Rüyalar ülkesi İsviçre Alpleri’ne yolculuk...
Güncelleme Tarihi:
Gülay YILMAZ / MÜNİH
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2022 11:16
Yıllardır sürekli ertelediğim İsviçre’nin Jungfrau bölgesini ziyaret etmek için nihayet trenle yola çıktım. İyi ki de tren yolculuğunu tercih etmişim çünkü yol boyunca karşılaştığım manzaralar tatilimi nerdeyse trende başlattı dersem yeridir... Yola çıkmadan önce sizin de benim gibi mutlaka bir plan yapmanız gerekecek çünkü görülecek o kadar çok yer var ki. Bu yüzden sırf bu bölge için en az 4-5 gününüzü ayırmanızı öneririm. Ben bu bölgedeki gezime tam bir Instagram fenomeni olan Lauterbrunnen kasabasında başladım...
Haberin Devamı
Şelale girişinin hemen karşısında yer alan, Friedhof yani mezarlığın manzarası da mükemmel. Şelale’nin arkasına birkaç yüz basamaklık bir yoldan ulaşılıyor. Şelale tam 297 metre yükseklikten düştüğü için vadinin tamamını görebileceğiniz bir noktada ve ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Şelalenin arka tarafında olsanız da gürül gürül akan bir şelale beklemeyin çünkü mevsimsel olarak akan su miktarı değişiyor. Gerçekten gürül gürül akan şelaleler görmek istiyorsanız, Lauterbrunnen’da görülmesi gereken yerlerin başında gelen Trummelbach Şelaleleri’ne gitmenizi öneririm. Ben Staubbach Şelalesi’ni gezdikten sonra, Trummelbach Şelaleleri’ne yürüyerek gitmeyi tercih ettim. 45 dakikalık nefes kesen manzaralar eşliğinde yaptığım bu yürüyüş bana sanki 10 dakika gibi geldi. Yürüyerek gitmek istemiyorsanız kasabanın içinden geçen 141 numaralı otobüsle de şelalelere ulaşabilirsiniz. Şelalelere diyorum, çünkü Lauterbrunnen’da bulunan 72 şelalenin 10’u burada akıyor. Avrupa’da bir dağın içerisinde yer alıp ziyaret edilebilen en büyük şelaleler de burada. Şelaleler tamamen buzul ve dağlardaki karların erimesiyle besleniyor. 14 CHF bir giriş ücreti var ama hakkını kesinlikle veriyor ve saat 18.00’de kapanıyor.
Dağın içine kurulmuş asansörle dağın en üst noktasına çıkıp 10 şelaleyi sırasıyla görmeniz mümkün. Karanlık tünellerde ilerlerken, dakikada 20 bin litre su taşıyan şelalelerden duyulan ses insanının tüylerini diken diken etse de inanın buna değer… Lauterbrunnen vadisi oldukça küçük olduğu için iki-üç saatlik bir yürüyüş ile vadinin tamamını dolaşabilirsiniz. Kartpostallık vadi fotoğrafları çekmek ve sevimli Milka ineklerini görmeniz için vadinin yamaçlarına tırmanmanızı ve akşam güneşini burada batırmanızı kesinlikle tavsiye ederim. Lauterbrunnen’da konaklama ücretleri tavan yapmış durumda. Benim önerebileceğim konaklama adresi, kasabanın tam merkezinde bulunan Hostel ama adı Hotel Hornerpub. Hem fiyatlar uygun hem de mükemmel hizmet sunuyor...
Ertesi günkü rotam, 1.638 metrede bulunan Mürren: Lauterbrunnen’den Mürren’e ulaşmak için önce kısa ve keyifli bir teleferik yolculuğu ile Grütschalp’e çıkılıyor. Oradan da nostaljik bir trene aktarma yaparak bir dağ köyü olan Mürren’e ulaşılıyor. Lauterbrunnen’den Mürren’e çıkış yaklaşık olarak yarım saat sürüyor. Mürren’e zaten araçla çıkılamadığı için ya teleferik-tren ikilisini kullanacaksınız ya da tabana kuvvet birkaç saat süren keyifli bir tırmanış yapacaksınız. Mürren köyü ününü, James Bond filmine ev sahipliği yapmış olmasından ve Schilthorn Dağı’nın eteklerine kurulu oluşundan alıyor. Eşsiz dağ manzaralarının keyfini farklı açılardan, sevimli bir köyde dolaşarak çıkarmak istiyorsanız doğru adrestesiniz. Mürren’den kısa ve keyifli bir teleferik yolculuğuyla geceyi geçirmek için 1367 metre yüksekliğindeki Gimmelwald köyüne geçiyorum. Daha teleferikten iner inmez karşılaştığım manzara inanılmaz. Bir dağ köyü ancak bu kadar güzel ve estetik olabilir. Köyün her köşesi tam anlamıyla kartpostallık, her halde en çok fotoğrafı burda çekmişimdir. Bu köy kesinlikle görülmesi gereken, gecesi ayrı gündüzü ayrı güzellikte masalsı bir köy. Burada konakladığım Mountain Hostel ise, şimdiye kadar konakladığım yerlerin içinde manzarası, konumu ve fiyat açısından açık arayla en iyisiydi. Hostel bütün vadiyi fotoğraflayabileceğiniz en güzel noktada kurulmuş...
