Seçim hakkına halk desteği

İSMİNİN Ayşegül Sönmez olduğunu söyleyen bir okuyucumuz, “Ben Nürnberg’de doğdum. 43 yaşındayım. İlk ve orta öğrenimimi bu kentte yaptım. 22 yıldır burada çalışıyorum. İkisi kız, biri erkek üç çocuğumuz var. İtalyan kökenli komşum yıllardır oy kullandığı halde, ben de eşim de bu haktan yararlanamıyoruz. Bu nasıl bir hukuk devleti anlayışıdır?” diyordu.
Köln’den arayan Kamil Dereli isimli okuyucu, “Ben 1966 yılında Köln’deki Ford fabrikasına işçi olarak geldim. 24 yaşındaydım. Tam 35 yıl çalıştıktan sonra 2001 yılında malulen emekli oldum. Yetişkin dört evlat sahibiyim. 8 torunum da burada doğdu. Türkiye’ye dönmedim. Hâlâ Köln’de yaşıyorum. Çünkü burası benim ‘ikinci vatanım’ oldu. Ama Türk vatandaşı olduğum için Almanya’daki seçimlerde bir kere bile oy kullanmadım. 3 aydır burada yaşayan diğer 26 Avrupa Birliği (AB) ülkesi vatandaşları ise yıllardır yerel seçimlerde oy kullanmaktalar. Bu da Alman Anayasası’ndaki eşitlik ilkesiyle bağdaşmamaktadır” diye yakınıyordu.
Telefon eden diğer okuyucularımız da benzer şeyler söyleyip serzenişte bulunuyorlardı.
Haklılarda da.
Yıllardır burada yaşayan ve ‘buralı’ olan Türkler ile diğer ‘üçüncü ülke vatandaşlarına’ yerel yöneticilerini belirleme hakkı verilmezken, üç aydır aynı mahallede oturan AB vatandaşları hem seçme hem de seçilme hakkına sahiptir.
İşte bu ayrımcılık ve haksızlık insanları isyan ettirmektedir.
*
Bu ayrımcılığa ve haksızlığa son verilmesi için Almanya’da zaman zaman girişimde bulunulmuştur.
Örneğin, Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grubu 15 Mart 2010 tarihinde AB üyesi olmayan ülkelerden gelen yabancılara da yerel seçimlere katılma hakkı verilmesi için Alman Anayasası’nın 28’inci maddesinin değiştirilmesini içeren bir yasa tasarısı sundu.
Yeşiller de 23 Mart 2010’da aynı içerikli bir yasa tasarısı ile destek verdi.
Tabii Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) karşı çıktığından anayasa değişikliği için gerekli 2/3 çoğunluk sağlanamadı.
Bu yüzden de her iki tasarı da sadece kâğıt üzerinde kaldı.
Yeşiller 10 Temmuz 2014 tarihinde AB üyesi olmayan ülkelerden gelen yabancılara yerel seçim hakkı verilmesi için yeniden bir tasarı sundu.
Ama yine kabul görmedi.
12 Kasım 2014 tarihinde Sol Parti de şansını denedi.
Hem de ‘Federal Almanya Cumhuriyeti’nde yaşayan herkese tüm seçimlere katılma hakkı verilmesi için Alman Anayasası’nda değişiklik tasarısı’ başlığıyla.
CDU/CSU yine karşı çıktı.
CDU/CSU buna hâlâ karşı çıkmaktadır.
Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) de.
Liberaller olarak bilinen Hür Demokrat Parti (FDP) de.
CDU ve FDP, SPD ile Yeşiller’in ‘yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesi’ için 2017 yılında Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Parlamentosu’na sundukları tasarıya da geçit vermedi.
*
Almanya’da yapılan kamuoyu yoklamalarına bakıyorum.
Halk, bazı partilere mensup politikacılardan çok daha sağduyulu.
2009 yılında yapılan kamuoyu yoklamasına katılan Almanların yüzde 32’si yalnız AB vatandaşlarına, yüzde 34’ü ise tüm yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesini istiyor.
Yüzde 28’i ise “Hayır” diyor.
2014 yılında yapılan kamuoyu yoklamasına katılan Almanların yüzde 47’si “Evet”, yüzde 49’u “Hayır” diyor.
Bir yıl sonra ise ortaya farklı bir tablo çıkıyor.
2015 yılı Ağustos ayında Infratest-dimap tarafından yapılan bir kamuoyu yoklamasına katılan Almanların yüzde 59’u tüm yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesine “Evet” yüzde 37’si “Hayır” diyor.
Hatta KRV’de “Evet” diyenlerin oranı yüzde 62’yi buluyor.
Yeşiller’li seçmenlerin yüzde 83’ü, Sol Parti’li seçmenlerin yüzde 69’u, SPD’li seçmenlerin yüzde 61’i “Evet” diyor.
CDU’ya o verenlerin bile yüzde 54’ü “Evet” diyor.
Almanların yüzde 60’ı yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesinin Almanya’ya aidiyet duygusunu artıracağı ve uyum sağlamalarını kolaylaştıracağı görüşünde birleşiyor.
İşte bu veriler de, Almanya’da halkın yabancılara yerel seçim hakkı verilmesine destek verdiğini çok açık bir biçimde ortaya koyuyor.
Tabii Almanya’da halkın bazı politikacılardan çok daha sağduyulu olduğunu da.