Şimdi ne diyecekler

SALDIRGAN, katliama giderken, “8chan” adlı internet platformunda bir manifesto yayınladı. Aynı Avustralya’da Chriscthurch camiinde 51 kişiyi öldüren saldırgan gibi. Manifestoda kendisini ‘Latin Amerikalı düşmanı’ olarak tanıtan saldırgan, yaptığı katliamı da “Teksas’ın Latin Amerikalı istilasına karşı cevap” diye gösterdi. 
El Paso’nun nüfusu yarım milyon ve yüzde 83’ü Latin Amerika göçmeni. ABD’de silahlı saldırıları kayıt altına alan Gun Violence Archives kuruluşunun verilerine göre yılbaşından bu yana geçen 215 gün içinde ABD’de 249 silahlı saldırı olayı yaşandı.
Hepsi ırkçı saldırı değil.
Çoğunluğu intihar ve cinnet.
*
El Paso’daki ırkçı saldırının tüm detayları henüz belirlenmedi. Soruşturma sürüyor.
Ama Almanya’da aşırı sağ çevreler ve yabancı karşıtı parti AfD, olaylar daha açığa kavuşmadan bu tür saldırıları sıcağı sıcağına malzeme yapıyor.
Geçtiğimiz hafta başı Almanya’nın Frankfurt kentindeki tren istasyonunda bir kişinin bir anneyle çocuğunu hareket halindeki trenin önüne ittiği olayda olduğu gibi.
Aşırı sağ çevreler ve AfD, Frankfurt’ta daha olayın ne olduğu tam bilinmezken, saldırganın yabancı olduğu haberi üzerine sosyal medyada taarruza geçti.
AfD milletvekili Verena Hartmann, “Doğum gününü lanetliyorum Merkel” diye mesaj paylaştı.
Sonra saldırganın Almanya’da yaşamadığı, İsviçre’de sığınmacı ve akıl hastası olduğu ortaya çıktı.
Benzeri davranış biçimleri şimdi de ABD’nin El Paso kentindeki saldırıda yaşanıyor. AfD ve aşırı sağ çevreler, saldırıyı ırkçı bir saldırı olarak kınayan Sosyal Demokrat Parti (SPD) Başkanı Yardımcısı Ralf Stegner’i sosyal medyada, “İğrenç sol kene” diye topa tuttu ve saldırının altında göç sorununun yattığını savundu.
Ama daha bu yazıların mürekkebi kurumadan, El Paso’daki kanlı saldırıda kurbanlar arasında bir de Alman çıktı.
Alman orada yaşayan bir göçmen mi, yoksa turist mi?
Henüz açıklık kazanmadı.
Yine de şunu sormak gerekiyor: “AfD ve aşırı sağ çevreler şimdi ne diyecekler?”