Scholz’a ‘sessiz kalma’ baskısı
Güncelleme Tarihi:
Bir yanda pandemiyle mücadele… Bir yanda Rusya’nın Ukrayna sınırına 130 bin askerini konuşlandırıp, yeni bir ‘dünya savaşı’ tehdidi ve tedirginliği... Bir yanda Çin’de başlayan Kış Olimpiyatları ve ülkede Uygur azınlığa karşı uygulanan baskılar nedeniyle yaptırım çağırıları...
Ortakları Yeşiller de, Hür Demokrat Parti (FDP) de, olimpiyatların boykot edilmesi ve Çin’e yaptırımlar uygulanmasından yana.
Kurulduğu 1980 yılından beri silahsızlanmayı ve barışı savunan Yeşiller, Ukrayna’ya saldırmasını engellemek için Rusya’ya Avrupa Birliği (AB) ve diğer müttefiklerle birlikte yaptırım uygulanmasını savunuyor.
Hatta Rusya ile Almanya arasında inşası tamamlanan Kuzey Akım 2 doğal gaz projesinden vazgeçilmesinde ısrar ediyor.
Başbakan Olaf Scholz ise Çin’i de Rusya’yı da ‘küstürmemeye’ özen gösteriyor.
Çin’le arayı bozmamak için Pekin’de başlayan Kış Olimpiyatları’nı boykota yanaşmadı.
Ancak kendisi gitmediği gibi, zaten baştan itibaren ‘boykot, boykot’ diye bastıran Yeşiller’li Federal Dışişleri Bakanı da açılışa katılmadı.
Alman politikacılar ve Pekin’deki Alman diplomatlar da açılıştan uzak durarak bir yerde “dolaylı boykot” sinyali verildi.
TEHDİTLE DEĞİL DİYALOGLA...
Başbakan Scholz, Kuzey Akım 2’nin “özel ticari bir proje” olduğuna işaret ederek Rusya’ya yaptırım çağrılarına kulak asmadı.
“Doğal gazınız sizin olsun” diyemedi.
Hâlâ diyemiyor da.
Çünkü Olaf Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tehditle değil, ancak diyalogla ‘yola getirilebileceğini’ düşünüyor.
Ukrayna kendisini savunmak için Almanya’dan silah istiyor.
Ya Almanya ne yapıyor?
“Ukrayna’nın yanındayız” mesajı vermek için 5 bin adet askeri miğfer gönderiyor.
Tabii bu da alay konusu oluyor.
Çünkü Ukrayna ise orta menzilli uçaksavar sistemleri, taşınabilir roket sistemleri, insansız hava araçlarına karşı silah, elektronik konum belirleme aygıtları talep ediyor.
Almanya ise buna yanaşmıyor.
Başbakan Scholz da Ukrayna’ya silah verilmesine “hayır” diyor.
OLASI TÜM YAPTIRIMLAR...
Fransa, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ukrayna’ya silah yardımında bulunurken, Almanya’nn bu tutumu birçok AB ülkesi ve NATO’daki müttefikler tarafından yadırganıyor.
Ama Almanya Başbakanı, müttefiklerde yaşanan güven kaybının büyümesine meydan vermemek için, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması halinde bunun Moskova’ya faturasının çok yüksek olacağını ve çok pahalıya mal olacağını söylüyor.
Açık bir şekilde telaffuz etmese de “Böyle bir durumda olası tüm yaptırımlar masaya konulacak” diyerek, dolaylı bir biçimde Kuzey Akım 2’nin hayata geçirilmesinden feragat edileceği tehdidinde bile bulunuyor.
Ancak hem Almanya’daki anamuhalefet Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) hem de başta ABD olmak üzere AB ve NATO Almanya’nın daha kararlı bir tutum sergilemesini bekliyor.
Almanya’da anamuhalefet sesi çıkmadığı için Scholz için “adeta felç olmuş” diyor.
“Avrupa’da barışın korunması için ‘sesini yükselt’ artık” diyor.
Yani CDU/CSU, Başbakan Scholz’u yıllardır Avrupa’nın lokomotifi konumundaki Almanya’ya duyulan güveni sarsmakla, Almanya’yı rezil kepaze etmekle suçluyor.
ABD ve İngiliz medyasının yaklaşımı da öyle.
PUTİN YANLISI, PUTİN SEMPATİZANI...
Bazı gazeteler, dergiler ve radyo televizyon kanalları Almanya Başbakanı Olaf Scholz için, hem de Almanca olarak, ‘The Putinversteher’ (Putin’i anlayan-Putin’e anlayış gösteren-Putin yanlısı- Putin sempatizanı) söylemini kullanıyor.
İşte Almanya’nın müttefiklerin yanında olduğunu ilk ağızdan iletmek için Olaf Scholz bugün Washington’da ABD Başkanı Joe Biden’la bir araya gelecek.
14 Şubat’ta Kiev’de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski ve bir gün sonra da Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşerek hem içe hem de dışa “Bakın biz Almanya olarak üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz” sinyali verecek.
Belki de bu sayede hem müttefiklerin hem de Almanların kaybolmaya başlayan güvenini yeniden kazanacak.