Güncelleme Tarihi:
Çağlar, Ziraat Bankası şube açılışı için gittiği Yunanistan'ın Gümülcine kentinde, gazetecilerle bir sohbet toplantısı düzenledi.
Ziraat Bankası'nın özelleştirmesini 2009, 2010, 2011, 2012 gibi yıllarda unutmak gerektiğini ifade eden Çağlar, küresel kriz ortamında alacak sermayenin de bulunmadığını, bu kadar büyük, kamulaştırılmış bir yapıyı satmaya kalkmanın da çok kolay olmadığını söyledi.
“Türkiye örneğini düşünün, biz Halk Bankası'nın yüzde 25'ini, Vakıfların yüzde 25'ini halka açabildik. O da piyasanın en iyi olduğu dönemde” diyen Çağlar, dolayısıyla bu kadar küçülünülen bir ortamda bankaların özelleştirilmesinin hiç konuşulmaması gerektiğini belirtti.
Çağlar, kar dağıtımı ile ilgili soru üzerine, bunun Hazine'nin ve Genel Kurulun kararına göre olacağını söyleyerek, “Tavsiyemiz mutlaka olacak. Her sene elimizden tamamı alındığı için, ben Hazine Müsteşarı ile bunun pazarlığını yaptım. Herhalde yarısında anlaştık. Karın yarısını vereceğiz gibi gözüküyor, ama son söz onların” dedi.
Can Akın Çağlar, Ziraat Bankası'nın kar rakamlarını önümüzdeki hafta açıklayacaklarını bildirdi.
Dolar kurunun izleyeceği seviyeye ilişkin Çağlar, piyasanın sığ hale geldiğini, Botaş'ın yurt dışına olan borçlarını ödemek için piyasaya girmesi durumunda kurun 5-6 lira birden yukarı gidebildiğini kaydetti. Çağlar, “Ama şu anda bir süre daha 1,50-1,70 bandında gideriz gibi gözüküyor” diye konuştu.
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in “döviz kredisi vermekte biraz esnetilmemiz gerekli” sözlerinin hatırlatılması üzerine de Çağlar, döviz kredilerinde esneklik konusunun öteden beri Bankalar Birliği olarak da üzerinde durdukları bir konu olduğunu kaydetti.
İhracat taahhüdü olan ya da yurt dışı döviz kazandırıcı hizmetleri olan kişilere Türkiye'deki bankalar tarafından döviz kredisi kullandırılabileceğini, bunun dışında döviz kredisi kullandırmanın mümkün olmadığını belirten Çağlar, bundan dolayı Türk bankacılığının zaman içerisinde kullanamadığı miktarların yurt dışındaki bankalarda durmak durumunda kaldığını anlattı. Çağlar, şöyle devam etti:
“Ama mevduat olarak bir firmaya dövize endeksli kredi kullandırabiliyorken, yine mevduat olarak sokaktan geçen vatandaşın cebindeki 100 doları alıp mevduat olarak kabul edebiliyorken, döviz kredisinin yurt içindeki ihracat kazancı olmayan bir firmaya verilememesini çok da anlayabilmiş değiliz. Teknik olarak ben çok anlamlı bulmuyorum. Bu bir risk ise risk yönetmek bizim işimiz, bankacılık risk yönetme sanatıdır. Burada bir esnetilme yapılması gerekiyor bu süreç içinde.”
KREDİ KARTLARI
Kredi kartlarına ilişkin soru üzerine de Çağlar, kredi kartlarındaki problemin yüzde 50'lere kadar çıktığını hatırlatarak, daha sonra tüketici kredilerinin hızla artıyor olması nedeniyle müşterilerin kredi kartlarına 4-4,5 faiz maliyeti yerine, tüketici ve bireysel kredilerdeki kolaylık yerine o tarafa doğru yöneldiklerini söyledi.
Çağlar, bu nedenle sektörde bireysel kredilerin, kredi kartları hariç hızla artmaya başladığını, takip oranının da 6,7'lere kadar gerilediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Fakat bu süreçte, tüketici kredilerinde bir yavaşlama söz konusu olduğu için, insanlar yine kredi kartlarına yükleneceklerdir diye düşünüyorum. Buradaki takip oranının da biraz artması beklenmektedir.