Bir sonraki durağım: Wengen (1.274 metre) Lauterbrunnen’den bu defada tren biletlerimi alıp dağların arasından kıvrıla kıvrıla giden muhteşem manzaralı 20 dakikalik bir tren yolculuğundan sonra Wengen’e ulaşıyorum. Wengen’e de araçla çıkılamadığından trenle çıkabilir ya da kondisyonunuz çok iyi ise yürüyerek tırmanabilirsiniz. İsviçre Alpleri’nde dağların tepelerinde kurulmuş köylere, yüzlerce metreden dökülen şelalelere bu noktadan ulaşmak mümkün. Muhteşem manzaralar eşliğinde oksijen depolamak için mükemmel bir yer...
Bir sonraki rotam Interlaken: Interlaken bu bölgedeki yerlerin en şehirleşmiş versiyonu ve daha merkezi bir özelliğe sahip. Bölgedeki ziyaret edilecek tüm noktalara buradan trenle gitmeniz mümkün. İki muhteşem yeşillikte gölün tam ortasında yer alan Interlaken ‘Göller arasında’ anlamına geliyor ve adını doğrudan coğrafi konumundan alıyor. Interlaken’da 3 ayrı tren istasyonu bulunuyor. Interlaken Ost istasyonundan Lauterbrunnen, Thun ve Brienz göllerine ulaşım sağlanıyor, zaten ben de gezimin ilk durağı olan Lauterbrunnen’ne ulaşmak için burdan aktarma yaptım. Interlaken Ost’da teleferik istasyonu Harderbahn ile Harder Kulm’a 10 dakikalık bir teleferik yolculuğu ile ulaşılıyor. Ücreti 40 CHF ve tek bir noktaya hareket ediyor.
Harder Kulm: Interlaken’ı ve etrafını çevreleyen muhteşem iki gölü tepeden görmek için Harder Kulm’a çıkmak gerekiyor. Madem 40 CHF ödüyorsunuz o zaman bunu kesinlikle gün batımında yapmanızı öneririm. Seyir terasının tam karşısında yer alan Jungfrau, Eiger ve diğer dağlar da bu muhteşem göl manzaralarına eşlik ederek manzarayı inanılmaz kılıyor. Harder Kulm’a ilk teleferik sabah 09.00’da hareket ediyor...
Thun: Interlaken’in batısında yer alan oldukça büyük bir göl. Burada bir tekne turu yapmak yaklaşık 2 saat sürüyor. Göl kenarında bulunan en keyifli kasabalardan biri bence Spiez. Spiez kasabasına, Interlaken West istasyonundan trenle 15 dakikada ulaşılıyor. Spiez’de bulunan tarihi kale ve liman fotoğraf çekmek için oldukça güzel noktalar...
Bence özellikle mayıs-eylül ayları arası bu bölgeyi ziyaret etmek için ideal. Zaten yapılabilecek aktivitelerin büyük bir kısmı bu aylar dışında kapalı. Bu dönemde tabii ki fiyatlar da oldukça yüksek. İsviçre, Avrupa’da ki diğer ülkelere göre oldukça pahalı bu anlamda özellikle konaklamalarda Hostel’leri tercih edebilirsiniz.
Swiss Travel Pass kartı: Tüm yolculuğunuzu toplu taşıma araçlarını kullanarak yapacaksanız ve en az üç gün İsviçre’de kalacaksanız, Swiss Travel Pass kartını almanızı tavsiye ederim. Swiss Travel Pass kartı ile şehir içi toplu taşıma, otobüs ve tren yolculuklarına ek ücret ödemiyorsunuz. Teleferik, finüküler, nostaljik tren yolculuklarınızı ise yüzde 50 indirimli yapıyorsunuz... Lauterbrunnen ve etrafındaki tüm toplu taşıma araçları, Jungfraujoch ve Harder Kulm çıkışlarını da kapsıyor. Kendi içinde versiyonları mevcut. Ben en küçük olan kartın 3 gün geçerli olanını aldım. Civardaki göllere gidecekseniz veya daha uzun kalacaksanız kendinize uygun olanı seçebilirsiniz. İsviçre’de ödemeler genellikle kredi kartı ile yapılıyor veya yanınızda İsviçre frankı taşımanızı öneririm zira Euro’nun bu ülkede fazla geçerliliği yok...
