Güncelleme Tarihi:
Bu bilgiler Afgan hükümeti tarafından yapılan ve özel görüşmelerde ABD’li yetkililer tarafından da desteklenen bütün suçun İngiltere’nin üzerinde olduğu görüşüyle ciddi bir çelişki gösteriyor.
Aslına bakılırsa, özellikle İngiltere Başbakanı David Cameron’ın çatışmaya müzakere edilmiş bir çözüm bulma isteği, her iki tarafta da bir saflık yaratmış ve karşılıklı güveni zayıflatarak önümüzdeki dönemde yapılma ihtimali olan anlamlı müzakereler için de umutları tüketmiş gibi görünüyor.
Konuya yakın kaynaklar, kendini Taliban’ın ikinci adamı Molla Aktar Muhammed Mansur gibi tanıtan kişinin ilk olarak Kandahar’da görevli bir isyancı komutanı tarafından dönemin Afganistan İçişleri Bakanı Hanif Atmara tanıştırıldığını belirtti.
Taliban lideri Molla Ömer’e yakın bir kişi olan, Kandahar eyaletinin Zhari ve Pencvai bölgelerindeki çatışmalara liderlik de etmiş Muhammed Eminullah isimli bu komutan Ocak ayında düzenlenen bir NATO baskınında ele geçirildiğinde, Afgan hükümeti kendisinin Atmar’la Taliban arasında uzun bir süredir arabuluculuk yaptığı gerekçesiyle serbest bırakılmasını istedi. Bunun karşılığında Eminullah, siyasi görüşmeler yapmak isteyebilecek Mansur’la görüşme ayarlamayı teklif etti.
McChrystal, Beyaz Saray tarafından Taliban’la doğrudan görüşmelere girmek için yetkilendirilmemiş CIA’e başvurmaktansa MI6’ten bağlantıları kurmasını istedi. Böyle bir “başkanlık kararı”nın yokluğu her iki ülkeden birçok diplomat tarafından siyasi bir çözümün önündeki bir engel olarak görüldü.
Bu noktada, görevi üstlenmekten çok memnun olan MI6, “başarı” sarhoşluğuyla, Washington ve Londra’daki yetkililerin “Mansur”un güvenilirliği konusunda ortaya koyduğu şüpheleri görmezden gelmiş gibi görünüyor. Görüşmelere katılan bir yetkili, “Dostlarımız çok heyecanlanmışlardı. Herkesin bu konuda çok kendini beğenmiş ve ketum bir tavırla hareket ettiğini hatırlıyorum” dedi.
McChrystal’ın yerine geçen General David Petraeus’un Mansur’un kimliğiyle ilgili ciddi şüpheler taşıdığına ancak sonuçta görüşmeleri desteklediğine inanılıyor.
ABD Genelkurmay Başkanı Amiral Mike Mullen, Cuma gecesi yaptığı açıklamada, ABD’nin sözde Taliban liderinin bir sahtekar olduğundan şüphelendiğini söyledi. “En başta şüphelerimiz vardı ve söz konusu kişinin kim olduğunu ya da olmadığını belirlemek zaman aldı. Ve gerçekte, olduğu söylenen kişi değildi” dedi.
İngiltere’de Mayıs ayındaki hükümet değişikliğinin ardından hem Cameron hem de Dışişleri Bakanı William Hague Mansur’la görüşmeler konusunda bilgilendirildi. Başbakan’ın bir anlaşma sağlama yönündeki hevesi de daha tedbirli seslerin bastırıldığı bir ortam oluşmasına katkıda bulundu.
NATO’nun Kandahar üssünde yapılan bir dizi görüşmenin ardından sözde Taliban lideri Karzai’yle görüşmesi için İngiltere’ye ait bir uçakla Kabil’e getirildi. Bu görüşmelerde sözde lidere katılımı ve diyaloga katkıları için on binlerce dolar verildi. Bu paraların ne kadarının İngiltere, ne kadarının İran destekli Afganistan kasasından çıktığı belli değil. Ancak ABD, kendi paralarının kullanılmaması konusunda kesin bir tavır ortaya koydu.
Karzai’yle yapılan görüşmede Mansur’un aslında beklenen kişi olmadığı ortaya çıktı.
Guardian'da yayımlanan "" başlıklı haberden derlenmiştir.