Güncelleme Tarihi:
“BABAM inşaat işçisiydi ve her kış mevsiminde işsizdi. Yazın sabah saat 05.00’ten akşam saat 19.00’a kadar ağır çalışırdı. Biz her kuruşu hesaplardık. En çok da pazar gününe sevinirdim. Çünkü sadece pazar günleri evde et pişerdi. Tabii etin en büyük parçasını babam yerdi ama olsun. Savaştan sonra bizim eve Amerikalı askerler yerleştirildi. Onlar bir odada kalıyordu. Babam annem bir odada, biz dört kardeş bir odada kalıyorduk. Ama hiç yoksunluk duygusu çekmedim. Öğretmenler babama, beni liseye göndermesini söyledi. Ama okul kitapları ve cetvel alacak paramız yoktu. Annem kullanılmış kitaplar alırdı.”
‘SÖZ SAHİBİ ANNEMDİ’
“Evde annem söz sahibiydi. Bizim hep daha iyi şartlarda yaşamamız için okumamızı isterdi. Eğitim, yaşama açılan kapı demek. Ben eğitime çok önem verdim. Gençliğimde kaymakam ve belediye başkanları için konuşma metinleri yazardım. Bir süre sonra, ‘Onlar benim yazdıklarımı okuyorlar. Ben de okuyabilirim’ deyip, siyasete atıldım.”