Seri Cinayetlerde ŞOK İtiraf

Güncelleme Tarihi:

Seri Cinayetlerde ŞOK İtiraf
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2011 10:25

Zwickau kentinde havaya uçurulan evde bulunan DVD'lerde, polis ve dönerci cinayetlerine karıştığı belirlenen neonazi terör grubu üyesi Uwe M., Uwe B. ve Beate Z., 9 yıl önce Türk esnafın bulunduğu Köln'ün ünlü Keup Caddesi'nedi çivili bombalı saldırısını da düzenlediklerini itiraf etti. TGD Başkanı Kenan Kolat ise ırkçılığın teröre dönüştüğünü belirterek, gelişmenin çok tehlikeli olduğunu ifade etti.

Haberin Devamı

Almanya'da 2000 yılından bu yana 8'i Türk, 1 Yunan olmak üzere 9 yabancı esnafın katillerinin neonazi olması Almanya'da şok yarattı. Polis ve dönercilere yönelik seri cinayetleri işledikleri tesadüfler sonucu ortaya çıkan, neonazi teröristler Uwe M., Uwe B. ve Beate Z.'nin, çekilen DVD görüntülerinde, işledikleri cinayetleri itiraf ettikleri bildirildi.

Der Spiegel dergisinin online sayfasında yer alan habere göre, biri kadın üç neonazinin kaldığı ve patlama sonucu kullanılmaz hale gelen Zwickau'daki evde, aralarında dönerci cinayetlerinde kullanıldığı tespit edilen Ceska marka 7,65'lik tabancanın ve diğer silahların yanı sıra bulunan DVD'lerde, üç neonazinin "Nasyonal Sosyalist Yeraltı Grubu" mensubu oldukları itirafında bulundukları belirtildi. Basına ve İslam kültür merkezlerine gönderilmek üzere zarfların içine konulduğu bildirilen 15 dakikalik görüntü kayıtlarında, üçlü grubun politika, basın ve düşünce özgürlüğü alanlarında bir değişiklik olmadığı sürece saldırılara devam etme tehdidinde bulundukları kaydedildi.

KEUP CADDESİ'NDEKİ SALDIRIYI DA ÜSTLENDİLER
DVD'de ayrıca, söz konusu neonazi terör grubunun, Türk esnafın yoğun olarak bulunduğu Köln'ün ünlü Keup isimli caddesinde 9 Haziran 2004 tarihinde meydana gelen ve 22 kişinin yaralandığı bombalı saldırıyı da üstlendiği bildirildi. Görüntü kayıtlarında, Keup Caddesi'ne iki kişi tarafından bırakılan bir bisikletin üzerine bağlanan çivili bombayı, infilak ettirmeden önce kameraya gösterdikleri bildirildi.

Aynı teröristlerin, suikastten sonra bazı dönercilere ait cesetlerin fotoğraflarını da çekip DVD'ye kaydettiklerini belirten emniyet birimleri, görüntülerin sahte olmadığından hareket ettiklerini söylediler.

CESETLERİN FOTOĞRAFLARINI ÇEKMİŞLER
Heilbronn'da 2007 yılında Michelle K. adlı polis memurunu öldüren, Uwe M.(38), Uwe B.(34) ve Beate Z.'nin (36), 9 göçmen esnafın katilleri oldukları ihtimali, geçtiğimiz hafta Zwikau'da ateşe verilen evde yapılan aramada küller arasında 11 silahla birlikte 9 esnafın vurulduğu Ceska marka tabancanın bulunmasıyla artmıştı. Şimdi aynı evde bulunan neonazi teröristlerin, çektikleri DVD görüntülerinde, hem dönerci cinayetlerini, öldürdükleri kişilerin fotoğraflarını çekerek hem de Keup Caddesi'nde infilak ettirdikleri çivili bombayı kameraya göstererek bombalı saldırıyı itiraf ettikleri öğrenildi.

POLİSE İHMAL SUÇLAMASI
Alman medyası, 3'lü neonazi grubunun iki Almanya'nın birleşmesinden sonra en tehlikeli aşırı sağcı neonazi örgütlenme olduğunu belirtti. Aşırı sağ terörün yıllarca önemsenmediğine dikkat çekilirken, Der Tagesspiegel Gazetesi, polisin ihmalini gündeme getirdi. Gazete, 1998 yılının ocak ayında polisin 3'lü neonazi grubun bulunduğu garaja baskın düzenlediğini ve garajda boru tipli bomba bulmasına rağmen Beate Z.'yi gözaltına almadıklarını yazdı.

Diğer iki neonazinin ise baskın öncesinde kaçmayı başardıkları belirtildi. Karavan içinde ölü bulunan neonazilerin 14 banka soygununun da failleri oldukları tahmin ediliyor. Focus dergisi ise, 3'lü neonazi grubuna destek verenlerin bulunduğunu yazdı. Uwe M. ve Uwe B.'nin bir arkadaşlarının kimliği üzerinden karavanı kiraladıkları ortayı çıktı.

