Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da üçlü koalisyon hükümetinin ağır toplarından ve Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer, Hürriyet Gazetesi'ni Başbakanlıkta kabul ederek önemli açıklamalarda bulundu.
Seehofer, entegrasyondan Türklere bakışına, Türkiye’ye Avrupa’da nasıl bir yer biçtiğinden Türkiye Almanya maçına, sağlık reformundan Hartz IV yardımına kadar uzanan geniş bir konu yelpazesindeki sorularımızı yanıtladı.
Malzeme olmuyor
Çalışma odasında kahvelerimizi kendi eliyle ikram eden Horst Seehofer, çok samimi ve içten mesajlar verdi. Almanya’da entegrasyon sürecinin artık polemiğe malzeme olmaktan kurtulmaya ve normal sürecine girmeye başladığını kaydeden Seehofer, bunun çok sevindirici olduğunu vurguladı. Seehofer, burada yaşayan Türk gençlerinin Mesut Özil gibi Alman milli forması giymesini istediğini söyledi. Seehofer, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Bakın Mesut Özil’in Alman milli takımında oynaması işte bu normalleşme sürecinin bir parçası. Özil’in Alman milli olmasını kimse tuhaf bulup tartışmıyor. 10 ya da 20 yıl önce bu çok zor görünüyordu. Bu da şunu gösteriyor: Uyum normalleşme yoluna girdi. Göçmenler toplumumuzun ayrılmaz bir parçası. Biz akıllıca bir arada yaşamak istiyoruz. Eğer iki taraf da bunu kalpten isterse, başarılı oluruz.
Polemikten uzaklaşıyoruz
- Siyah-sarı renkli üçlü koalisyon hükümetinde, birçok konuda restleşme giderek artıyor. Bu koalisyon daha ne kadar dayanır?
Ben bu konuda bir tarafın endişe etmesine, diğer tarafın da ümitlenmesine gerek yok diyorum. Önümüzde duran zor görevlerin içerik açısından tartışma yaratmasını doğal ve soğukkanlılıkla karşılamak lazım. Tartışma, demokrasi kültürünün bir parçasıdır. Önemli olan buradan mümkün olduğu kadar çabuk somut çözümlerin çıkması. Her şeyden önce tempoyu artırmamız gerekir. Somut çözümler ve reformları hayata geçirme temposunu artırmalıyız. Başarının sırrı bu.
- Sağlık sisteminde FDP’nin istediği "kişi başına eşit prim" reformuna karşısınız. Niçin?
Ben bunu burada çok açık bir biçimde anlatmak istiyorum. Mevcut sağlık sigortası sistemine göre ortalama yüzde 14.9 prim kesiliyor. Biz koalisyon protokolünde bu prim oranını ve sosyal sağlık sigortaları sistemini değiştirerek, kişi başına eşit prim uygulamasını getireceğiz diye bir karar almadık. Koalisyon sözleşmesinde, gelecekte ortaya çıkacak ek sigorta primlerinin yeniden düzenlenmesini karara bağladık. Bu ek sigorta primlerini yeni bir düzene sokması ve bu yönde öneriler hazırlaması için bir komisyon kurduk. Ek primler için bir sistem geliştirilmesini kararlaştırdık, sistemi değiştirmeyi değil. İkisi arasında dağlar kadar fark var.
Sağlık sisteminde yeni gelecek ek primleri işverene yükleyemeyiz. İşverenin ödediği primi artıramayız. Çünkü bu iş masrafını artırır ve işyeri kaybına yol açar.
- Artan ilaç masraflarını nasıl önleyeceksiniz?
Bu başlı başına bir konu ve primlerden bağımsız olarak ele alınması gerekiyor. Bunun için sağlık sisteminde tasarrufa gitmek lazım. Ben bunu Almanya’nın en acil görevlerinden biri olarak görüyorum. Harcamalar bu hızla artarsa, gelecek yıl sonbahar veya kış aylarında sağlık primi artışına gidilebilir ve bu iş kontrolden çıkar. Bu nedenle Federal Sağlık Bakanı çok sıkı bir tasarruf planı hazırlamalı. Bunun için de sağlık sektörü yetkilileriyle oturup görüşmeli.
- Hartz IV ile ilgili yardım sisteminde ne tür değişiklikler gerekiyor?
Hartz IV konusunda aslında her şey yasalarca düzenlenmiş bulunuyor. Sadece Anayasa Mahkemesi yetişkinlerle çocuklar için belirlenen ihtiyaç ölçüsünün objektif olarak belirlenmesini istedi. Bunu da önümüzdeki aylarda yapmamız gerekir.
Nasıl kilo verdi
- Günde kaç saat çalışıyorsunuz?
En az 12 saat.
- “Boksör müsabakada yumruk yer, siyasetçi ise her gün” diye bir söz var. Siz bu sözün doğruluğuna katılıyor musunuz?
Evet katılıyorum, ama işte siyasette öğrenmeniz gereken de bu. Her küçük şeye kızmayacaksınız, büyük şeylere, büyük sorunlara konsantre olacaksınız. Ama bu yumruklar nakavt yapmıyor. Bu normal bir durum. Siyasette öğrenilmesi gereken en önemli şey bu.
Türkiye'ye gitmek istiyor
- Türkiye deyince ne aklınıza geliyor?
Almanya, Bavyera ve Türkiye arasında tarihe dayalı derin bir dostluk var. Türkiye çok yüksek bir kültüre ve geçmişe sahip. Tarihte önemli roller oynayan bir ülke. Bunun yanında Türk toplumu çok ilginç bir toplum. Benim memleketim İngolstadt’ta çok Türk yaşıyor. O nedenle birlikte yaşam benim için doğal diyorum. İngolstadt’ta papazlarla birlikte camiyi ziyaret ettim dönemlerde bu tür ziyaretler henüz olağan bir durum değildi. İngolstadt’ta nüfusun hemen hemen yüzde 20’si göçmen kökenli. Ben memleketimde böyle bir ortamda yetiştim. Biz 30 yıldır İngolstadt’ta entegrasyonu sporda da uyguluyoruz. Bakın cami inşaatında hiçbir sorun çıkmadı. O nedenle diyorum, entegrasyon benim için çok doğal. Ben gençliğimde amatör takımlarda kalecilik yaptım, sonra hentbol oynadım. Türkgücü o zaman çok güçlü bir takımdı. Türkgücü’nü yenmek öyle kolay değildi. Bu nedenle entegrasyon benim doğal olan bir konu.
Türkiye Almanya maçı
- Almanya’da yaşayan Türklere nasıl bir mesaj vermek isterdiniz?
Uyum konusunda üzerlerine düşeni yapmalarını, açık ve hazır olmalarını isterim. Entegrasyonu kolaylaştırmak için Almanca öğrenmelerini, hoşgörüden, karşılıklı saygıdan ve barışçıl davranmaktan kopmamalarını ve gençleri de öyle yetiştirmelerini dilerim. Kendi dini ve inançlarını korusunlar, ama başkalarına karşı asla köktendinci olmasınlar, başka görüşleri saygıyla karşılasınlar. Almanlar'dan da hoşgörülü olmalarını bekliyorum. Ben köktendinciliğe ve fanatizme karşıyım, çünkü hayat tecrübem bana bunu söyletiyor.