Güncelleme Tarihi:
İstihbarat ırkçı terörün farkına bile varmamış
Hamburg Eyalet Meclisi Yeşiller milletvekili Filiz Demirel:
İSTİHBARAT birimlerinin yıllarca ırkçı cinayet işleyen, polis öldüren neonazi terör hücresini es geçmelerini anlamıyorum. Irkçı tehdit yeterince ciddiye alınmadı. Dönerci cinayetleri, Keup Caddesi’ne yönelik bombalı saldırı araştırılırken sadece ‘Acaba bu bir tür mafya veya göçmenler arasında hesaplaşma mı?’ sorusu üzerinde durulması ve ırkçı motiflerin göz ardı edilmesi şimdi daha net bir şekilde ortaya çıktı.
İlgili birimler suçluyu yanlış yerde aramış
Sol Parti NRW milletvekili ve Sol Parti Grup Genel Sekreteri Özlem Alev Demirel:
YILLAR sonra cinayetlerin ve diğer saldırıların ardında kimlerin olduğunun tesadüfen ortaya çıkmış olması soruşturmaları sürdüren mercilerin, suçluları yıllarca yanlış yerde aradıklarını gösteriyor. NRW Eyaleti İçişleri Bakanı Ralf Jaeger, ‘Aşırı sağcılar teröriste dönüştüler’ açıklaması var. Olayla ilgili bütün bilgiler ve belgeler kamuoyuna sunulmalı ve Neonazi örgütlerin hepsi yasaklanmalı.
Her şeyi kontrol eden devlet bunu görmemiş
Türk Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin:
BENİMiçin iki önemli unsur var. Birincisi cinayetlerle insanların hayatlarını yitirmesi çok üzücü. Korkunç bir olay. İkinci unsur ise Almanya gibi her şeyi kontrol edebilen ve takip eden devlet mekanizmasında bu olayın bir şans eseri ortaya çıkması çok düşündürücü. Geleceğe bakıldığı vakit ise tedirgin edici. Bu konunun iyi araştırılması gerekiyor.
Hükümetler uyarıları dikkate bile almadılar
Avrupa Demokrasi Vakfı Başkanı Aydın Yardımcı:
BİZ zaten uzun yıllardır ırkçılığın önlenmesi, gerekli tedbirlerin alınması konularında sürekli çalışmalar yapıp uyarılarda bulunduk. Maalesef bizlerin yaptığı bu uyarılar süregelen hükümetler tarafından ciddi anlamda ele alınmadı. Bugün gelinen sonuç ne yazık ki bizim endişelerimizin haklı olduğunu ortaya koydu. İnşallah bu olay son olur.
Göçmeni istemeyenlere daima malzeme verildi
Altona İlçe Meclisi SPD üyesi Behçet Algan:
ÇOK korkunç bir tablo ortaya çıktı. Ciddi alınmayan ırkçı, faşist tehlikenin nasıl vahşetlere neden olabileceğini gördük. Ne yazık ki vahşette siyasetçilerin ihmali de söz konusu. 50 yıldır burada yaşayan insanları en temel haklardan mahrum bırakmak, ayrıcılığa çanak tutmak, zaten göçmenleri istemeyenlere malzeme vermektir.
Sapık katil sanmıştık meğer neonazilermiş
Konstanz SPD’den Zahide Sarıkaş:
BÖYLE bir olayın göçün 50’nci yılını kutladığımız günlerde ortaya çıkması çok acı. 11 yıldan beri işlenen cinayetlerin bir sapık, seri katil tarafından yapıldığını düşünmüştüm. Biz burada kendimizi evimizde hissetmek istiyoruz. Ama neonazi terörü beni çok korkuttu.
Gelişmeler bizleri çok kaygılandırıyor
Kuzey Bavyera Türk Kulüpleri Birlik Başkanı Seyfettin Karagöl:
SERİ katillerin ortaya çıkması bizleri sevindirdi, fakat gelişmeler bizleri kaygılandırıyor. Başbakan Angela Merkel de olayın endişe verici olduğunu söylüyor.
Hükümet ırkçıları yıllarca hafife almış
Elmshorn Göçmenler Birliği Başkanı Hayri Öznarin:
BU dehşet veren cinayetleri işleyen neonazilerin, her konuyu araştıran Almanya gibi bir ülkede nasıl saklanabildiklerini anlamak mümkün değil. Katlettikleri insanların bir de fotoğraflarını çeken neonazilerin bu denli rahat ve soğukkanlı hareket edebilmelerinin bir nedeni de emniyet birimleri tarafından tehdit olarak algılanmamalarından kaynaklanıyor. Üzülerek söylüyorum ırkçı tehdit Almanya’da hafife alınıyor.
Solingen’den sonra önleri kesilebilirdi
LAGA-NRW Başkanı Tayfun Keltek:
BU ülke Solingen gibi bir olayı yaşadı. O zaman Almanya politik anlamda gereken reaksiyonu gösterebilseydi, ırkçılığın önü kesilebilirdi. Maalesef yapılmadı ve bu durum aşırı sağcı gruplar cesaretlendirdi. Bugünkü olaylarda faillerin Anayasa Koruma Teşkilatı’nın takibinde olan kişiler olması durumu daha vahim bir hale getiriyor. Yetkililerin hemen gerekenleri yapıp, bu şüpheleri yok etmesi gerekir.