GÖZLER ANAYASAYI KORUMA TŞKİLATINA ÇEVRİLDİ
Almanya şimdi iç istihbarat birimi olan Anayasayı Koruma Teşkilatı ve neonazilerin peşinde olan 3 eyaletin Asayiş Dairesi'ne (LKA) rağmen neonazi grubunun ellerini kollarını sallayarak dolaşabilmelerini ve terör eylemlerini yapabilmelerini sorgulamaya başladı. CSU İçişleri Politikası Sözcüsü Hans-Peter Uhl, iddiaların doğru olması halinde, bunun bir istihbarat skandalı olacağını söyledi.

Eyalet Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın ise neonazi grubu hakkında tahmin edildiğinden daha fazla bilgi sahibi olduğu ortaya çıktı. Alman haber kanalı N-tv, “Katiller, gizlenmeden toplumun içinde aramızda yıllarca yaşadı. Araba kiraladı, cep telefonu kullandı, ev kiraladı ve bunları yaparken de hiç yakalanmadı. Şimdi herkes anayasayı koruma teşkilatından açıklama bekliyor ” yorumunda bulundu.

"IRKÇILIK TERÖRE DÖNÜŞMÜŞTÜR"
Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Kenan Kolat, Alman demokrasisinintehdit altında olduğunu belirtirken, ırkçılığın teröre dönüştüğünü ve bunun çok tehlikeli bir gelişme olduğunu belirtti. Gelişmelerin Solingen ve Köln'deki Neonazi saldırılarından çok daha tehlikeli olduğuna dikkat çeken Kolat, “Çünkü artık çok daha organizeler ve terör tehdidi var. Uyardığımız bir konu vardı. Irkçılık merkeze kayıyor ve önlem alınmazsa sonuçları çok tehlikeli olacak. Şimdi tehlikeyi görüyoruz. Bu olayların zamanında neden sorgulanmadığını araştırmak gerekir. Bu, aslında yeni bir neonazi terörü olarak nitelendirilebilir. Öncelikle ölen insanların yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Olayların bu şekilde gelişmiş olması bizi sözün bittiği yere getirdi ” dedi.

Kenan Kolat, Başbakan Angela Merkel ve İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich 'in açıklama yapmamasını da eleştirdi.

Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir de, cinayetlerin arkasında aşırı sağcıların çıkmasının şok etkisi yarattığını belirtirken, “Umarım bu olaylardan sonra aşırı sağcıların insan düşmanı olduğunu herkes görmüştür. Bunlar Alman polisi, Türk, Türk kökenli, Yunanlı diye ayırt etmeden herkesin düşmanı. Kendileri gibi olmayan herkesi düşman gibi görüyorlar ” dedi.

"SAĞ ŞİDDETTE YENİ BİR NOKTADAYIZ"
Gözlerin çevrildiği Saksonya Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı ise sağ şiddetin yeni bir noktaya geldiği uyarısında bulundu. Eyalet Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Werner Wargel, “Eğer şüpheler doğru çıkarsa, Almanya'da son yıllardaki en tehlikeli aşırı sağ şiddetle karşı karşıya kalmış olacağız ” dedi. Wargel, aşırı sağcıların silah ve patlayıcı maddelere sahip olduklarının güvenlik birimlerince bilindiğini ancak, öldürme hedeflerine yönelik bilgi olmadığını söyledi. Wargel, olayların yeni bir sağ terör eylemi olarak nitelendirilebileceğini kaydetti.

OLAY NASIL ORTAYA ÇIKTI
Neonazi üçlüsünün 1990'lı yıllarda doğu eyaletlerinden Thüringen'de kurulan “Vatanı koruma ” adlı grubun üyesi oldukları belirtildi. Thüringen içişleri bakanlığı, örgütün 1998 yılında yer altına indiğini belirtti. 2007 yılında rutin bir kontrol sırasında öldürülen polis memuru Michele K.'nın katilleri hakkında uzun süre ipucu elde edemeyen polis, 4 Kasım'da Saksonya eyaletindeki Zwickau kentinde bir evde çıkan yangınla, cinayet hakkında önemli ipucuna ulaştı. Aynı gün Thüringen eyaletinde Eisenach kentinde yanan bir karavanın içinde 2 kişinin cesedinin de bulunması, neonazi terör örgütünü gün yüzüne çıkarttı.

Karavan içinde ölenlerin, polis tarafından aranan Uwe M. ve Uwe B. oldukları ortaya çıktı. Bulunan silahlardan birinin ise polis cinayetinde kullanılan silah olduğu tespit edildi. Bu arada Beate Z.'nin de delilleri yok etmek için evi yaktığı ortaya çıktı. Asıl şok ise evde bulunan silahlar arasında Türk esnafın öldürüldüğü Ceska 83 tipi tabancının bulunmasıyla yaşandı.

