Sıra Almanya’da mı?

Güncelleme Tarihi:

Sıra Almanya’da mı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2025 10:42

Avusturya Cumhuriyeti, 9 eyaletten oluşan bir Avrupa ülkesidir. Şu andaki İkinci Cumhuriyet’in ilanıyla İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 14 Nisan 1945 tarihinde kurulmuştur. 9.2 milyon nüfuslu ülkede son genel seçimler 29 Eylül 2024’te yapıldı ve seçimlerden aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) yüzde 28.8’le ‘en güçlü parti’ olarak çıktı.

Haberin Devamı

Sıra Almanya’da mı

Geleneksel olarak en fazla oy alan parti hükümeti kumakla görevlendirildiği halde, Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander van der Bellen, aşırı sağcı FPÖ’yle diğer partilerin ortaklık etmeyeceğini açıklaması nedeniyle, hükümet kurma görevini yine Avusturya Halk Partisi (ÖVP) lideri olan Başbakan Karl Nehammer’e verdi.

Seçimlerden önce aşırı sağcı FPÖ ile kesinlikle iş birliği yapmayacaklarını ilan ettiği için Nehammer, Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) ve liberal Yeni Avusturya ve Liberal Forum (NEOS) ile ekim ayında görüşmelere başladı.
Ancak yaşanan ciddi görüş ayrılıkları nedeniyle 4 Ocak’ta NEOS masayı terk edince, Nehammer SPÖ ile bir gün sonra yeniden masaya oturdu.
SPÖ ile de uzlaşamayınca, aynı akşam hem ÖVP Genel Başkanlığı’nı hem de başbakanlığı bırakacağını ilan etti.

Haberin Devamı

TARİHE GEÇECEK
Karl Nehammer’in bu açıklamasının ardından ÖVP’nin aşırı sağcı FPÖ ile ortaklık edebileceği sinyalleri geldi.
Ve Cumhurbaşkanı Alexander van der Bellen, önceki gün görüştüğü FPÖ lideri Herbert Kickl’e yeni hükümeti kurma yetkisi verdi.
Şayet Kickl ÖVP ile koalisyon hükümetini kurup başbakanlık koltuğuna oturursa, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avusturya’sında bu bir ilk olacak.
İlk aşırı sağcı başbakan...
Avusturya’da FPÖ ile ilk ortaklığı SPÖ yaptı.
SPÖ’lü Başbakan Fred Sinowatz 1983-1986 ve Franz Vranitzky 1986-1987 yıllarında FPÖ ile ortaklık etti.
ÖVP’li Wolfgang Schüssel 2000-2005 ve Karl Nehammer’in görevi devraldığı parti arkadaşı Başbakan Sebastian Kurz da 2017-2019 yıllarında aşırı sağcı FPÖ ile ortaklık yaptı.
Evet...
Şayet Herbert Kickl, Viyana’da başbakanlık koltuğuna oturursa, “Modern Avusturya’nın aşırı sağcı ilk Başbakanı” olarak tarihe geçecek.

YEŞİLLER ÖRNEĞİ VAR
Tabii bu gelişme, insanın aklına ister istemez, “Sıra Almanya’da mı?” sorusunu getiriyor.
Her ne kadar şimdiye kadar Almanya’da köklü partiler “Sağ popülist Almanya için Alternatif’le (AfD) ile bugün de yarın da gelecekte de asla iş birliği de ortaklık da yapmayacağız” deseler de daha önceki yıllarda yaşananlar bu tutumun değişebileceğini göstermektedir.
Almanya’da ‘68 kuşağı’ olarak bilinen solcuların, entelektüellerin, çevre korumacıların, nükleer santral ve silahlanma karşıtlarının desteklediği Yeşiller (Die Grünen), 1980 yılında kurulduktan sonra köklü partiler ve politikacılar benzer açıklamalarda bulundu.
Köklü partilerin ‘öcü’ gözüyle baktığı Yeşiller, 6 Mart 1983’te yapılan erken genel seçimlerde toplam oyların yüzde 5’ini alarak Federal Meclis’e girdi.
Yeşiller, aynı yıl Hessen’de yapılan eyalet seçimlerinde de yüde 5 barajını aşmayı başardı.
Ancak SPD’li Eyalet Başbakanı Holger Börner, seçimlerden önce “Yeşiller’le pazarlık masasında bir kareyi foto montaj olarak bile göremeyeceksiniz” dediği için yeni bir hükümet kurulamadı.
Yeşiller’in tolere ettiği SPD’li Börner, ‘azınlık hükümeti’ ile devam etti.
Ancak “Ben Yeşil faşolarla ortaklık etmem” dediği bile söylenen SPD’li Holger Börner, 12 Aralık 1985’te Almanya’da Yeşiller’le ilk koalisyon hükümetini kurdu.
Bir dönemlerin ‘hırçın çocuğu’ Yeşiller’li Joschka Fischer Hessen Çevre ve Enerji Bakanı olurken, üzerinde jean pantolon, desenli spor ceket, kravatsız, spor gömlek ve ayağında sonradan müzelik olan beyaz spor ayakkabılarıyla yemin etti.
Fotomontaj değil, Börner ile Fischer’in boy boy gerçek fotoğrafları yayımlandı.
SPD’li Şansölye Gerhard Schröder de 1998 yılında Yeşiller’le ortaklık ederek 2005’e kadar iktidarda kaldı.
Joschka Fischer de Schröder kabinesinde Federal Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
*
İki Almanya birleştikten sonra köklü partiler, eski Doğu Almanya’nın çöküş döneminde Sosyalist Birlik Partisi’nin (SED) yerine kurulan Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) ve uzantısı konumundaki Sol Parti’yle de iş birliğine yanaşmadılar.
“Eski komünistlerle kesinlikle ve asla iş birliği yok” dediler.
Ancak zamanla önce PDS ve sonra da Sol Parti ‘normal bir ortak’ oldu.
İşte bu gelişmeler ışığında, insanın kafasından ister istemez, “Sıra aralarında mahkemenin ‘faşist’ denmelerine izin verdiği politikacıların da bulunduğu AfD’nin de ‘normal bir ortak’ olmasına mı geliyor acaba?” demek geçiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!