Senin dibin benden kara
Güncelleme Tarihi:
23 Mayıs 1949 tarihinde Alman Anayasası’nın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde ilk genel seçimler 14 Ağustos 1949’da yapıldı ve Federal Meclis’e 402 milletvekili girdi. Seçim Yasası’nda yapılan değişiklikle 1953 yılındaki seçimlerde milletvekili sayısı 487’ye yükseldi. Daha sonraki dönemlerde her 4 yılda bir yapılan genel seçimlerde milletvekili sayısı 496 ile 499 arasında kaldı.
Almanya’da geçerli Seçim Yasası’na göre eyaletlerdeki nüfus sayısı göz önünde bulundurularak ülke genelinde 299 ‘seçim bölgesi’ oluşturulmuştur.
Her seçmenin genel seçimlerde 2 oy kullanma hakkı vardır.
Bu oylardan birincisi seçim bölgelerindeki adaylardan birine, ikincisi de tercih edilen partiye verilir.
Katıldığı seçim bölgesinde en fazla oy alan aday doğrudan Federal Meclis’e milletvekili seçilir.
Diğer 299 milletvekili ise partilerin aldıkları oy oranlarına göre eyalet listelerinden seçilir.
Ancak herhangi bir partinin direkt seçilen milletvekili sayısı partinin aldığı oy oranına göre partiye düşenden fazla olduğu için bu fazlalık diğer partilere de yansıtılır.
2021’DE 736’YA ULAŞTI
İşte bu nedenle genelde Federal Meclis’teki milletvekili sayısı 598 olması gerektiği halde, birleşmeden sonra bu rakam 2017 yılına kadar 603 ile 672 arasında değişmiştir.
Federal Meclis’teki milletvekili sayısı 2017’deki genel seçimlerde 709’a, 2021’deki seçimlerde de 736’ya ulaşmıştır.
Almanya’da uzun süredir milletvekili sayısında artışın durdurulması tartışılmaktadır.
2005-2021 yıllarında Almanya’nın 16 yıl başbakanlığını yapan Angela Merkel döneminde başlayan bu tartışma hâlâ devam etmektedir.
2005-2017 yıllarında Federal Meclis Başkanlığı yapan CDU’lu Norbert Lammert ile kendisinden sonra aynı görevi üstlenen parti arkadaşı Wolfgang Schaeube, milletvekili sayısında artışa “Dur” demek, hatta azaltılması için girişimde bulundular.
Ancak ‘kardeş parti’ CSU’yu bir türlü ikna edemedikleri için sonuca ulaşamadılar.
İşte 26 Eylül 2021’de yapılan genel seçimlerden sonra iktidara gelen SPD, FDP ve Yeşiller koalisyonu geçen hafta bu konuda somut bir adım attı.
Ve hükümet partilerinin Federal Meclis’te şu anda 736 olan milletvekili sayısının 630’a düşürülmesini içeren önergesi çoğunluğun oylarıyla kabul edildi.
SOL PARTİ VE CSU KÜPLERE BİNDİ
Özellikle Yasa Tasarısı önergesinde, yüzde 5 barajını aşamasa bile 3 seçim bölgesinde en fazla oy alan adaylarının doğrudan milletvekili seçilmesi halinde baraj göz önünde bulundurulmadan alınan oy oranına göre milletvekili çıkarmasının devre dışı bırakılması Sol Parti ile CSU’yu küplere bindirdi.
2021’deki genel seçimlerde yüzde 4.9’da kalıp yüzde 5 barajını aşamadığı halde 3 seçim bölgesinde adayları en fazla oy aldığı için Federal Meclis’e 39 milletvekili gönderen Sol Parti, “Bu demokrasi ihlalidir” diyerek Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını ilan etti.
Hükümetin bu yöndeki planlarına baştan beri karşı olan CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder de hükümetin Seçim Yasası’nda reform girişimini “Demokrasiye saldırı”, “Seçmenin kararına saygısızlık” olarak nitelerken, Federal Anayasa Mahkemesi’nin bunu durduracağından emin olduğunu söyledi.
‘Kardeş parti’ CDU ile anlaşmaları gereği Eyalet Parlamentosu ve genel yalnız Bavyera’da katılan ve böyle olduğu halde, son seçimlerde ülke genlinde yüzde 5.2 oy oranına tekabül eden düzeyde oy alan CSU’nun lideri Markus Söder, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e de “Bu tasarının yasalaşması için imza atmayın” çağrısında da bulundu.
KENDİ KAPISININ ÖNÜNÜ TEMİZLEYEMEYEN CSU
CSU’nun bu tutumu bana Türkçemizdeki “Tencere dibin kara, seninki benden de kara” özdeyişini hatırlattı.
Kendi kapısının önünü temizlemeyen CSU, başkalarını suçlamaktan geri kalmamaktadır.
Bavyera’daki Eyalet Seçim Yasası’na göre, yüzde 5 barajını aşamayan partilerin seçim bölgelerindeki adayları en fazla oy alıp seçilseler bile Bavyera Eyalet Parlamentosu’na girme şansları da hakları da yoktur.
Ama Bavyera’da nerdeyse tüm seçim bölgelerinde adayları kazanarak Federal Meclis’e 45 milletvekili gönderen CSU lideri Söder de diğer CSU’lular da kendilerinin seçmenlerin kararına saygısızlığını ve demokrasiye saldırısını görmezden, bilmezden, duymazdan gelmektedir...