Güncelleme Tarihi:
SCHOLZ’UN DA İŞİ ZORLAŞTI
Kovid-19 belasıyla uğraşmak yetmiyormuş gibi, Putin’in çılgın bir karar alarak 24 Şubat’ta Ukrayna’ya savaş açması, başka ülkelerde sorumluluk taşıyan politikacıları olduğu gibi, Scholz’un da işini birden zorlaştırıdı.
Ukrayna’ya Almanya’nın silah vermesi konusunda Başbakan Scholz, karar vermekte çok zorlandı.
“Almanya’da geçerli yasalara göre savaş bölgelerine silah verilmesi yasaktır” kalkanının ardına sığındı bir süre.
Ancak anamuhalefet CDU/CSU’nun yanı sıra hükümet ortakları Yeşiller ve FDP’nin bastırması üzerine Scholz da tutum değiştirmek zorunda kaldı.
Tabii Scholz’un tutumunu değiştirmesinde Almanların yüzde 75’e yakının “Almanya, Ukrayna’ya silah vermeli” görüşünde birleşmesi etkin bir rol oynadı.
Ancak Scholz’un uzun süren bu kararsızlığı, kendisine duyulan güveni büyük ölçüde sarstı.
Nitekim Mart ayında yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Başbakan Scholz’a duyulan güven yüzde 60’a düştü.
Haziran ayında da yüzde 41’e.
Şu anda da Başbakan Scholz’un ‘işinden memnun olan’ Almanların oranı yüzde 40’ı geçmiyor.
Belli ki, enerji krizinin aşılması politikasında süregelmekte olan kararsızlığı ile nükleer santrallarda üretime devam edilip edilmemesi konusunda hâlâ belirgin olmayan tutumu da halkı Scholz’dan uzaklaştırmaya başladı.
BAERBOCK VE HABECK’E GÜVEN ZİRVE YAPTI
Ancak Scholz’a güven dibe vururken, Federal Dışişleri Bakanı Baerbock ile Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck’e güven zirve yapıyor bugünlerde.
Almanların yüzde 57’si Baerbock ve Habeck’in görevlerini çok başarılı bir biçimde yerine getirdiklerini düşünüyor.
Çünkü Baerbock da Habeck de daha kararlı bir tutum sergileyerek, halkın gözüne girmeyi ve desteğini almayı başarıyor.
Hatta Almanların yüzde 31’i ‘Başbakan direkt seçilse oyumu Habeck’e veririm’ diyerek, Yeşiller’li politikacıyı Başbakanlık koltuğunda görmek bile istiyor.
Scholz’u tercih edenlerin oranı yüzde 26’da, CDU Genel Başkanı Friedrich Merz’e destek ise yüzde 16’da kalıyor.
Tabii Başbakan Scholz’a güvenin sistematik olarak düşmesi, SPD’ye de olumsuz yansıyor.
Son seçimlerden yüzde 25.7’yle ‘en güçlü parti’ olarak çıkan SPD ‘halk partisi’ olma konumundan her geçen gün daha da uzaklaşıyor.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, Almanya’da bu hafta sonu genel seçim olsa, CDU/CSU’nun toplam oyların yüzde 26-28’ini, Yeşiller’in yüzde 21-24’ünü, SPD’nin yüzde 16-19’unu, FDP’nin yüzde 7-10’unu, AfD’nin yüzde 6-10’unu ve Sol Parti’nin yüzde 5’ini alması bekleniyor.
Bu da seçmenlerin SPD’den uzaklaşmaya ve partinin seçmenlerin gözünden düşmeye başladığını göstermektedir.
Hem de çok açık bir biçimde.
DAHA KARARLI TUTUM GEREKİYOR
Tek çıkış yolu, Başbakan Olaf Scholz ve parti arkadaşlarının daha kararlı bir tutum sergileyerek, seçmenlerin güvenini yeniden kazanmaktır.
Bunu hiç şüphesiz Başbakan Scholz da, SPD’li politikacılar da bilmektedir.
Ama bunu bilmek yetmemektedir.
Zaman, Almanya gibi gelişmiş bir sanayi ülkesini daha ileri götürecek politik kararlar alma ve onları hayata geçirerek halkın desteğini ve güvenini yeniden kazanma zamanıdır.