Güncelleme Tarihi:
BU saldırıların ardından dönemin ABD Başkanı George W. Bush, Irak’ı işgal etme planları yapmaya başladı.
Irak’ın o dönemdeki lideri Saddam Hüseyin’in kitle imha silahlarına sahip olduğunu ileri süren Bush’un girişimi üzerine ABD Kongresi Ekim 2002’de Irak’a askeri operasyon düzenlenmesine onay verdi.
İngiltere, Avustralya, Polonya gibi ülkeler Amerikan işgaline tam destek verdi.
Dönemin SPD’li Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, “Biz dayanışmaya hazırız. Ama bu ülke (Almanya) benim yönetimimde böyle bir macerada yer almayacaktır” dedi.
Kısa bir süre sonra da “Benim yönetimimdeki Almanya, Irak’ın işgaline katılmayacaktır” diyerek kararlı bir tutum sergiledi.
Hükümet ortağı Yeşiller, Şansölye Schröder’e tam destek verirken, sonradan Almanya’nın Başbakanı olan dönemin CDU lideri Angela Merkel, “Alman askerleri de bu savaşta yerini almalı” dedi.
Ama Gerhard Schröder tutumunda ısrar etti ve Almanya’yı savaştan uzak tuttu.
Alman halkının büyük bir bölümü de Schröder’in yanında yer aldı.
Aradan 22 yıl geçtiği halde, Almanların çoğu bugün bile hala Schröder’e o kararlı tutumundan dolayı teşekkür etmektedir.
BENZER SANCILAR YAŞANIYOR
İşte son dönemlerde Almanya’da yine 2000’li yılların başındaki benzer sancılar yaşanmakta.
Rusya’nın Ukrayna’da iki yıl önce başlattığı ve hâlâ sürdürdüğü savaş, Almanya’da SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükumetini olduğu gibi ana muhalefet CDU/CSU ile hükümet partilerini de birbirine düşürdü.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’da başlattığı savaştan 3 gün sonra Federal Meclis’te bir ‘dönüm noktası’ konuşması yapan ve Alman Ordusu’nun (Bundeswehr) güçlendirilmesi için 100 milyar Euro hacimli bir ‘Özel Varlık Fonu’ ayrılacağını ilan eden Scholz, “Ukrayna’nın yanındayız” dedi.
Ancak Almanya’da geçerli yasalara göre savaş bölgelerine silah verilmesinin ve satılmasının yasak olduğuna dikkati çekerek, daha sonraki günlerde Ukrayna’ya silah gönderilmesine karşı çıktı.
Ama ABD ile diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin bastırması ve hükümet ortakları ile ana muhalefet CDU/CSU’nun da onları desteklemesi üzerine tutum değiştirerek Ukrayna’ya tank ve füze gönderilmesine onay vermek zorunda kaldı.
Rusya’nın savaşı başlatmasından kısa bir süre sonra, “Üçüncü Dünya Savaşı’na yol açacak her türlü sürtüşmeyi engellemek için elden geleni yapıyorum, yapacağım. NATO ile Rusya arasında doğrudan askeri bir sürtüşme yaşanmasını engellemek için her şey yapılmalı” diyen Scholz, Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus seyir füzeleri gönderilmesine de karşı çıktı.
Buna gerekçe olarak da, 500 km’ye kadar ulaşabilen bu füzelerle Ukrayna’nın Rusya’nın başkenti Moskova’yı bile vurabileceği olasılığını göz önünde bulundurarak, böyle bir durumda Almanya’nın savaşa taraf, dahil olacağını gösterdi.
AYNI POLİTİKAYI SÜRDÜRDÜ
Evet...
Olaf Scholz, bir yerde ‘basta’ (yeter, tamam) politikasıyla tanınan Gerhard Schröder politikasını sürdürmeyi tercih etti.
“Başbakan benim, benim dediğim olur!” diyerek Ukrayna’ya Taurus füzeleri gönderilmesine karşı çıkmayı sürdürdü.
Ancak hükümet ortakları Yeşiller ile FDP’den “Rusya’nın bu savaşı kazanmasını engellemek için Ukrayna’ya Taurus füzeleri gönderelim” sesleri yükselmeye başladı.
Ana muhalefet CDU/CSU, Schröder döneminde olduğu gibi Şansölye Scholz’a da yüklenmeyi sürdürdü.
CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkanı ve CDU lideri Friedrich Merz, Başbakan Scholz’u ‘Almanya’yı çıkmaza sürüklemek, ülkeyi yalnızlaştırmakla’ suçladı.
Hükümet ortağı FDP’li Federal Meclis Savunma Komisyonu Başkanı Marie-Agnes Strack-Zimmermann, Scholz’un Taurus’la ilgili gerekçelerinin gerçekleri yansıtmadığını söyledi.
Hükümet ortağı Yeşiller’li Federal Meclis milletvekili Anton Hofreiter, Şansölye Scholz’u ‘oyun bozanlık’ etmekle suçladı.
2025 yılında yapılacak seçimlerde koltuğunu koruyabilmek için Scholz’un böyle bir tutum sergilediğini ileri sürenler bile oldu.
*
Evet...
Şansölye Scholz’un işinin hiç de kolay olmadığı apaçık ortadadır.
Şu anda olduğu gibi ilerİde de kendisini ‘Ukrayna’ya ihanetle’ suçlayanlar olacaktır.
Ama, “Almanya’nın savaşa doğrudan ortak olmasına meydan vermedi” diyerek övgü yağdıranlar da kendisine teşekkür edenler de olacaktır.