Azınlıkların canı ve malı garantilenmeli
MÜSİAD Nürnberg Derneği Başdanışmanı İsmail Akpınar:
SON günlerde tesadüfen ortaya çıkan bu vahim olay, Alman demokrasisi ve hukuk devleti acısından çok üzücü ve çok düşündürücü. Alman güvenlik ve istihbarat makamları bunun farkında bile olamıyor veya olmuyor. Sorumlulardan hesap sorulmalıdır. Alman devleti biz Türklerin ve bu ülkede yasayan diğer azınlıklarının canını, malını ve haklarını korumakla ve garanti altına almakla mükelleftir.
Yetkililer ciddiye alıp üzerine gitmeli
Reutlingen Türk Kültür ve uyum derneği Başkanı İbrahim Cömert:
ÖNCELİKLE şunu söylemeliyim. Bu beni korkuttu. Yetkili makamların yaşananları hafife almaması ve üzerine gitmesini bekliyorum. Almanya’da sağ örgüt terörünün bu kadar küçük bir grupla kalmadığını düşünüyorum. Bu sadece Türklerin değil bütün yabancıları hatta Almanların da sorunudur. Ayrıca yakalanan kadının itiraflarına karşı ceza indirimi alması bana doğru gelmiyor. Suçluların en ağır cezaları almasını istiyorum.
Aşırı sağda bilinçli bir örgütlenme var
Tübingen Siemens Sendika Başkanı İsmail Arslan:
BEN her zaman Almanya’da Anayasa’yı koruma örgütlerinin çok iyi çalıştıklarını sanıyordum. Ama öyle değilmiş. Cinayetlerin tesadüfen çözülmesi beni daha da şaşırttı. Sağda bir örgütlenme olduğu kesin. Bilinçli bir örgütlenme var. Bunu gelişmeyi çok tehlikeli buluyorum. Devletin, hükümetin yetkili organlarının bunu dikkate almaları gerekiyor. Umarım sağ gözleri kör değildir.
Almanya hatalıysa Türklere anlatılmalı
ATİAD Başkanı Recep Keskin:
AÇIKÇASI bu gelişmeleri duyunca şok geçirdik. İstihbarat konusunda yanlış yapıldığına inanmak istemiyorum. Ama görüldüğü gibi bir hata var. En kısa zamanda olayın tüm ayrıntılarıyla incelenip açığa kavuşturulması, gereken cezaların verilmesini istiyoruz. Bir hata varsa net bir şekilde Türk toplumuna anlatılmalıdır. Olayda hayatını kaybeden küçük girişimcilerimizle ilgili olarak özrün yanında ekonomik ve hukuki anlamda da girişimler derhal yapılmalıdır.
Bugüne kadar niye ortaya çıkartılamadı
Alman Türk Forumu Başkanı Bülent Arslan:
ÜZÜCÜ ve düşündürücü bir olay. İnsanın aklına çok çeşitli sorular geliyor. Olaylar arasındaki bağlantı bugüne kadar niye çıkartılamadı? Bunun mutlaka takibinin yapılması gerekir. Arkasında kimler var? Buna benzer başka gruplar var mı? Bağlantıları nedir? Şu an faaliyette olan, yani yasaklanmamış aşırı sağcı partilerle bu kişilerin bir ilişkisi var mı? Bu konuların kesinlikle aydınlığa kavuşturulması gerekli.
Tesadüfen değil, çok önce çözülmeliydi
Köln Türk Sosyal Demokratlar Derneği Başkanı Hüseyin Azar:
BU kadar insanın öldürülmesiyle ilgili olayların arkasında kimin olduğunun bulunamaması kafalarda soru işareti yaratıyordu. Ölenlerin Türk olması nedeniyle olayların çözümü için gerekli önemin verilmediği düşüncesi hakimdi. Şimdi failler tesadüfen ortaya çıktı. Çok daha önceden çözülmesi gerekirdi. Bizim beklentimiz, bu kişilerin ilişkisi olan bir parti varsa, derhal yasak getirilmesini istiyoruz.
KÜÇÜK İSTANBUL RAHATLADI
Almanya’nın Köln kenti Mülheim semtinde ‘Küçük İstanbul’ olarak tanınan Keup Caddesi’nde 2004 yılında yaşanan çivili bomba saldırısının faillerinin üç Neo Nazi olduğunun ortaya çıkması, caddedeki esnaf arasında heyecan yarattı. Olayın bütün ayrıntılarıyla araştırılıp, suçluların ve sorumluların ortaya çıkarılmasın isteyen Türk esnaf ve çevre halkı, şöyle dedi:
Keup Caddesi Esnaf İnisiyatifi Başkanı Mithat Özdemir:
“Olayla ilgili bir çok iddia dile getirildi. Şimdiye kadar olayla ilgili hiçbir gelişme olmaması bizleri üzmüştü. Olayın aydınlanması çok sevindirici. Şimdi çok titiz şekilde incelenmesi ve bu tür olayların tekrar yaşanmamasını istiyoruz. Polis şimdiye kadar bize resmi bir bilgi vermedi, resmi bir açıklama bekliyoruz.”
Hüseyin Erdoğdu:
“Keşke bu kişiler sağ olarak ele geçirilip, sorgulanabilselerdi. Umarız sağ olan zanlı olayı anlatır.”
İmam Doğan:
“40 yıldır bu caddede yaşıyoruz. Bu olay caddeye büyük zarar verdi. Olayın aydınlanması bizi sevindirdi.”
Şahin Köseoğlu:
“İnsanların Keup caddesine ait kafalarında bazı soru işaretleri vardı. Böylece bu soru işaretleri kalkmış oldu.”
Kemal Erediz:
“Zanlıların yakalanması herkesi sevindirdi. Zanlıların uzun süre bulunamaması ayrıca neonazilerin ne kadar örgütlü olduğunu ortaya çıkardı.”