Ahmet KÜLAHÇI
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2019 10:17
İşte bir Noel daha geldi çattı. ‘Doğuş Bayramı’, ‘Kutsal Doğuş’ veya ‘Milat Yortusu’ olarak da bilinen Noel Yortusu, Hz. İsa’nın doğum günü olarak kabul edilen 25 Aralık’ta her yıl Hıristiyanların çoğu tarafından kutlanır. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri ise Noel’i Julyen takviminde 25 Aralık’a denk gelen 6 Ocak’ta kutlar.
BENİ yakından tanıyan Katolik ve Protestan arkadaşlar değil, ama tanımadığım bazı Almanlar, “Siz de Noel kutlar mısınız?” diye sorarlar bana.
Verdiğim yanıtların çoğu için şaşırtıcı olduğuna tanık olurum hep.
Onlara bu ülkede, yani Almanya’da yaşayan ve başka dinden olan insanların da Katolik, Protestan, Ortodoks komşularının, iş yerlerindeki arkadaşlarının, eşlerinin, dostlarının Noel’ini kutladıklarını söylerim hep.
Hatta bir çoğunun onlarla birlikte Noel kutladıklarını da.
Şu anda hukuk öğrenimi gören oğlumuz Berk Ömer’in ilk ve orta öğrenim yıllarında her yıl Katolik ve Protestan arkadaşlarıyla birlikte Noel kutladıklarını anlatırım onlara.
Hatta onun küçüklüğünde evimizde Noel ağacı bile olduğunu, ailecek süslediğimiz o ağacın altına oğlumuz ve arkadaşları için Noel hediyeleri bıraktığımızı da.
*
Evet, Noel öncesi Berlin’in ünlü Ku’Damm Caddesi her yıl olduğu gibi yine boydan boya ışıklandırıldı.
Eski Batı-Doğu Berlin’i birbirinden ayıran tarihi Brandenburg Kapısı’na açılan Unter den Linden Caddesi, sponsor bulunamadığı için geçen yıl karanlığa gömüldüğü halde, bu yıl yine pırıl pırıldı.
Kentin hem doğu hem de batısındaki birçok mağaza ve alışveriş yerleri de öyle.
Noel pazarları ise dolup taşıyor bugünlerde yine.
Ben Anadolu’nun bir köyünde doğdum.
Konya’ya bağlı sonradan ilçe olan Derebucak köyünde.
İlkokula gittiğim köyümde Noel bilinmezdi.
Orta öğrenimimi yaptığım Beyşehir’de de öyle.
Noel’le tıp öğrenimi yapmak için gittiğim Fransa’da, 1969 yılında tanıştım ilk kez.
Ekim ayı sonunda gittiğim Strasbourg’da birkaç hafta sonra caddelerin
ışıklandırıldığını ve bunun Noel’e hazırlık olduğunu öğrendim.
İnsanların telaşlı bir biçimde Noel alışverişine başladıklarına da tanık oldum.
Noel hakkında bir şeyler okuyup bilgi edindim.
Strasbourg yakınlarındaki Bischwiller kentindeki tekstil fabrikasında çalışan tanıdıklar vardı.
Bischwiller’e birkaç kilometre uzaklıktaki Rohrwiller beldesinde Fransız bir kadına ait evde kirada oturuyorlardı bazıları.
Marie Odile’di ev sahibinin ismi.
60 yaşlarındaydı Marie Odile o dönemde.
Türk kiracılar ona, Alsace bölgesinde yaşayanlar gibi ‘Mama’ (anne) diyorlardı.
Gerçekten de tam bir anne gibiydi.
Her şeyleriyle yakından ilgileniyordu.
Ben de ‘Madame Odile’ diyordum ona.
Bir hafta sonu gittiğimde evin bahçesindeki ağaçları ışıklandırılmış gördüm.
Sonra oturma odasında kocaman bir Noel ağacı.
Noel öncesi Madame Odile, o ağacı Türk kiracılarıyla birlikte süslemişti.
Noel kutlamasına beni de davet etti.
Noel’de insanların tıpkı bizim bayramlarımızda olduğu gibi birbirlerine bir şeyler hediye ettiklerini de öğrenmiştim artık.
Türkiye’den götürdüğüm ipek eşarbı, Noel hediyesi olarak verdim Madame Odile’e.
Çok sevindi.
O da Noel ağacının altına yerleştirdiği hediyeleri gece yarısı bizlere dağıttı.
Ama hediyeleri almadan önce kendi elleriyle özene bezene kızarttığı Noel kazını yedik.
Bu geleneği ben daha sonraki yıllarda da sürdürdüm.
Almanya’da öğrencilik yıllarımda Alman arkadaşların evlerinde aileleriyle birlikte Noeller kutladım.
Hürriyet’te işe başladıktan sonra Frankfurt’ta, Bonn’da, Berlin’de de Noel kutlamalarına katıldım.
Alman veya başka uluslardan Katolik, Protestan, Ortodoks arkadaşların Noel davetlerine severek katıldım.
Hâlâ da ailecek katılırız.
*
Evet, işte bir Noel daha geldi.
Tüm Katolik, Protestan ve Ortodoks dostlara “İyi Noeller” diyorum.
Tüm Hıristiyan alemine “İyi Noeller” diliyorum.
‘Frohe Weihnachten’, ‘Merry Christmas’, ‘Joyeux Noel’, ‘Buon Natale’, ‘Felix Navidad’, ‘Feliz Natal’, ‘Kala Christouyenna’...