Güncelleme Tarihi:
Sonnenalle...
Berlin'de Türk ve Arap kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı Neukölln İlçesi'nde bir cadde...
Lübnan kökenli 38 yaşındaki Youssef, oturduğu binanın ön cephesine 20 metre uzunluğuna, 5 metre eninde dev bir Alman bayrağı asmış.
Siyah, kırmızı ve altın renkli...
Alman milli takımını destekliyor Youssef...
Yalnız o değil, aynı binada oturan Türkler ve göçmen kökenli diğer komşular da...
Youssef ve komşuları, “Biz buralıyız” diyor...
Alman Milli Takımı'nın attığı her golden sonra birbirlerine sarılıp, her galibiyetten sonra sokaklara dökülerek “Almanya'nın zaferi”ni kutluyorlar...
Hem de ellerinde Alman bayraklarıyla...
Tabii, “Bu Türkler, Araplar uyum sağlamaz” diyenlere de adeta “uyum dersi” veriyorlar...
Otonom olarak bilinen aşırı solcular ise bu dev bayrakta “milliyetçi duyguların korunmasını” görüyor...
O yüzden de Youssef'in astığı bayrağı üç kez yırtıp, yakıyorlar.
Ama o pes etmiyor...
Her seferinde yenisini asıyor...
Almanya'da aşırı sağcıların tutumu belli...
Bu yabancılar Almanya'yı istila ediyor...
Bu yabancılar parazit...
Bu yabancılar devletin sırtından geçiniyorlar...
O nedenle akıllarına gelen tek slogan “Yabancılar dışarı!”...
Tabii “yabancı” deyince de akıllarına ilk gelen Türkler...
Oysa ki bu Türkler buralı...
Aşırı sağcıların tutumunu biliyoruz...
Ya aşırı solculara ne demeli?
Acaba, sevsen de suç, sevmesin de mi?
Gitsen de suç
Başbakan Angela Merkel, Arjantin ile Almanya arasında oynanan maçı izlemek üzere Güney Afrika'ya gitti.
Merkel'in tribünlerden izlediği, her golden sonra çılgınlar gibi alkışladığı karşılaşmayı, Alman Milli Takımı 4-0 kazandı.
Ancak, Merkel'in -beraberinde bir heyetle- Güney Afrika'ya gitmesi, çeşitli çevreler tarafından eleştirildi.
“Aman efendim, yazık değil mi bu devletin parasına. Bu denli ciddi bir krizin yaşandığı bir dönemde, vergi mükellefinin parası neden çarçur ediliyor?” gibi sesler yükseldi.
Devletin parası tabii çarçur edilmemelidir...
Buna kimsenin itirazı olamaz...
Ancak dünyanın en zengin ülkelerinin başında gelen Almanya gibi bir ülkenin Başbakanı'nın Alman milli Takımı'nı desteklemek üzere “devlet parasıyla da olsa” Güney Afrika'ya gitmesinin eleştirilmesini anlamak mümkün değildir.
Şayet Merkel oraya gitmeseydi, şüphesiz aynı çevrelerden “Ne biçim Başbakan? Alman Milli Takımı orada tur atlamak için ter dökerken, Başbakan Berlin'de koltuğuna gömülmüş keyfine bakıyor. Ulusal coşkuyu bile paylaşmıyor” diye birtakım sesler yükselecekti...
Hatta Merkel gitmese, daha da ağır eleştirilere bile hedef olacaktı...
Evet, işte bu “düz Alman mantığı”...
Gitsen de suç, gitmesen de...