‘Sınır’ dışındaki dramlar

Güncelleme Tarihi:

‘Sınır’ dışındaki dramlar
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2013 12:59

ALMANYA’DA her yıl binlerce göçmen sınırdışı edilir. Bu sınır dışıların arkasında yatan ailevi, insani dramları yaşayanlar dışında kimse bilmez.

Haberin Devamı

Hatta çok kez bu tek sütunluk haberi okuyanlar sınırdışı edilenlerin çoğunu topluma karşı ağır suç işlemiş katillerin, teröristlerin oluşturduğunu sanır. Oysa çok kez onların arasında Almanya’da doğmuş, eğitimi almış ‘yabancılar’ var...

Trabzonlu Ümit, Egeli Muhammet gibi...

Birbirini tanımayan, ama yaşadıklarıyla birbirine kardeş kadar yakın olan Muhammet’in ve Ümit’in öyküsünü, her yıl binlerce kez yaşanan ve her duyarlı insana “Acaba başka bir çözüm yolu yok mu?” dedirten sınırdışı dramını anlatmak için yazdık.

GİZLİ GİZLİ ZİYARET

Muhammet Karataş, Hamburg doğumlu. 12 yaşına kadar ailesinin yanında yaşamış. Gittiği okulda öğretmenler kendisini öğrenme engelliler okuluna göndermek isteyince ailesi Alman eğitim sistemiyle boğuşmak yerine Muhammet’i, Manisa’ya, akrabalarının yanına gönderiyor.

Muhammet, yatılı gittiği Özel Şehzade Koleji’ni takdirnameyle bitiriyor. Üniversite sınavlarını da geçerek Çukurova Üniversitesi’nden Spor Bilimleri ve Beden Eğitimi Öğretmenliği okumaya başlıyor. Ama aile özlemini hiç aşamıyor.

Üniversitenin ikinci yılında kızkardeşinin düğünü için aldığı turist vizesiyle Hamburg’a gelen Muhammet bir yandan tekrar ailesine kavuşmasının sevincini yaşarken, diğer yandan da turist vizesiyle gelip kaldığı için yabancılar yasasının çarkına giriyor.

Yabancılar Dairesi hakkında sınırdışı kararı çıkartıyor. Muhammet’in arkadaşında olduğu bir gece, polis sınırdışı etmek için ailesinin evini basıyor.

Kalp hastası anne fenalık geçirip hastaneye kaldırılıyor. Taburcu edilen ama yataklık olan annesini polisin her an tekrar baskın yapma korkusuyla ancak gizli, saklı ziyaret edebilen Muhammet, nemli gözlerle “Hasta annemi kimseye gözükmeden gizli gizli ziyaret etmek çok onur kırıcı” diyor.

KIRMIZI IŞIK UMUTLARINI KARARTTI

Trabzonlu Ümit Bıyıklı’nın dramı da Muhammet’inkinden farklı değil.

Kendisi 2002 yılında, 16 yaşındayken turist vizesiyle Almanya’da yaşayan ailesinin yanına gelip, burada aile birleşim talebinde bulunmuş.

2002’de aile birleşim vizesi için 16 olan yaş haddi sınırında bulunan Ümit, tüm evrakları yabancılar dairesine verip, cevabı beklemiş.

Bu arada turist vizesi dolduğu ama kendisi de okula başladığı için yabancılar dairesi işlemler sürene kadar kendisine üç aydan üç aya uzatılan geçici oturum müsaadesi vermiş.

Almanya’da yeni olmasına rağmen kursa gidip çabuk Almanca öğrenen ve okulda başarılı olan Ümit’e eğitimi devam ettiği sürece kendisine oturma müsaadesi verilmiş.

Oturum izni kabusunun geride kaldığı ve geleceği için planlar yaptığı bir gün okul yolunda derse geç kalmamak için yayalara kırmızı yanan ışıktan geçince kabus Ümit’e “Ben buradayım” demiş.

Kırmızı ışıktan geçtiği gören iki devriye polisi kendisini durdurup kimlik sormuş. Üç ayda bir uzatılan oturma müsaadesinin bir, kaç gün sonra dolacağını gören polisler kendisini yabancılar dairesine götürmüş.

Burada yetkilinin “Sizin hakkınızda sınırdışı kararı var. Bunu aylar önce mektupla bildirdik. İtiraz etmediniz” sözleriyle yıkılan Ümit’in, “Bana mektup gelmedi. Ben hala aile birleşim talebim bürokrasi çarkında olduğunu düşünüyorum” demiş ama nafile.

Son çare olarak Eyalet Parlamentosu Dilekçe Komisyonu’na başvurulmuş ve oradan gelecek cevap bekleniyor. Kemal DOĞAN / HAMBURG

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!