Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: dpa
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2019 09:53
Herbert Grönemeyer. Alman bir aktör, müzisyen, komponist, metin yazarı. Ama aynı zamanda bir ‘demokrasi sevdalısı’. Almanya’da aşırı sağcı ve sağ popülist gelişmelere karşı hep tavır koydu. Yabancı düşmanlığını hep kınadı. Aşırı sağcı ve sağ popülist partilere oy verenleri hiçbir zaman anlamadığını ve hiçbir zaman da anlayamayacağını söyledi hep.
GEÇEN yıl Chemnitz kentinde yabancılara ve sığınmacılara karşı düzenlenen
protesto gösterilerine çok açık bir biçimde tepki gösterdi.
Yabancıların, sığınmacıların ve göçmen kökenlilerin yanında olanların “Evren Chemnitz-Biz hep daha çok kalacağız” sloganı altında kent merkezinde düzenlenen etkinliğe Herbert Grönemeyer de katıldı.
Hem şarkı söyledi hem de, “Almanya dünyaya açık bir ülkedir” diyerek ırkçılara ateş püskürdü.
“Bu ülke bizim ülkemiz. Ona sahip çıkacağız, istikrarlı kalmasını sağlayacağız ve sağa kaymasına izin vermeyeceğiz” diyerek ırkçılara adeta meydan okudu.
*
İşte Herbert Grönemeyer, geçtiğimiz hafta sonunda Avusturya’nın başkenti Viyana’da verdiği konserde, tüm demokratları aşırı sağa ve sağ popülistlere karşı kararlı bir biçimde mücadele vermeye çağırdı.
Grönemeyer, ilk şarkısını okuduktan sonra, “İnanıyorum ki, bilincinde olmalıyız ki, politikacılar zayıflık gösterirlerse ki, bu Avusturya’da ve Almanya’da böyle, işte o zaman bir toplumun nasıl olması gerektiğini biz dikte etmeliyiz. Ve kim bu güven duyulmayan durumu istismar edip; dışlama, ırkçılık ve kışkırtma gibi sağcı zırvaları yayarsa, onun burada yeri yoktur. Bu toplum açıktır ve insancıldır” dedi.
Yoğun bir alkış geldi.
Grönemeyer, herkesin duyması için daha yüksek bir sesle, “Sağa milim kayma! Tek milim bile sağa kayma! Milim kayma sağa! Ve bu böyledir. Ve bu böyle kalacaktır” dedi.
Çeşitli kesimler Herbert Grönemeyer’in bu kararlı tutumuna destek verdi.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Federal Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Özgür bir toplum için ağırlığını koymak ve demokrasiyi savunmak hepimizin görevidir. Herbert Grönemeyer’a ve bunu her gün yapanlara teşekkür ediyorum” satırlarına yer verdi.
Tabii Grönemeyer’ın bu çıkışları ve Bakan Maas’ın sosyal medya üzerinden desteği, Almanya’da sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) mensubu politikacıları çıldırttı.
AfD Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Beatrix von Storch da bir tweet atarak, “Dışişleri Bakanı da Grönemeyer gibi diktatörlük istiyor” diye çamur attı.
AfD’li politikacı hızını alamadı ve başka bir tweette de Grönemeyer’ın sözlerine, “Bu benim şimdiye kadar duyduğum en korkutucu, en iğrenç, en totaliter kin söylemiydi” değerlendirmesinde bulundu.
Federal Anayasa Koruma Teşkilatı’nın (BfV), Grönemeyer’a destek veren Dışişleri Bakanı Maas gibilerin peşine düşmesini de önerdi.
Belli ki, sağ popülist politikacılar kendi söylemlerinin hiç farkında değiller veya hemen unutuveriyorlar.
Beatrix von Storch, 2015’te yılbaşı akşamı ve gecesi Kuzey Afrika kökenli bazı kendini bilmez sapıkların kadınlara sarkıntılık etmelerinin ardından, tüm Müslümanlara hakaret içeren söylemlerde bulundu.
“Barbar, Müslüman, grup tecavüzcüsü erkek sürüsü” dedi.
İslam’ın Almanya’ya ait olmadığını ve Almanya’da yerinin olmadığını söyledi.
AfD Eş Başkanı ve Federal Meclis Grubu Eş Başkanı
Alexander Gauland, “Almanca’nın dışında spesifik bir Alman kültürünü kolayca tanımlayamazsınız” diyen dönemin federal hükümetin Göç, Sığınmacılar ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı SPD’li
Aydan Özoğuz’u, “Onu Tanrı’ya şükür Anadolu’da imha ederiz” diyerek tehdit etti.
Gauland, “Hitler ve naziler, bin yıllık başarı dolu Alman tarihinde sadece bir kuş pisliğidir” diyerek o ‘kara dönemi’ adeta ‘aklamaya’ çalıştı.
AfD’li Björn Höcke, “Biz Almanlar, bizim halkımız, başkentin kalbine utanç anıtı (Yahudi soykırımı kurbanlarını anma anıtı) diken dünyanın tek halkıdır” dedi.
Yahudi soykırımından utanıp kınaması yerine, kurbanları anma anıtını ‘utanç anıtı!’ olarak niteledi.
AfD’nin programında ulusalcılık hem de ‘buram buram ırkçı ulusalcılık’ kokan hedefler vardır.
“Türk marketlerini boykot edin” diyerek açıkça ırkçılık sergileyen AfD’li politikacılar var.
Ama işte sağ popülist AfD’liler, bile bile kendi söylemlerini görmezden, duymazdan gelip, çoğulcu demokrasiye, özgürlüğe, demokratik hukuk devletine sahip çıkan ‘demokrasi sevdalılarına’ çamur atmayı yeğliyorlar.