Sinem başarıya aşık

ALMANYA'nın Frankfurt kentinde bu yıl mezun olan lise öğrencileri arasında Sinem Koç "En başarılılar" arasında yer aldı. 19 yaşındaki Sinem'in mezun olduğu Wöhler Lisesi da Almanya çapında "En iyi okullar" sıralamasında sekizinci sırada yer alıyor. İlk ve ortadereceli okullardaki öğrenimi sırasında istediği ders notunu alamayınca oturup hırsından ağlayan ve bir sonraki sınavda en iyi notu almak için daha fazla çalışan Sinem için en güzel not elbette 1.

HEDEFİNE KİLİTLİ

Çok bilinçli, ne istediğini bilen ama aynı zamanda da çok alçak gönüllü bir genç kız olan Sinem daha ilkokuldayken zekası ve çalışkanlığıyla öğretmenlerinin dikkatini çekti. Gerek öğretmenleri gerekse komşuları tarafından daima yaşıtlarına örnek gösterilen bir öğrenci oldu. Mesleki deneyimlerini daha ilkokuldayken yapmaya başladı ve "HR 3 Radyosu"nun çocuk programı "Domino"ya programlar hazırladı.

Babası ona doğum günü hediyesi olarak keyboard aldı. Bu onda piyano merakını uyandırdı. 7 yaşında piyano derslerine başladı. Babası Oktay Bey (49) annesi Mürüvvet Hanım pek varlıklı olmamalarına karşın kızlarını desteklemek amacıyla 15 bin mark verip eve piyano aldılar. "Başarıyı seviyorum" diyen Sinem, çeşitli vesilelerle toplum önünde de resitaller verdi ve çok beğenildi. Çok yönlü bir kız olduğu kesin: Jazz Dance kurslarına katıldı, folklor oynadı, saz çalmayı öğrendi, türkü yarışmasında birinci oldu. Şimdi ise tamamen üniversiteye konsantre olacak. Daha sömestr başlamadan, aslında ilk dört sömestr içinde yapılması gereken dört haftalık bir stajı, Türkiye'den tatilden erken dönerek yapmayı planlamış bile.

DOKTORLUÐU ÇOK SEVİYOR

"Doktorluğu çok seviyorum. Küçükten beri doktor olacağımı bilerek büyüdüm. Teyzemin kızı da doktordu. Onu kendime örnek aldım" diyen Sinem Koç eski mesleği polislik olan ve aile birleşimiyle Almanya'ya gelerek bir taksi işleten baba ile 14 yaşında Almanya'ya gelmiş doktor yardımcısı bir annenin ilk çocuğu. Kardeşi 15 yaşındaki Cem de ablası örnek alan başarılı bir öğrenci. Sinem'in başarısında her ikisi de Kayseri'nin Karaözü Kasabası'nda doğup büyüyen annesiyle babasının rolü büyük.

Mürüvvet Hanım, "Çocuklarım için hep yarım gün çalıştım. Onlar okuldan eve döndüklerinde mutlaka kapıyı ben açardım. Beni evde bulmaları bizim için çok önemliydi. Öğlen yemeklerini yerken okulda neler olup bittiğini anlattırır bilgi sahibi olurdum. Çocukları yönlendirmek çok önemli" derken baba Oktay Bey "Herşey kızımızın kendi isteğiyle oldu. Biz hiç baskı yapmadık, çünkü baskı yalanları getirir, yalan huzursuzluğu, huzursuzluk kavgayı. Biz her zaman çocuklarımıza güvendik. Ve kızımızla başarılarından dolayı gurur duyuyoruz. Tüm babaların bu duyguları tatmalarını arzu ederdim" şeklinde konuştu.