Güncelleme Tarihi:
Babasının vefatından sonra annesinin “sevdiği adamın kokusunu unutmamak için” onun kullandığı bir yastık kılıfını sakladığını öğrenen Katia Apalategui, ölen birinin kokusunu parfüm formunda saklamanın mümkün olup olmadığını düşünmeye başladı.
52 yaşındaki Apalategui fikrini gerçek hayata geçirebilmek için La Havre Üniversitesi’nden bilim insanları ile iletişime geçen Apalategui onlardan ölü bir insanın kokusunu şişelemenin bir yolunu bulmalarını istedi.
Bilim insanlarının onun bu hayalini gerçekleştirmeyi başardığını söyleyen Apalategui konu ile ilgili Independent gazetesine yaptığı açıklamada “ Parfümü yapılacak insana ait bir kıyafet alıyoruz ve bu kıyafet parçasını kullanarak onun kendine has vücut kokusunu içeren 100 molekülü ayrıştırıyoruz. Daha sonra dört gün süren bir damıtma süreci sonunda bu kokuyu taşıyan bir parfüm üretiyoruz” dedi.
Ölülerin kokularını parfüme dönüştürmeye başlamadan önce sigorta satıcısı olarak çalışan Apalategui, koku ile hafıza arasında güçlü bir bağ olduğunu, bu nedenle ürettiği parfümlerin yas tutan insanlara biraz huzur verebileceğini umduğunu söyledi.
Gelecek yıldan itibaren bir kimyagerin yardımıyla seri olarak bu parfümleri üretmeye başlayacağını söyleyen Apalategui, bir şişe parfümün yaklaşık 700 euroya satılacağını belirtti.
Parfüm üreticisi gelecekte bu yeni “koku depolama” yönteminin sadece yas tutan akrabalar değil, sevgilisine romantik bir hediye vermek isteyen kişiler ya da çocuklarından uzun süre ayrı kalmak zorunda olan ebeveynler tarafından da kullanılacağını umduğunu söyledi.
Alman yazar Peter Suskind 1985 tarihli Koku isimli romanında eşi görülmemiş bir koku alma yeteneği olan Jean-Baptiste Grenouille isimli karakterin hikayesini anlatmıştı. Grenouille kendine has bir vücut kokusu olmadığını fark ettiğinde “mükemmel parfüm”ü yaratmak için çekici kadınları öldürmeye ve onların vücut kokularını parfüm yapımında kullanmaya başlamıştı.
Roman 2006 yılında Parfüm: Bir katilin hikayesi ismiyle beyaz perdeye de uyarlanmıştı.