Sarkozy'den basına yalanlama

Güncelleme Tarihi:

Sarkozyden basına yalanlama
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2008 19:21

Fransız Büyükelçiliği, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Türk basınında yansıtıldığı biçimde "Çoğunluğu Müslüman olan bir ülke Avrupalı olamaz" ifadesini kullanmadığını belirterek Türk basınında yeralan bilgilerin doğru olmadığını açıkladı.

Haberin Devamı

Fransız Büyükelçiliği, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, Türk basınında yansıtıldığı biçimde 'Çoğunluğu Müslüman olan bir ülke Avrupalı olamaz" ifadesini kullanmadığını belirterek 'Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye ait olduğu söylenen ifadeleri açıkça ve kesin olarak yalanlar" dedi.

Nicolas Sarkozy’nin Polonya gazetesi "Dziennik"e verdiği röportaja ilişkin bir açıklama yapan Fransız Büyükelçiliği, 'Fransa Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye ait olduğu söylenen ifadeleri açıkça ve kesin olarak yalanlar. Röportajın transkriptinde görüldüğü üzere bu ifadeler asla kullanılmamış olup, gazetede verilen bilgiler tamamen asılsızdır" dedi.

Büyükelçilik açıklamasında Sarkozy’ye yöneltilen, Avrupa’nın sınırları ve Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin soru ve Sarkozy’nin, bu soruya verdiği yanıtı şöyle yansıtıldı:

SORU- Avrupa’nın sınırları nereye kadar? Gelecekte AB’ne üye olabilecek yeni ülkeler hangileri? Üye olamayacak ülkeler hangileri? Polonya, Ukrayna’nın üyeliğini destekliyor ve ne Gürcistan ve Ermenistan gibi Kafkas ülkelerinin üyeliğine, ne de Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkıyor. Gelecekte böyle bir genişleme mümkün müdür ve AB için avantajlı olacak mıdır?

CUMHURBAŞKANI- Türkiye’nin adaylığı konusundaki tutumum biliniyor ve bu tutum değişmedi. Konunun temelinde Avrupa Birliği’nin sınırları hususu yatıyor: AB’nin sınırları olmalı mı, ki ben olması gerektiğine inanıyorum, ve durum buysa bu sınırlar nereden geçecek?

Bunlar zor konular ve üzerinde beraberce çalışmamız gerekiyor. Kurulmasını önerdiğim akil adamlar grubunun, Felipe Gonzalez’in başkanlığı altında, bu konuda derinlemesine şekilde düşün çalışması gerçekleştireceğini ümit ediyorum. Benim için esas olan, Avrupa Birliği’nin, içinde beraberlik, irade ve halk katkısı olmayan geniş bir birlik haline dönüşmemesi gerektiği. Zira böyle bir durumda, Birliğin kurucularının yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir Birlik oluşturma ideallerini kaybetmiş oluruz, ki ben de bu ideale gönülden bağlıyım."


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!