Sigmar Gabriel'den sert açıklama

Güncelleme Tarihi:

Sigmar Gabrielden sert açıklama
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2011 14:11

Alman Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Sigmar Gabriel, ”Eğer cinayetler bir İslam örgütü tarafından yapılsaydı ve ölenler Alman olsaydı, devletin tüm birimleri en yüksek mertebede harekete geçirilirdi" dedi.

Haberin Devamı

Alman Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Sigmar Gabriel, yaklaşık bir haftadır Almanya gündemini oluşturan aşırı sağcı terör cinayetleriyle ilgili olarak, ”Eğer Almanya’daki bu cinayetler bir İslam örgütü tarafından yapılsaydı ve ölenler Alman olsaydı, tüm caddeler kapatılır, helikopterlerle, devletin tüm birimleri en yüksek mertebede harekete geçirilirdi. Bunların hiçbiri yapılmadı. Bu konu üzerinde durup düşünülmesi gerekir. Bize yapılsaydı başka şekilde reaksiyon gösterilirdi” dedi.

Türk esnafı ziyaret etti

SPD Genel Başkanı Gabriel, Almanya’da sekiz Türk ve bir Yunanlı’nın aşırı sağcılar tarafından öldürüldüğünün ortaya çıkmasından sonra Köln’de 2004 yılında yine aynı grup tarafından bombalandığı tespit edilen Keupstrasse’deki Türk esnafını ziyaret etti.

Gabriel, burada önce 2004 yılındaki bombalama olayında en fazla zararı gören Özcan Kuaför’e giderek mekan sahibiyle bir süre sohbet etti ve çay içti.

Gabriel buradan çıkışta kendisini bekleyen çok sayıda gazeteciye yaptığı açıklamada, devletin kendisinin medeni cesaret göstermediği durumlarda insanlardan medeni cesaret beklemenin doğru olmayacağını söyledi.

Özcan Kuaför’ün o dönemde sigorta değişikliği yaptığı için bugüne kadar sıkıntı çektiğini öğrendiğini ifade eden Gabriel, zararın karşılanması için yetkililerin harekete geçmesi çağrısında bulundu.

SPD lideri, ”Eğer Almanya’daki bu cinayetler bir İslam Örgütü tarafından yapılsaydı ve ölenler Alman olsaydı, tüm caddeler kapatılır, helikopterlerle, devletin tüm birimleri en yüksek mertebede harekete geçirilirdi. Bunların hiçbiri yapılmadı. Bu konu üzerinde durup düşünülmesi gerekir. Bize yapılsaydı başka şekilde reaksiyon gösterilirdi. Bu Türk veya Yunan iş adamlarına yapılan saldırı değil, bu bizim toplumumuzun özüne yapılan bir saldırıdır. Buna karşı reaksiyon gösterilmesi gerekir. Bu Almanya’da, Avrupa’da yaşayan herkesi hedef almıştır” diye konuştu.

Bu saldırıların Alman demokrasisine zarar vermeyi amaçladığını ifade eden Gabriel, devletin reaksiyon göstererek, son yıllarda Almanya’da neden aşırı sağcı bir bataklığın oluştuğunu araştırması gerektiğini kaydetti.

Yıllardan beri Alman asırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti’nin (NPD) yasaklanmasını istediğini belirten Gabriel, şöyle konuştu:

”İnsanları aşağılayıcı propagandalarla çalışmalarını sürdüren bu gibi organizasyon ve partilerin vergilerimizle güçlenmesine anlam veremiyorum. Almanya genelinde şu anda yüzün üzerinde NPD’li milletvekili var. Bunların büyük çoğunluğu yerel yönetimlerde. Kamu paralarıyla bu insanlara yaptıkları kışkırtıcı konuşmaları için maaş ödeniyor. Almanya gibi bir ülkede Ausschwitz’de yaşananlar hatırlatılmak istenircesine ’Gazlayalım’ gibi afişlerle propaganda yapılmasına izin verilmesinden ötürü ben utanç duyuyorum. Devletin parası olmadığı için NPD’nin gençlik merkezi ve çocuk yuvaları sunması, onların ne seviyeye geldiklerini gösterir.”

Sigmar Gabriel, NPD’nin yasaklamasının parti özgürlüğüne bir kısıtlama olup olmayacağı yönündeki bir soruya, ”Anayasa’yı tehdit ettiği müddetçe ne olursa olsun, kim olursa olsun yasaklanabilmelidir” cevabını verdi.

Daha sonra Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa, Köln Belediye Başkanı Elfi Scho Antwerpes ile bir araya gelen Gabriel’in olayları kendileriyle de değerlendirdiği öğrenildi.

2004 yılındaki bombalama eyleminde en fazla maddi zararı gören ve kardeşi yaralanan Özcan Kuaför’ün sahibi Özcan Yıldırım, o dönemde yaptığı 43 bin euro masrafın devlet tarafından tazmin edilmesini istedi.

Yıldırım, olayın faillerinin ortaya çıkmasıyla olayın şimdi boyut değiştirdiğini belirterek, zararın tazmin edilmesi için gerekli işlemleri başlattığını açıkladı.

Özcan Yıldırım, SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel’in kendilerine yaptığı ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ”Kendisi bize Alman halkının özürlerini iletti. Türk çayı ikram ettik. Bize daha önceki eşinin Türk olduğunu söyleyerek, Türkçe olarak ’sizin eniştenizim’ dedi. Sıkıntılarımızı sordu ve bizi ailecek Berlin’de misafir etmek istediğini ifade etti” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!