Güncelleme Tarihi:
ÖNCE YÜKSELDİ, SONRA YOK OLDU
Bavyera’da CSU’yu terk edenler 1983 yılında Cumhuriyetçiler’i (REP) kurdu.
1985 yılında partinin başına Bodrum’da yazlık evi olduğu için “Bodrumlu Franz” denilen Franz Schönhuber geçti.
REP, 1989 yılındaki seçimlerde oyların yüzde 7’sini alarak Avrupa Parlamentosu’na girdi.
Aynı yıl Berlin’de yapılan eyalet parlamentosu seçimlerinde oyların yüzde 7.5’ini, 1992 yılında da Baden Württemberg’de yüzde 10.9’unu aldı.
Ama bir sonraki seçimlerde halkın desteğini kaybedip yüzde 5 barajını aşamayan REP de diğer aşırı sağcılar gibi yok olup gitti.
İSTİHBARATIN TAKİBİNDE
Almanya’nın Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasını savunan, sığınmacı, yabancı düşmanı bir tutum sergileyen sağ popülist AfD 2013 yılında kuruldu.
Aynı yıl yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 4.7’sini alarak Federal Meclis’e girmeyi kıl payı kaçırdı.
2014 yılında ise oyların yüzde 7.1’ni alarak Avrupa Parlamentosu’na girdi.
Eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan eyaletlerde aynı yapılan seçimlerde Saksonya’da yüzde 9.7, Brandenburg’da yüzde 12.2 ve Thüringen’de yüzde 10.6 oy aldı.
İç istihbarattan sorumlu Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın ‘gözlem listesinde’ olan AfD, şu anda Schleswig Holstein dışındaki 15 eyalet parlamentosunda temsil edilmektedir.
2017 yılından beri de Federal Meclis’te.
*
AfD, 24 Eylül 2017’de yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 12.6’sını, 26 Eylül 2021’de de yüzde 10.3’ünü almıştır.
Şu anda atlatılmış gibi gözüken Kovid-19, Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü kanlı savaş nedeniyle yaşanan enerji krizi, iklim koruma kavgası ve ülkeye gelen sığınmacı sayısındaki artış tartışmaları AfD’nin işine yaramıştır.
Son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, Almanya’da bu hafta sonu genel seçim olsa CDU/CSU yüzde 28, SPD yüzde 20, AfD yüzde 16.5, Yeşiller yüzde 14, FDP yüzde 9 ve Sol Parti yüzde 4.5 oy alıyor.
Hatta, AfD’nin yeni eyaletlerde toplam oyların yüzde 26’sını alarak ‘en güçlü parti’ konumuna yükseleceğinden bile hareket edilmektedir.
Aynı kamuoyu yoklamalarına göre şu ana kadar AfD’ye ‘öcü’ gözüyle bakan seçmenlerin yüzde 10’u bile sağ popülistleri desteklemeyi düşünmektedir.
Liberal bir parti olan hükümet ortağı FDP’li seçmenlerin ‘cephe değiştirerek’ gelecek seçimlerde AfD’ye oy vermeyi düşündükleri de.
*
Evet...
Son yıllarda pandemiyle mücadele çerçevesinde hükümetlerin aldığı önlemleri protesto etmek için sokaklara dökülen ‘Querdenker’ (Aykırı Düşünenler), Almanya’yı da Alman Anayasası’nı da tanımayan ‘Reichsbürger’ (İmparatorluk Vatandaşları), özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde Almanya’nın çeşitli kesimlerinde işlek caddelerde, otoyollarda yerlere yatıp ellerini yapıştırarak trafiği altüst eden ‘iklim aktivistleri’, kendilerine sahip çıkan sağ popülist AfD’nin ekmeğine yağ sürmektedir.
Ve tüm veriler Almanya’da sağ popülist AfD’nin gelmekte olduğu yönünde ciddi sinyaller vermektedir.
İşte bu da Almanya’da demokrasi, hukuk devleti ve özgürlük için ciddi bir tehlike ve tehdit oluşturmaktadır.
Tabii barış içinde birlikte yaşam için de.