Güncelleme Tarihi:
SCHMIDT, 1949 yılında kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nin 4’üncü başbakanı oldu.
Willy Brandt ise 1964 yılında üstlendiği SPD Genel Başkanlığı’nı sürdürdü.
Yıllar sonra yapılan bir basın toplantısında Helmut Schmidt, 1982 yılına kadar sürdürdüğü görevi döneminde SPD Genel Başkanlığı’nı da üstlenmediğinden dolayı çok pişmanlık duyduğunu söylemişti.
Çünkü kendisinin hayata geçirmeyi hedeflediği bazı şeyleri partisinin başındakilerin engellediğini dile getirmişti.
SCHRÖDER DE PİŞMAN OLDU
Almanya’nın 7’inci Başbakanı olan SPD’li Gerhard Schröder’in de aynı görüşü ve aynı düşünceyi taşıdığı söylenir.
Gerhard Schröder, 1998 yılında Hıristiyan Demokrat Birlik Parti’li (CDU) Helmut Kohl’ün 16 yıldır oturduğu koltuğunu altından çekip aldı.
1999 yılında SPD Genel Başkanlığı’nı da üstlendi.
Ancak 2003 yılında başbakan olarak partiye yeteri kadar zaman ayıramadığı gerekçesiyle SPD Genel Başkanlığı’nı Franz Müntefering’e devretti.
2005 yılında koltuğunu Angela Merkel’e kaptıran Schröder’in de SPD liderliğini bıraktığı için pişman olduğu söylenir.
Çünkü Yeşiller’le sürdürdükleri koalisyon hükümetinin almak istediği bazı kararlar partisinin geleneksel ‘alt tabakaya’ dönük sosyal politikasıyla bağdaşmadığı için SPD yönetimi karşı çıkmıştı.
Schröder’in işte bu yüzden iki koltuğu birden korumamaktan dolayı pişmanlık duyduğunu dillendirdiği anlatılır.
‘BEN YOKUM’ DEDİ
İşte bugünlerde SPD’nin başbakan adayı Olaf Scholz, Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller’le yeni bir koalisyon hükümeti kurmak için sıkı bir pazarlık yapmakta.
Muhtemelen ‘trafik lambası koalisyonu’ (kırmızı-sarı-yeşil) kurulacak da.
Ama bugünlerde SPD Eş Başkanı Norbert Walter-Borjans aralık ayındaki kurultayda aday olmayacağını ilan ettiği için SPD’de yeni bir lider arayışı başlamıştı.
Almanya’nın 9’uncu başbakanı olmaya hazırlanan Olaf Scholz’un da adı geçiyordu eş başkanlık için.
Ama Scholz, “Ben yokum” dedi.
Ve parti yönetimi SPD Genel Sekreteri Lars Klingbeil’ı eş başkan adayı gösterme kararı aldı.
Olacak da.
Kim bilir belki Helmut Schmidt ve Gerhard Schröder gibi Olaf Scholz da pişmanlık duyar iki koltuğa birden oturmadığı için.
MERZ’İN ŞANSI YÜKSEK
Yalnız SPD’de değil, CDU’da da lider arayışı hızlandı.
17 Kasım’a kadar aday olmak isteyenler başvuruda bulunacaklar.
Şimdi nabız yoklama zamanı.
En çok adı geçen adaylardan Friedrich Merz ile Norbert Röttgen, kendi ekiplerini kurmak için gece gündüz çalışıyor.
Tabii önümüzdeki günlerde “Biz de adayız” diyenler olabilir.
Ama hem Merz’in hem de Röttgen’in ekiplerinde kadın sayısının yüksek olmasına önem verdiği biliniyor.
Merz’in ekibinde partinin Genel Başkan Yardımcılarından Silvia Breher, Kuzey Ren Vestfalya’nın eski Uyum Müsteşarı Türkiye kökenli Serap Güler, CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkan Yardımcısı Nadine Schön ile Schleswig-Holstein Eyaleti Bilim Bakanı Katrin Prien’in yer almasına kesin gözüyle bakılıyor.
Tabii bu kez kimin Genel Başkan olacağına delegelerin değil, tüm üyelerin ‘karar vermesi’ öngörüldüğü için, Friedrich Merz’e daha fazla şans tanınıyor.
En geç 21-22 Ocak 2022’de düzenlenecek kurultayda belli olacak her şey.
AYNI DURUM YEŞİLLER’DE DE VAR
Yeşiller’de de yeni eş başkanlar için arayış başlayacak yakında.
Müstakbel SPD, FDP ve Yeşiller koalisyon hükümetinde Yeşiller’in Eş Başkanları Annalena Baerbock’un da Robert Habeck’in de bakan olarak görev alması beklenmekte.
Yeşiller’in tüzüğüne göre ‘bir kişi, bir koktuk’ prensibi geçerli.
Yani bakan olan partinin eş başkanı olamaz.
İşte bu yüzden Yeşiller’i de önümüzdeki kış günlerinde ‘buzlu havalar’ bekliyor.