Güncelleme Tarihi:
Hele gençlik yıllarınızda... Hiç mi sevdiğiniz birine sonsuz güvenip, ona boyun eğmediniz. Belki siz şanslıydınız, adam iyi çıktı. Evlendiniz. Mutlu oldunuz. Ama bir de adamın beklediğiniz gibi çıkmadığını düşünün. Sizi nikah masasından döndürebiliyor. Artık keşke onunla beraber olmasaydı, ona inanmasaydı, hamile kalmamak için tedbir alsaydı demenin alemi yok. Keşkeler bitmiş. Ciddi bir gerçek var artık ortada.
Bu genç kız tüm cesaretiyle, kendisine daha evlenmeden önce yalan söyleyen, ihanet eden bu adama, sevse bile, karnında çocuğunu taşısa bile, sırtını dönmekten kaçınmıyor. Hem de nikah masasına oturmadan iki hafta önce. Buna yüreklilik derim ben.
Elbette ortada bir hata var. Evlenmeden bir hafta önce bile olsa eğer bunda hem ailen hem de kendin açısından sakınca görüyorsan o adama güvenip koynuna girmeyeceksin. Bu bir ders belki de pek çokları için? Ancak bir şey var ki, bu genç kızımız bilmiyor. Bir banka hesap numarası vermiş ama yardım isteyip banka numarası vermek için valilikten ya da kaymakamlıktan izin almak gerekiyor. Bu da böyle bir konu için geçerli olamaz tabii. Bu durumda kendi çevresinden, iş yerinden borç almaktan başka çaresi yok, gördüğüm kadarıyla.
Hayatı şanssız başlamış ama umarım dilediği gibi ayakları üzerinde durabileceği güzel bir yaşamı olsun.
Onunla evlenerek ikinci bir hata yapmayacağım
Ablacığım. Nereden, nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama size yazmaktan başka çarem yoktu. Şimdi size yaşadıklarımı özetleyeceğim ve aldığım kararın doğruluğuna inandığım için sizin ve Hürriyet okurlarının desteğini isteyeceğim.
Ben 22 yaşındayım. 3 yaşında anne ve babamı trafik kazasında yitirmişim. Bir sene geçmeden buradaki ailem evlat edinmişler beni ama bana bunu ilkokula giderken söylediler ancak. Şükürler olsun ki bu ailemle çok mutluyum. Onların yanında hiçbir zaman aile yokluğunu anlamadım. Onlar benim canımın canı oldular çünkü kan bağından daha önemlisi bir çocuğa sahip çıkmak, bu yaşa getirip hayata hazırlamak...
Ben de 1 ay öncesine kadar onları üzecek kıracak hiçbir şey yapmadım. Çünkü benim aileme karşı sorumluluğum diğer çocuklara göre daha fazlaydı ve böyle olması gerekiyordu. Annem bana hep “Kızım iyi ki seni almışım, kendim doğursam ancak bu kadar severdim, hiçbir zaman beni üzmedin” der. Ama 1 ay önce bir hata yaptım, şimdi annemin yüzüne bakamıyorum. Kimseye de bir şey söyleyemiyorum. Bir sene önce bir arkadaşımın aracılığıyla biriyle tanıştım. 2 ay görüştükten sonra ciddi olduğunu söyledi ve ailelerimizin rızasıyla nişanlandık. Her şey yolundaydı, bütün hazırlıklarımız bitmişti ve düğünümüze 2 hafta kala hayatında başka biri olduğunu öğrendim, daha birçok yalanını da yakaladım ve aileme söyledim. “Kızım olabilir her erkek yapar ama işin içine yalan girdi mi eskisi gibi olmaz, yine de sen bilirsin?” dediler. Ben de mantığımı dinleyip ayrıldım. Çünkü evlenme arifesinde ve daha önce yaptıkları ilerde yapacaklarının garantisidir diye düşündüm. Kendime saygımdan bu durumu kabul etmedim. O benden ayrılmak istemedi, “affet” diye yalvardı.
“Benim oldun yapamazsın, ayrılamazsın” dedi. Duygu sömürüsü yapıp beni kararımdan caydırmak istedi. Ama bu benim hayatım, başkalarının uğruna hayatımı karartamam. Yolumu çizdim, onu hayatımdan çıkardım ayaklarım yere sapasağlam basıyor. Bir erkek için hele böyle bir adam için tek damla gözyaşıma bile değmez. Ama işte asıl sorun ondan sonra başladı.
Ne yazık ki ayrıldıktan 1 hafta sonra hamile olduğumu öğrendim. Aslında düğünümüze çok az kaldığı için ve ona aşık olduğum için ona karşı koyamamıştım, onunla beraber olmakta bir sakınca görmemiştim. Çünkü çok seviyordum, bana asıl yüzünü henüz göstermemişti. Ama o günden sonra gösterdi. Evet bir hata yaptım ama onunla evlenerek ikinci bir hata yapıp hayatımı karartmayacağım diye yemin ettim. Onunla evlenmem demek kendimi uçurumdan aşağı atmam demek. Şimdi bana, “hamile olduğunu ona söyle, birlikte halledin” dersiniz belki ama bunu asla yapmayacağım. Çünkü onu bir daha hayatıma sokmak istemiyorum, öğrenirse eline koz vermiş olurum, aileme söyler, onunla evlenmek zorunda kalırım.
Bu durumdan aileme söz etmedim, edemem de, intihardan farkı olmaz çünkü. Ben yaşamak, kendi ayaklarımın üstünde durmak, mutlu olmak istiyorum. Ve bunun için bir doktora başvurmak gerekiyor ama kendi imkanlarımla bu işi halledemem. Çok sevdiğim bir dostumun bir kadın doğum doktoru var. Ona gideceğim ama arkadaşım sadece manevi destek olabiliyor. Şimdi belki bana inanmazsınız ama ben size gideceğim doktorun kim olduğunu, bu müdahalenin ne kadar tutacağını belgeleriyle göndereceğim.
Doğru olduğunu ispatlamak için. Sizin aracılığınızla okuyucularınızdan yardım istiyorum 10 lira bile verseniz beni bu adama muhtaç olmaktan kurtaracaksınız. Yani kısacası hayatımı bana geri vereceksiniz. Lütfen samimiyetime inanın.
Bu mektubu yazmamın bir sebebi de, benim gibi evlenmeye hazırlanan kardeşlerime ders olsun diye. Ne kadar severlerse sevsinler, ne kadar güvenirlerse güvensinler haksızlığa uğradıklarında, kendilerini ezdirmesinler.
RUMUZ: ÇARESİZ NİŞANLI