Bizdeki oranlara bakıldığında, sektörde şimdi yüzde 3,7 toplam geri dönmeyen kredi oranının toplam krediler içindeki payı, bizde ise 1,6. Tarımsal kredilerde ise yüzde 2,2 civarında. Sektörden biraz daha iyi bir orana sahibiz geri dönmeme oranında.”
TARIM KREDİLERİ
Çağlar, taahhüt sektörünün Ziraat Bankası'na yönelik bazı sıkıntıları bulunduğuna ilişkin soru üzerine, Ziraat Bankası olarak, bu sektör ile diğer sektörler arasında bir ayrım içinde olmadıklarını, taahhüt sektörüne karşı herhangi bir tutumlarının bulunmadığını belirterek, şu yanıtı verdi:
“Gelinen noktada, sanki böyle karşıymışız gibi bir imaj oluştu, EKK Toplantısı'nda da benzer bir hava oluşturuldu. Banka olarak bir stratejimiz var. Bizde günde 1,5 milyon insan şubelerimizden içeri girip, çıkıyor ve dolayısıyla, 'bu kadar insanın girdiği yerde, bireysel bankacılıkta yoğunlaşmamız gerekir' dedik.
Tarım sektörü 45 yıldır vazgeçmediğimiz bir uğraşımız bizim. “Toplam kredilerin yüzde 75'ini buraya pas edeceğiz, geri kalan yüzde 25'ini ticari kredi olarak kullandıracağız' dedik. Ticari kredi olarak kullandırdığımız bölümün de kendi içinde iki segmenti var. Firmalarla çalışırız dedik, sonra ilk 5 bindeki firmalarla çalışırız ve alttaki 100-150 bin dolarlık KOBİ'lerle çalışırız dedik. Böyle bir ticari segmentimiz var.
Bu süreç içerisinde taahhüt sektörüne karşı bir durum olmadı. Firmalar geldiğinde tek baktığımız şey, kredibil olup olmadıkları. Dolayısıyla taahhüt sektörü, inşaat sektörü, madencilik sektörü gibi bir ayrım içerisine şu ana kadar girmedik.”
Taahhüt sektörünün yurt dışından aldığı iş miktarının bugün 23,6 milyar dolara geldiğini hatırlatan Çağlar, sektörün yurt dışından iş alırken, her türlü mektup ihtiyacını bir şekilde karşıladığını söyledi. Çağlar, “Şimdi yurt dışından alınan işlerin yavaşladığı bir ortamda yeniden birilerinin üzerimize geliyor olmasını çok manidar buluyoruz açıkçası. Çünkü 1,7 milyar dolardan, 23,6 milyar dolara kadar çıkmış taahhüt sektörü var. Bu süre içinde alınan işler zaten bir bankanın aracılığı ile teminat mektubu ile yapılmış durumda. Biz bugüne kadar çalışabildiğimiz, kredibil firmalarla çalıştık” diye konuştu.
Çağlar, bir başka soru üzerine, Hazine'nin tüm borçlanmalarının üçte birini aşağı yukarı Ziraat Bankası olarak kendilerinin taşıdığını söyledi.
ÇİFTÇİ BORÇLARI
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, çiftçi borçlarını ertelemeyle ilgili soru üzerine de piyasada vadelerin uzadığını, insanların çeklerini, senetlerini istediklerinde tahsil edemez hale geldiklerini kaydetti.
Banka olarak KOBİ'lere ilave vade verdiklerini hatırlatan Çağlar, benzer bir uygulamanın tarımsal kredilerde de yapılabilmesi için, sübvansiyon kararnamesinde bir değişiklik yapmak gerektiğini söyledi.
Ziraat Bankası olarak ticari kredi işlemlerine çok geç başladıklarını kaydeden Çağlar, sektörün geçen yılki kredileri yüzde 28 artarken, Ziraat'te ise bu oranın yüzde 48 olduğuna işaret etti.
“PİYASA YAPICISI ROLÜNE SAHİP BİR BANKAYIZ”
Bankanın piyasadaki rolü ile ilgili bir soru üzerine de Çağlar, faize müdahale anlamında, hem mevduatta, hem kredide bir anlamda piyasa yapıcısı rolüne sahip olabilecek bir banka olduklarını söyledi.
