Güncelleme Tarihi:
AMA daha koltuğuna ısınamadan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24 Şubat 2022’de komşu ülke Ukrayna’ya savaş açtı.
Üç gün sonra Federal Meclis’te “Putin’in savaşı” ilgili olağanüstü bir oturum düzenlendi.
Başbakan Scholz, ‘Hükümet Açıklaması’nda, “24 Şubat 2022 bizim kıtamızın tarihinde bir dönüm noktasıdır” dedi.
Putin’in bağımsız bir devlet olan Ukrayna’yı dünya haritasından silmek istemekle kalmayıp, Avrupa’nın güvenliğini de paramparça edeceğini söyledi.
Ukraynalıların ülkelerini savunabilmeleri için Ukrayna’ya silah yardımında bulunacaklarını söyledi.
Ve “Biz özgürlüğümüzü, demokrasimizi ve refahımızı korumak istiyoruz” diyerek Alman Ordusu’nun (Bundeswehr) donanımı için 100 milyar Euro hacimli bir ‘Özel Varlık Fonu’ ayıracaklarını söyledi.
Bu bir devrimdi.
Muhalefet partili milletvekilleri bile Scholz’un bu ‘müjdesi’ni alkışladı.
Ama çok geçmeden Almanya’da Ukrayna’ya ‘ağır silah’ gönderilmesi tartışmaları başladı.
Ukrayna kendisini savunabilmek için ABD’den, NATO ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden uçaksavar, tanksavar, hava savunma sistemi, füzeler, insansız hava araçları sistemi, top tüfek istedi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Bizim yasalarımıza göre savaş bölgelerine silah satışı ve gönderilmesi yasak” diyerek Ukrayna’ya ağır silah gönderilmesine yanaşmadı.
BİRAZCIK DA OLSA TUTUM DEĞİŞTİRDİ
Dönemin Federal Savunma Bakanı Christine Lambrecht, Ukrayna’ya 5 bin miğfer göndereceklerini söyleyip, Almanya gibi gelişmiş bir sanayi ülkesini gülünç duruma düşürdü.
Başbakan Scholz, Rusya’yı kışkırtmamak için Ukrayna’ya ağır silah gönderilmemesinde diretti.
Ancak başta ana muhalefet CDU/CSU olmak üzere diğer muhalefet partileri “Daha ne bekliyorsun? Ukrayna’da her gün insanlar ölüyor. Buna seyirci kalamayız” diyerek baskıyı artırdı.
Alman halkı da Ukrayna’ya silah gönderilmesine destek verdi.
Hükümet ortakları Yeşiller ile FDP de Başbakan Scholz’u silah gönderilmesi için sıkıştırmaya başladı.
Dıştan da tepki ve eleştiriler yoğunlaşınca Scholz, ‘birazcık’ da olsa tutum değiştirip, Almanya’nın Ukrayna’ya silah göndermesine onay verdi.
Almanya şu ana kadar Ukrayna’ya 5 adet Mars 2 çoklu roket atar, 500 Stinger uçak savar, 2 bin 700 Strela uçak savar sistemi gönderdi.
40 adet Marder tipi zırhlı araç ve Patriot Hava Savunma Sistemi gönderme sözü verdi.
Ama Ukrayna’nın Alman malı Leopard 1 ve 2 tankları da istiyor.
Ve dünyanın en modern ve en etkili tanklarından olan Leopard 2’lerin Ukrayna’ya gönderilmesi için Başbakan Scholz’a hem içten hem de dıştan baskılar yağıyor.
Scholz, “Biz tek başına hareket etmeyiz. Müttefiklerimiz ve partnerlerimizle birlikte hareket edip, kararımızı ondan sonra veririz” diyerek ağırdan almayı sürdürüyor.
‘LEOPARDLARI GÖNDERİN’
“ABD Ukrayna’ya Abrams tankları gönderirse, biz de Leopard tankları veririz” diyor.
Ama buna rağmen baskılar bitmedi.
ABD Başkanı Joe Biden “Her ülke neyi göndereceğine karar verir” diyerek topu Scholz’a attı.
Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron, “Olaf gönder şu Leopardları” dedi.
İngiliz parlamenterler, Almanya’nın yeni Savunma Bakanı Boris Pistorius’a mektup göndererek, “Leopardları gönderin” çağrısında bulundu.
Baltık ülkeleri Dışişleri Bakanları, “Almanya’ya Avrupa’nın en güçlü ülkesi olarak daha özel bir sorumluluk düşmektedir. Biz Letonya, Estonya ve Litvanya Dışişleri Bakanları olarak Almanya’nın Ukrayna’ya derhal Leopard tankları göndermesini istiyoruz” diyor.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, “Biz Almanya’nın iznini almadan da Ukrayna’ya Leopard 2 tankları vereceğiz” diyor.
Hükümet ortakları Yeşiller ile FDP, “Leopard 2’leri derhal gönderelim” diyor.
Hatta CDU/CSU, FDP ile Yeşiller’e “Hükümeti terk edin” çağrısında bulunup, “Biz sizinle yeni bir hükümet kurmaya hazırız” diyor.
Bakalım SPD sol kanadını kaybetmekten ve Rus lideri Putin’in çılgınlığını artırarak ‘atom bombaları’ yağdırmasından korktuğu için Leopard 2 tankları gönderilmesine sıcak bakmayan Scholz, bu baskılara daha ne kadar dayanabilecek?