Güncelleme Tarihi:
Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth'un, tüm tabuları yıkarak ve de Rumların "hışmını" göze alarak KKTC'ye yaptığı ziyaretin zamanlaması çok iyiydi.
Zamanlama mükemmeldi. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Kıbrıs Türk halkının kendini "yalnız" hissettiği bir anda Avrupa'nın "popüler" ve "sevilen" bir siyasetçisinin Ercan'dan giriş yaparak KKTC'ye gitmesi, çok anlamlı oldu. Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth'un, tüm tabuları yıkarak ve de Rumların "hışmını" göze alarak KKTC'ye yaptığı ziyaretin zamanlaması çok iyiydi.
Talat'ın gözleri doldu
Talat-Roth görüşmesinde duygusal anlar yaşandı. Roth, "Sizinleyiz. Sizi sonuna kadar destekliyoruz. Yalnız değilsiniz" derken Talat'ın gözlerinin dolduğunu gördük. Aynı anda Claudia Roth da gözyaşlarını tutamıyordu. Talat, bugün bir araya geleceği Hristofyas'la masaya oturmadan önce Avrupa'nın güçlü bir siyasetçisinin desteğini almanın keyfini yaşadı. Onun için bu destek çok önemliydi. Papadopulos'un "uzlaşmaz" tavrı, Avrupa'nın Talat'a bakışını "olumlu" hale çevirmişti ve bu tavrın devamı çok önemliydi. Ercan'dan giriş yaparak Rumlara meydan okuyan bir Avrupalı siyasetçinin verdiği güçle bugün masaya oturacaktı.
Özcan Mutlu'nun çabası
Almanya'daki Türk kökenli siyasetçilerin artık bulundukları ülkedeki ağırlıkları her alanda hissediliyor. Berlin Parlamentosu'ndaki Yeşil milletvekili Özcan Mutlu, daha 2000 yılında KKTC'ye gelirken belki de bugünleri hayal ediyordu. Yedi yıl aralıksız olarak çabası sürdü. O dönemin Dışişleri Bakanı Yeşil kökenli Joscka Fischer'in desteğini alarak sürdürdüğü çalışmaları, Almanya'yı KKTC'ye daha fazla yakınlaştırdı. Alman Parlamentosu geçen yıl, KKTC'ye yönelik izolasyonlara son verilmesi ve AB'den "doğrudan ticaretin" başlatılmasına yönelik bir çağrı yaptı. Bu çağrının yapıldığı görüşmeleri, KKTC Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu, yine Özcan Mutlu'nun girişimleriyle bizzat Alman Meclisi'nde izledi. Hem de Rum Büyükelçisi'nin gözleri önünde.
Türk kökenli Alman milletvekilleri Özcan Mutlu ve Bilkay Öney, Claudia Roth'un KKTC ziyaretine eşlik ettiler. Avrupa'da siyasete başlayıp, bir bir siyaset basamaklarında yükselen Türk kökenli milletvekilleri, bulundukları siyasi oluşumlarda sözleri dinlenir hale geldi. Claudia Roth, KKTC'de çok sıcak karşılandı. Meclis Başkanı Ekenoğlu ve Başbakan Ferdi Sabit Soyer, bir "dost" olarak Claudia'nın kalbinde yer ettiler. Roth, bizzat izolasyonları yerinde gördü. Sokaktaki çocuklarla, esnafla sohbet etti ve "Avrupa'dan gelen bir siyasetçiye" yönelik "umutlu" bekleyişi bizzat hissetti.
Son şans
Bugün yıllardan sonra ilk kez iki toplum lideri bir araya geliyor. Bu görüşme, sorunun çözümünde bir "son şans" olarak görülüyor. İlk kez "çözümü isteyen" ve bunun için "umutlu mesajlar" veren iki lider müzakereleri yürütecek. Talat, bu görüşmeden sonuç alınmaması halinde çözüm için "son şans"ın da biteceği düşüncesinde. Bundan sonrasını şimdilik düşünmüyor ama "Çözümü reddedenler, artık KKTC'nin statüsünün ne olacağını düşünmeliler" diyor.
Kıbrıslı Türk milletvekilleri ise yıllardan beri süren ve herhangi somut bir sonuç getirmeyen görüşmelere "bel bağlamamayı" yeğliyorlar. Bir kez daha, hayal kırıklığına uğramamak için. "Ne olumlu ne de olumsuz bir sonuç konusunda beklentileri yükseltmemek gerektiğini" düşünüyorlar. Belki de "ada psikolojisi" için bu gerekiyor. Ama kalpler, artık yıllardan beri "izole" olan "Kuzey"in bu durumdan kurtulmasını istiyor.
Büyük bir ihtimalle bugün öğle saatlerinde iki lider, iki toplumun bir arada yaşayacağı bir ortak oluşturacak olan ve bir anlamda "sembolik önemi" bulunan "Lokmacı barikatının kaldırılacağı"nı açıklayacak. Bir de "BM'ye müzakere çağrısı" yapacak. BM ise bu çağrı sonrasında, her iki tarafla bir kez daha görüştükten sonra bir takvim belirleyerek görüşmeleri başlatacak.
Lokmacı barikatı
Adını köşesindeki Ermeni lokmacıdan alan barikat, ilk defa 1958 yılında İngilizler tarafından dikenli tel çekilerek, dönemin en önemli alışveriş merkezi Ledra Caddesi'nin ya da Uzun Yol'un, Ermu Caddesi ile kesiştiği yerde Lefkoşa'yı, Rum ve Türk kesimleri diye ikiye böldü.
Lokmacı barikatı, 1963 olaylarında, Türk ve Rum barikatları arasında yaklaşık 50 metrelik tampon bir bölge kalacak şekilde kum torbaları ve beton duvarla güçlendirilerek kapatıldı ve 1968 yılına kadar kapalı kaldı. Makarios hükümetinin 1967-68 döneminde Türklere koyduğu barikatları kaldırması ile barikat karşılıklı olarak yaya trafiğine açıldı ve 1974 Barış Harekâtı sonrasında mevcut duvar ve nöbetçi kulübeleri taraflarca güçlendirilerek tekrar kapatıldı. Bugün artık bu barikatın kaldırılacağı mesajı verilecek ve her iki toplum bugünkü müzakerelere bu mesajla "umut dolu" başlayacak.