Şansölye’nin son umudu kararsızlarda!
Güncelleme Tarihi:
Seçimlere kısa bir süre kala yapılan son kamuoyu yoklamaları, Şansölye Olaf Scholz’un kazanma şansının düşük olduğunu gösteriyor. Ancak Scholz, kararsız seçmenlerin belirleyici olabileceğini düşünüyor. Seçimi kaybetmesi durumunda siyasetten tamamen çekileceğini belirten Scholz, son mesleğinin başbakanlık olacağını ve “sıradan bir vatandaş” olarak yaşamına devam edeceğini ifade etti.
UZUN süredir yapılan kamuoyu yoklamalarına seçimleri kazanma şansı ve koktuğunu koruma şansı gözükmeyen Almanya Başbakanı Olaf Scholz, hâlâ SPD’nin seçimlerden en güçlü parti olarak çıkarak başbakanlığı sürdüreceğinden emin olduğunu söyledi. Ana muhalefet CDU/CSU’nun yüzde 30, sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) yüzde 20 ve SPD’nin yüzde 16 oy alması beklenirken, Şansölye Scholz, seçimlere günler kala hâlâ seçmenlerin yüzde 40’a yakının kime oy verecekleri konusunda kararsız olduğuna dikkat çekerken, onları mobilize ederek, seçimleri kazanacağından emin olduğunu dile getirdi.
KIRMIZI-KIRMIZI-YEŞİL KOALİSYONU
Allensbach Kamuoyu Yoklama Enstitüsü tarafından yapılan son kamuoyu yoklamasında da seçmenlerin yüzde 38’inin hâlâ kararsız olduğu belirlenirken, “Seçim sonuçlarını kararsızlar etkileyebilir” denildi. Bazı politik gözlemciler ise seçimlerden sonra Başbakan Scholz’un sol kanattaki Sol Parti, Birlik Sahra Wagenknecht (BSW) ve Yeşiller’le iş birliği yaparak “Kırmızı-kırmızı-yeşil koalisyon hükümeti” kurup koltuğunu koruyabileceğine dikkat çektiler. Ancak kamuoyu yoklamalarına göre, hem Sol Parti’nin hem de BSW’nin yüzde 5 barajını aşamayacağına veya zar zor aşacağına işaret edilerek, 4 partinin sandalye sayısının mutlak çoğunluk için yeterli olmayacağı da hatırlatıldı.
SON MESLEĞİM BAŞBAKANLIK
Şansölye Olaf Scholz, sosyal medyada yapılan ve “Podcast” olarak bilinen canlı yayında, 23 Şubat’ta yapılacak seçimlerde umduğunu bulamaması ve başbakan olarak kalma planlarının suya düşmesi halinde ne yapacağı sorusuna ise somut bir gelecek planı olduğunu söyledi. “Son mesleğim başbakanlık olacak” diyen Scholz, koltuğunu koruyacağına ve başbakan olarak kalacağına inandığını belirtirken, beklediği gibi olmazsa “çok normal yurttaş” olacağını söyledi. Olaf Scholz, bu söylemiyle başbakanlığı bıraktıktan sonra aktif politikayı bırakıp “kendi hayatını yaşayacağı” sinyali verdi.
SCHRÖDER KURALI BOZDU
23 Mayıs 1949 tarihinden Alman Anayasası’nın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde 1998-2005 yıllarında başbakanlık yapan SPD’li Gerhard Schröder dışındaki tüm başbakanlar, görevi bıraktıktan sonra başka meslekte çalışmadılar. Hepsi de fahri görevlerle yetindiler. Gerhard Schröder ise “Bu benim özel yaşamım, kendi kararım” diyerek bu kuralı altüst etti ve Rusya ile Almanya arasındaki Kuzey Akım 1-2 doğalgaz hattı projesinde yönetici olarak görev aldı. Rusya’nın en büyük enerji şirketi Gasprom’un denetleme kurulunda görev üstlendi. “Putin dostu” suçlamalarına aldırış etmeyen Gerhard Schröder, Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması üzerine Gasprom’daki görevi bıraktı.
MERKEL DE SİYASETTEN ÇEKİLDİ
Almanya’nın 2005-2021 yıllarında başbakanlığını yapan CDU’lu Angela Merkel, görevi bıraktıktan sonra aktif politikadan tamamen uzaklaştı. Politik gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulunmamaya özen gösterdi. Yıllardır özel danışmanlığını yapan Beate Baumann’la birlikte “Özgürlük - Anılar 1954-2021” başlıklı bir kitap yazdı. Kısa bir süre önce CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz’in Federal Meclis’teki oylamada sağ popülist AfD ile “dolaylı işbirliği” yapmasını çok açık bir eleştirmesiyle dikkatleri yeniden üzerine çekti.