyet tanklarını devreye sokmasını umarken, tam bir hayal kırıklığı yaşadı.
Çünkü Gorbaçov, “Geç geleni (kalanı) yaşam cezalandırır” diyerek Erich Honecker’e halkın sesine kulak vermesini tavsiye etti.
Nitekim daha sonraki günlerde halk “Halk biziz!”, “Biz bir halkız!” diyerek sokaklara dökülmeyi sürdürdü ve 9 Kasım 1989 tarihinde de Doğu ve Batı Berlin arasındaki ‘Utanç Duvarı’ çöktü.
Ve gerçekleşen ‘kansız devrim’ sayesinde Doğu Almanya tarihe gömülürken iki Almanya 3 Ekim 1990’da resmen birleşti.
*
İşte o tarihten beri de ‘Birleşme Günü’ değil, Almanya’da ‘Anma Günü’ düzenlenmektedir.
Geçen hafta cuma günü 16 Haziran’da Federal Meclis’te ‘17 Haziran halk ayaklanması’ kurbanları anıldı.
Anma törenine o günleri bizzat yaşayan ve halk ayaklanmasına katılan ‘kahramanlar’ da vardı.
Ama Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in ‘demokrasinin kalbi’ olarak nitelediği Federal Meclis’te düzenlenen ‘Anma Günü’ töreninde bir şey dikkatleri çekti.
Federal Meclis’te grubu bulunan Sol Parti’nin 39 milletvekilinden sadece 7’si vardı törende.
Evet...
Sol Parti, eski Doğu Almanya ile birlikte tarihe gömülen SED’in uzantısı konumundaki Demokratik Sosyalizm Partisi’nin (PDS) uzantısıdır.
Ama Sol Partililer de 17 Haziran kurbanlarının ve özgürlük sevdalısı Doğu Alman direnişçilerin sayesinde o koltuklarda oturmaktadırlar.
Anma töreninden uzak duran sözde ‘halk temsilcileri’ de o insanlara teşekkür borçludur.
Onlara birilerinin bunu hatırlatması gerekmektedir.
“Sizler de onlara teşekkür borçlusunuz” demesi gerekmektedir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!