Sığınmacıların sırtından oy avcılığı

Güncelleme Tarihi:

Sığınmacıların sırtından oy avcılığı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2019 10:34

Hafta başında Almanya’nın ‘bankalar kenti’ olarak bilinen Frankfurt ana garında tren bekleyen Alman bir anne ile 8 yaşındaki oğlunu, sonradan Eritreli ve ruh hastası olduğu saptanan biri rayların üzerine itti.

Haberin Devamı

Sığınmacıların sırtından oy avcılığı
ANNE kendisini kurtarırken, 8 yaşındaki çocuğu hızlı trenin altında kalarak can verdi.
Hem tren bekleyen yolcular hem de çocuğunu kaybeden anne tam bir şok yaşadı.
Olay duyulur duyulmaz Almanya’da yabancı, sığınmacı ve Müslüman düşmanı, Avrupa Birliği (AB) karşıtı olarak bilinen sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) Federal Meclis Grubu Eş Başkanı Alice Weidel. “Sınırsız hoş geldin kültürü yerine artık ülkemizin insanlarını koruyun” içerikli bir tweet attı.
Yani daha suçsuz, günahsız insanları ölüme iten ‘yaratığın’ kimliği bile belli olmadan, AfD’li Alice Weidel, tam ırkçı bir tutum sergiledi.
Olay yerinden kaçarken garda bekleyen yolcular tarafından yakalanıp polise teslim edilen ve sonradan adının Habte A. olduğu, 2006 yılından beri de İsviçre’de yaşadığı belirlenen 40 yaşındaki Eritreli’nin giriştiği insanlık dışı bu ‘cinayetin’ savunulacak, tasvip edilecek hiçbir yönü yoktur.
Olamaz da...
Olmamalıdır da...
Nitekim Almanlar gibi bu ülkede yaşayan göçmen kökenliler de bu korkunç, çirkin ve iğrenç olayı kınadı.
Frankfurt tren garında 8 yaşındaki çocuğun yaşamını yitirdiği yer daha sonraki günlerde adeta çiçek bahçesine dönüştü.
Aralarında Türklerin, diğer göçmen kökenlilerin ve Almanların bulunduğu insanlar mumlar yakıp, güller, karanfiller, laleler koydular.
Dualar ettiler.
Yerlisiyle, göçmen kökenlisiyle insanlar tam bir dayanışma sergilediler.
Barış içinde birlikte yaşam sinyali verdiler.
Aşırı sağcılar ve sağ popülist AfD’liler ise sosyal medya üzerinden önyargıları, düşmanlığı ve ırkçılığı körüklemeyi sürdürdüler.
*
Ama bu hiç de yeni bir tutum değildir.
Sığınmacılar, göçmen kökenliler ve Müslümanlar bir suç işlediğinde aşırı şağcılar ve sağ popülistler hiç vakit kaybetmeden ateş püskürürler.
Ama ‘kendilerinden’ biri sığınmacılara, göçmen kökenlilere, Müslümanlara saldırdığında sessizliğe gömülürler.
Daha kısa bir süre önce 22 Temmuz’da Hessen Eyalet sınırları içindeki Waechtersbach beldesinde 55 yaşında bir Alman, tamamen ırkçı motifle siyah tenli Eritreli bir gence silahını doğrultup ateş etti.
26 yaşındaki Eritreli karnından ağır yaralandı.
Ama nedense sağ popülist AfD’lilerin hiç sesi çıkmadı.
Belki gizli gizli alkışladılar bile.
2015/2016 yılbaşı akşamı ve gecesi Almanya’nın Köln kentinde Kuzey Afrika kökenli gençlerin kız ve kadınlara sarkıntılık yaptıkları, tecavüz etmeye kalkıştıkları yönünde haberler yayıldı.
Sağ popülist AfD’liler bunu fırsat bilip sığınmacılara, yabancılara, göçmen kökenlilere, Müslümanlara ateş püskürdüler.
AfD Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Beatrix von Storch, Köln polisinin Arapça da dahil farklı dillerde yeni yıl mesajı yayınlamasını topa tuttu.
“Bu ülke de ne cehennem bir şey. Kuzey Ren Vestfalya’da (NRW) resmî bir emniyet birimi neden Arapça mesaj yayınlıyor. Barbar, Müslüman kitle tecavüzcüsü erkek sürüleri yatıştırılmak mı isteniyor?” içerikli hakaret ve iftira dolu bir tweet attı.
*
Geride bıraktığımız yılbaşı gecesi 50 yaşında bir Alman, NRW’nin Essen ve Bottrop kentlerinde ‘yabancı avına’ çıktı.
Otomobilini meydanlarda eğlenen veya dolaşan yabancı görünümlülerin üzerine sürerek öldürmek istedi.
İki kentte en az 8 yerde birçok göçmen kökenli insanı yaraladı.
Aralarında ağır yaralananlar da vardı.
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanı Herbert Reul, bu saldırının tamamen ‘ırkçı, yabancı düşmanı’ motifli olduğunu söyledi.
Ya AfD’liler?
Her zaman olduğu gibi yine suskunluğa gömüldüler.
Ne eleştiri, ne kınama.
Çıtları çıkmadı.
Ama her zaman olduğu gibi AfD’li politikacılar işte son günlerde yine sığınmacıların sırtından oy avcılığı yapmak için kolları sıvadılar.
Belli ki AfD, bu ülkede barış içinde birlikte yaşamı dinamitlemek, toplumu birbirine düşürmek istemektedir.
Hem de böyle bir yaklaşımın kendilerinin dışında kimsenin işine yaramayacağını bile bile.
Bu yaklaşımın, bu tutumun Almanya’ya da Almanya’nın imajına da zarar vereceği açıkça ortadadır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!