Çağlar, karlılık oranlarıyla ilgili olarak, mevduat maliyetlerinin çok hızlı aşağı indiğini, kredi problemlerinin olmaması durumunda ilk yarıda kar yazılacak gibi göründüğünü ama yılın ikinci yarısından itibaren normal performansa dönüleceğini kaydetti. Çağlar, bireysel kredilerde çok büyük bir marj olacağını da tahmin etmediğini ifade etti.
New York'taki Ziraat Bankası şubesinin FED'e akses edebilme imkanına kavuştuğunu da anlatan Çağlar, “New York'taki şubemiz aracılığı ile oradaki kredi takas sistemine girebilir hale geldik. New York şubesi ile artık Türkiye'deki çekler, yurt dışına fiziken gitmeksizin, maksimum 3 gün içinde çek tahsil edilebilecek hale geldi” dedi.
YUNANİSTAN'DAKİ ŞUBELER
Çağlar, Yunanistan'daki şubelerde 937 mudinin ve 4 milyon avro mevduatın bulunduğunu söyledi.
Faiz oranlarında çalışılan ülkenin oranlarına paralel hareket edildiğini belirten Çağlar, Ziraat Bankası'nın Yunanistan şubelerinde Yunan müşterilerinin de bulunduğunu ve söz konusu müşterilerin yaklaşık 150 bininin Türkiye'den emekli olduğunu kaydetti.
“Yunanistan'da ne tip krediler vereceklerine, özellikle tarımsal kredi verip vermeyeceklerine” ilişkin soru üzerine de Çağlar, Ziraat Bankası'nın 145 yıldır tarımı finanse ettiğini yineledi. Çağlar, Türkiye'de yüzde 17,5 tarımsal faizli kredi kullandırırken, bunun çiftçiye yansımasının yüzde 7 ile 13 arasında değiştiğini, ancak, Yunanistan'da ise buradaki oranlar çerçevesinde tarımı finanse edebileceklerini kaydetti.
Çağlar, Yunanistan'da 3 milyon avro üzerinde kredilerinin bulunduğunu da belirtti.
Atina şubelerinde biraz daha toptancı bir iş yapacaklarını, koşulları nedeniyle Gümülcine'de ise biraz daha bireysel, esnaf boyutunda çalışacaklarını anlatan Çağlar, 2 şubenin maliyetinin de 1 milyon 100 bin avro civarında olduğunu ifade etti.
Yunanistan şubelerinde çalışan personele ilişkin soru üzerine de Çağlar, yurt dışı teşkilatlarında şubenin başındaki bir veya iki numaralı personeli Türkiye'den gönderdiklerini, diğer personelin ise yerel personelden oluştuğu bilgisini verdi.
Yunanistan'da başka şube açıp açmayacaklarına yönelik soru üzerine de Çağlar, şube performanslarını gördükten sonra İskeçe ve Selanik ile Atina'da ikinci bir şube açılabileceğini söyledi. Çağlar, “Şubelerin performansını gördükten sonra ilk etapta 3-4 şube daha açabiliriz” dedi.
Çağlar, “Yunanistan'da şube açmak yerine, neden banka almayı tercih etmediniz” şeklindeki soru üzerine de banka satın almanın zor bir süreç olduğunu ve Ziraat Bankası'nın kamu kurallarına bağlı çalışmak zorunda olduğunu ve bu yönde iç tüzüklerinin bulunduğunu söyledi.
İlk amaçlarının pazardan çok büyük pay almak olmadığını, Türkiye ile Yunanistan arasında kurulan ticari köprünün içinde yer almak olduğunu ifade eden Çağlar, Türk iş adamlarının Balkan ve Türk Cumhuriyetlerinde çok hızlı bir yatırım sürecine girdiklerini kaydetti.
Çağlar, dolayısıyla bu amaca şubeleşmenin cevap verdiğini ve bu anlamda bir banka satın alma ihtiyacını hissetmediklerini anlattı.
Can Akın Çağlar, Yunanistan'da ful bankacılık lisansına sahip oldukları için, yerli bir bankanın yaptığı her türlü hizmete erişebildiklerini de sözlerine ekledi.