Siz güvensizlik oylaması isteyin

26 Eylül 2021’de yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 51.9’unu alan SPD, Yeşiller ve FDP’nin oy oranı AP seçimlerinde yüzde 31’e düştü.
Daha seçim akşamı sandıklar kapanır kapanmaz, ilk tahmini sonuçlar ekrana yansıdığında ana muhalefet CDU/CSU’dan “Başbakan Scholz güven oyu istesin” sesleri yükselmeye başladı.
CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann, Almanya’da sağ popülist AfD’nin güçlenmesinin hükümetin yanlış politikasından kaynaklandığını ileri sürerek, “Şansölye Scholz Federal Meclis’e güven oylaması önergesi sunmalı” dedi.
Çok geçmeden CDU Genel Başkanı Friedrich Merz de “Bu hükümetin işi bitmiştir. Bu, koalisyon hükümetine son uyarıdır. Bu hükümet sürdürdüğü politikayla ülkemize zarar veriyor” diyerek erken seçim yolunun açılmasını istedi.
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder de bu seçim sonuçlarının hükümete güvenin dibe vurduğunu gösterdiğini belirterek, erken seçimin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Söder de “Başbakan Scholz, güven oyu istesin” dedi.

ERKEN SEÇİM DİYE TUTTURDULAR
Tabii erken seçim ve güven oyu isteyenler kervanına sağ popülist AfD’li ve muhalefetten diğer politikacılar da katıldı.
AfD Eş Başkanı Alice Weidel, “Koalisyon partileri çoğunluğu kaybetmiştir. Şansölye Scholz, Federal Meclis’e güven oyu önergesi sunmalıdır. Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron gibi davranmalı ve erken seçime gidilmesi yolunu açmalıdır” dedi.
Aslında Almanya’da muhalefet partilerinin bu yaklaşımı hiç de yeni değildir.
Federal Anayasa Mahkemesi’nin geçen yıl kasım ayında, hükümetin pandemiye ayrılan ve kullanılmayan 60 milyar Euro’yu iklim korumasına aktarmasının yasalara aykırı olduğu kararından sonra da benzer tartışmalar yaşanmıştı.
‘Kardeş partiler’ olarak bilinen CDU ile CSU da sağ popülist AfD de ‘erken seçim’ diye tutturmuştu.
Hem de hükümet partilerinin böyle bir niyeti olmadığını bal gibi bildikleri halde.

İLK GÜVENOYUNU BRANDT İSTEDİ
Evet...
Almanya’da erken genel seçimler ancak hükümet partilerinin Federal Meclis’te çoğunluğu kaybetmesiyle veya ‘isteyerek kaybetmesiyle’ mümkündür.
Nitekim Almanya’da ilk güven oyunu, dönemin SPD’li Almanya Başbakanı Willy Brandt istemiştir.
Alman sosyal demokratların ‘anıt adamı’ olarak tarihe geçen Brandt, Doğu Blok ülkeleriyle ilişkileri geliştirme politikasına karşı çıkan küçük ortak FDP’li bazı milletvekillerinin CDU/CSU’ya geçmesi üzerine, erken seçime gidilmesi için güven oyu talebinde bulunmuştur.
22 Eylül 1972 tarihinde yapılan oylamada istediği olmuş ve 19 Kasım’da yapılan erken seçimlerde toplam oyların yüzde 45.8’ini alarak FDP ile ortaklığı sürdürüp, koltuğunu korumuştur.
*
1974 yılında Brandt’tan görevi devralan SPD’li Helmut Schmidt, orta menzilli füzelerin Almanya’ya yerleştirilmesi kararı yüzünden sıkıntı yaşayınca, Şubat 1982’de güven oylaması istedi.
Ve kazandı da...
Ancak ekonomi politikası yüzünden küçük ortak FDP ‘cephe değiştirip’ CDU/CSU ile iş birliği yapınca, CDU Genel Başkanı Helmut Kohl 1 Ekim 1982 tarihinde yapılan ‘yapıcı güvensizlik önergesi’ oylamasını kazanarak Schmidt’in koltuğuna oturdu.
Ve erken seçime gidilmesi için güven oyu isteyerek CDU/CSU’lu milletvekillerinin de desteğiyle 17 Aralık 1982’te yapılan oylamayı ‘bilerek’ kaybetti.
Ama CDU/CSU 6 Mart 1983’te yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 48.8’ini alınca Kohl koltuğunu korudu.
Hem de 16 yıl boyunca.

SCHRÖDER KOLTUĞUNU KAYBETTİ
Almanya’nın 1998-2005 yıllarında başbakanlığını yapan SPD’li Gerhard Schröder, Alman askerlerinin Afganistan’a gönderilmesi için 16 Kasım 2001’de güven oyu istedi.
Kazandı da...
Partisinin Kuzey Ren Vestfalya’da (KRV) yapılan seçimlerde büyük ölçüde oy kaybına uğraması üzerine Gerhard Schröder, erken genel seçimlere gidilmesi için güven oyu istedi.
SPD’li ve ortakları Yeşiller’li milletvekillerinin de desteğiyle bu ‘danışıklı dövüş’ olarak nitelenen oylamayı ‘isteyerek’ kaybederek 18 Eylül 2005’te erken seçime gidildi.
Ancak Schröder aradığını bulamadı ve koltuğunu CDU’lu Angela Merkel’e kaptırdı.
İşte şimdi de Almanya’da muhalefet partileri Başbakan Scholz’un erken seçim yolunu açmasını istiyorlar.
SPD’li Şansölye Scholz’un da diğer ortakların da şu anda böyle bir davranış sergilemeleri tamamen çılgınlık olur.
Muhalefet partilerinin ortak bir adayda anlaşıp hükümeti düşürmek için ‘yapıcı güvensizlik önergesi’ sunması alternatifi ve olanağı vardır.
Tabii sıkarsa...

------------------------
NOT: Sevgili okuyucularımız, müsaadenizle yıllık izine ayrılıyorum. Yazılarıma bir süre ara vereceğim. Mübarek Kurban Bayramı’nızı yürekten kutlar, her şeyin gönlünüzce geçmesini dilerim.