SERİ CİNAYETLERİN SEYRİ
Seri cinayetler 9 Eylül 2000 yılında Nürnebrg'de başladı. İlk olarak çiçek toptancısı Enver Şimşek'e iki ayrı tabancadan ateş edildi. 8 kuruşundan 6'sının isabet etmesine rağmen ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Şimşek burada yaşamını yitirdi. İlk cinayetten 8 ay sonra ise 13 Temmuz 2001'de yine Nürnberg'de terzi dükkanı işleten Abdurrahim Özdoğru, dükkanında öldürülmüş olarak bulundu. Bu cinayetten iki hafta sonra ise 27 Temmuz 2001'de Hamburg'da sebze toptancısı Süleyman Taşköprü kafasına sıkılan 3 kurşunla öldürüldü.

Bu cinayetten yaklaşık 1 ay sonra Münih'te 29 Ağustos 2001'de manav Habil Kılıç kafasına sıkılan kurşunla öldürüldü. Habil Kılıç cinayetinden sonra seri katil, cinayet serisine bir süre ara verdi ve yaklaşık 2.5 yıl sonra Rostock'ta tetiği çekti. Seri katil, 25 Şubat 2004'te dönercide çalışan Yunus Turgut'u yine kafasından kurşunlayarak öldürdü.

YENİDEN NÜRNBERG'DE
Bu cinayetten 1.5 yıl sonra ilk cinayetin işlendiği Nürnberg'de 9 Haziran 2005'te döner büfesi işleten İsmail Yaşar, kafasına ve kalbine sıkılan 5 kurşunla öldürüldü. Daha sonra yine Münih'te ortaya çıkan seri katil 15 Haziran 2005'te anahtarcı Yunan vatandaşı Theodorus Boulgarides'i öldürdü. Katilin Yunan vatandaşını Türk zannederek öldürmüş olabileceği üzerinde duruldudu. Yunan vatandaşının öldürülmesiden bir yıl sonra yine Münih'te 4 Nisan 2006'da büfeci Mehmet Kubaşık 5 kurşunla öldürüldü ve hemen iki gün sonra ise 21 yaşındaki internet cafesi işleten Halil Yozgat öldürüldü. Bu cinayet sırasında Alman istihbaratından bir kişinin içerde olduğu ancak daha sonra polise gidip görgü tanığı olarak ifade vermediği iddiaları gündeme geldi.

HEP AYNI MARKA TABANCA
Cinayetleri araştırmak için polis bünyesinde MK3 adlı özel bir birim oluşturuldu. Seri katil, Ceska CZ 83 tipi 7.65 mm çapındaki Çek yapımı silah kullandı. Polis, seri katilin kullandığı susturucu takılı Ceska CZ 83 tipi uzun namlulu silahtan 55 adet üretildiğini saptadı. Silahların kimlere satıldığını araştıran polis, bunların çoğunluğunun eski Doğu Alman istihbarat teşkilatı Stasi'ye satıldığını tespit etti. Bu silahların 24'ünün ise İsviçre için özel üretildiğini tespit eden polis, seri katilin bu silahı İsviçre'den temin ettiği üzerinde durdu. Polis, seri katilin yakalanması için 39 bin Euro ödül koymuştu.

KEUP CADDESİNDE NE OLMUŞTU
Köln'de 9 Haziran 2004 tarihinde saat 16.00 sıralarında Türk işyerlerinin çokluğundan ötürü “Küçük İstanbul ” olarak adlandırılan Keup caddesinde meydana gelen bombalı saldırıda toplam 22 kişi yaralanmıştı. Berber dükkanının önünde bir bisiklete yerleştirilen parça tesirli çivili bombanın patlamasıyla çevredeki 20 ’ye yakın binada da zarar meydana gelmişti. Bir çok işyerinin vitrin ile evlerin camları kırılmış, park halindeki sekiz otomobilde ise çivi saplanması nedeniyle maddi zarar oluşmuştu.

Bombalamada kullanılan Cyco marka bisikletin arkasında siyah renkli plastik valiz, yan tarafında siyah bir çanta ve çantanın içinde 2,9 kilogram ağırlığında mavi bir gaz tüpü olduğu belirlendi. Ayrıca bombanın patlatıldığı uzaktan kumandanın Graupner firması tarafından üretilen “C 508” tipi ve 35.110 frekansa sahip bir kumanda cihazı olduğu da açıklandı.

25 ve 35 yaşları arasında oldukları sanılan faillerin yakalanması için 20 bin Euro ödül konulmuştu. Olayın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen failler bugüne kadar yakalanamadı. Türk esnafı tedirgin eden olay Köln ’de infialle karşılandığı gibi cadde esnafı uzun bir süre satışların düşmesiyle zor günler yaşamıştı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!