Güncelleme Tarihi:
HOLLANDA’da sol yelpazenin içinde yer alan partilerden GL’nin (GroenLinks) erken genel seçimler için hazırladığı listede 16. sırada bulunan Huri Şahin, Hürriyet aracılığıyla Türk kökenli seçmenlere,
“Sağ partilerin tercih ettiği siyasi kararlar nedeniyle dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmasına rağmen Hollanda’da insanlar yaşamlarını zor bir şekilde sürdürüyorlar. Buna artık ‘dur’ denilmeli. İnsanlara adil fırsatlar sunulmalı” mesajını gönderdi.
- Sizi tanıyabilir miyiz?
“19 Şubat 1975 tarihinde Hollanda’nın Deventer kentinde doğdum. 11 Eylül saldırıları sonrası 2001 yılında siyasete girdim.
‘Siyaset yerelden başlar’ düşüncesini destekleyen biri olarak 2002 yılında yerel seçimlere katıldım. 10 yıldır Zoetermeer Belediye Meclisi’nde görev yapmaktayım. 2010 seçimlerinde Yeşil Sol Partisi (GL) tarafından liste başı adayı oldum ve seçim sonrası partimin Meclis Grup Başkanlığı görevini üstlendim.
Siyasi kariyerimde bu görev benim için önemli bir deneyim oldu. 2011 yılında Türkiye-AB projesinde yerel yönetimler uzmanı olarak görev aldım. Şu an demokrasi konusunda insanları bilgilendirme yönünde çalışmalar yapan ProDemos kurumunda proje müdürü olarak görev yapıyorum.”
- Bu partide siyaset yapmayı önemli kılan nedenler nelerdir?
Yeşil Sol Partisi’nde aktif olmamın nedeni, partimin üç temel değerini kendime çok yakın bulmamdır. Bunlar, çevrenin korunması, insanlara adil fırsatların sunulması ve çeşitliliğin değerli olduğu düşüncesidir.
GL (GroenLinks) milletvekili sayısı olarak büyük bir parti olmadığı halde vizyon ve parti içeriği olarak çok güçlü bir partidir. Bunun en güzel örneği son Rutte hükümetinin kısıtlama politikalarını, örneğin eğitim ve sağlık konusunda, durdurabilmesiydi. GL’de siyaset yapmanın bir diğer özelliği partimizin modern ve yenilikçi olmasıdır. Sadece bugünü düşünen bir parti değiliz, alacağımız kararların yeni nesillere nasıl etkisi olabileceğini de dikkate alıyoruz.
- Türk toplumunun sahip olduğu oy potansiyeli sizce ne kadar önemli?
Türk toplumunun oy potansiyeli Hollanda toplumuna katkısının boyutunu düşünürsek çok önemli. Yaklaşık 50 yıldır Hollanda’da yasayan Türk toplumunun Hollanda kültür ve ekonomisine büyük bir katkı sağladığını düşünüyorum.
- Sizce Türk kökenli seçmenler tabanınızın büyük bir bölümünü mü oluşturacak?
Umuyorum ki Türk kökenli seçmenlerin destekleriyle ve oylarıyla seçilen bir milletvekili olurum, fakat ben aynı zamanda gerçekçi düşünen bir siyasetçiyim. Türk kökenli adaylarının çoğu, kendim de dahil, direkt seçilebilir konumunda olmadığından Türk kökenli seçmenlerin adaylar arasında seçim yapmakta zorlanacaklarını tahmin ediyorum. Ben Yeşil Sol Partisi’nin listesinde yer alan Türk kökenli tek adayım. Yerel siyaset içerisinde aktif olduğum için de insanların bana oy vermesini isterim.
- Toplumumuzun çözüm bekleyen sorunları sizce nelerdir?
Bu sorunun cevabı benim milletvekili olma isteğimle birebir bağlantılı. Birinci ve temel sorun insanların, özellikle kendini savunmakta güçlük çeken insanların, yaşamlarını yönlendirme gücüne sahip olmakta ciddi güçlük çekmeleri. Ekonomik kriz nedeniyle ve son yıllarda sağ partilerin tercih ettiği siyasi kararlar nedeniyle dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmasına rağmen Hollanda’da insanlar yaşamlarını zor bir şekilde sürdürüyorlar. Buna artık ‘dur’ demenin zamanı geldiği için aday oldum.
- Seçimlerle ilgili vatandaşlara iletmek istediğiniz mesajınız?
Her şeyden en önemlisi oy hakkının kullanılmasıdır. Bu seçimlerin Hollanda için bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyorum. Krizden çıkabilmek için ve aynı zamanda Wilders ve Wilders’in düşüncelerini destekleyen partilere güçlü bir sinyal vermek için oylar bilinçli bir şekilde kullanılmalı.
Türk kökenli seçmenler oy vermeden önce parti konusunda doğru seçim yapabilmek için ‘siyasi eğilim göstergesi’ den (Stemwijzer) yararlanabilirler. Ekonomik krizden güçlü ve kalıcı bir şekilde çıkmak için ekonomiye ve doğaya zarar veren şirketlere devlet tarafından maddi desteğin durdurulmasını istiyoruz. Bunun yerine, aynen komşu ülkemiz olan Almanya gibi Hollanda ekonomisine ve çevremize yatırım yapan şirketlere yatırım yapılmalı. Bu şekilde yeni iş imkanları yaratabilir, enerji kaynaklarımızı çoğaltabilir ve ekonomimizi güçlendirebiliriz.
İşveren tarafından ödenmesi zorunlu olan gelir vergisi azaltılmalı. Bu şekilde işverenlerin daha fazla işçiye istihdam olanağı yaratabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca eğitime yatırım yapılmalı. Son yıllarda Hollanda’da eğitim kalitesinde bir gerileme görüyoruz. Eğitime yatırım yapmak adil fırsatlara sahip olabilme açısından çok önemli. Özellikle bürokratikleşmeden kaynaklanan ve çok pahalı hale gelen bakım ücretleri düşük gelire sahip olanlar için azaltılmalı. Bankacılık sektörünün denetimi kökten değiştirilmeli.
Herkesin de bildiği gibi ekonomik kriz bankaların politikaları ve üst düzey yöneticilerine dağıttığı primlerden kaynaklandı. Hürriyet’e ve okurlarına ilgilerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.