Güncelleme Tarihi:
Vasile Ursaru, yeni boyattığı, Romanya’da iki yana açılan kapılara sahip evinin önünde otururken, ailesinin gelecek hafta, sınır dışı edilme korkusuyla Fransa’yı terk ettikten sonra ekonomik ihtiyaçlardan dolayı İspanya’ya gideceklerini söyledi.
Fransa’nın Romanları sınır dışı etmesi, Avrupa Birliği (AB) yetkililerinden birinin Birliğe Nazi benzetmesi yapmasına, bir AB zirvesine gölge düşürmesine Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile Almanya Başbakanı Angela Merkel’in arasında bir gerginliğin yaşanmasına neden oldu.
Bükreş’ten iki saat uzaklıktaki kurulmuş bir Roman mahallesi olan Calvini’de yaşayan
49 yaşındaki Ursaru, Reuters haber ajansıyla gerçekleştirdiği röportajında, “Fransa, bazı Romanları sınır dışı etti… Romanya ise sonrasında bize hiçbir konuda yardımcı olmadı. Burada şartlar bizim için iyi olsa, sınır dışı edilme ihtimali göze alarak neden başka ülkelere göçelim ki” diye konuştu.
Şu anda herhangi bir yerde çalışmayan Ursaru, gününü sokak köşelerinde çamaşır yıkayan kadınlarla sohbet ederek ve çamur içindeki yollarda top oynamaya çalışanlar çocukları izleyerek ve zaman zaman onlara dahil olarak geçiriyor.
Bulundukları yerleşim merkezinde yollardan geçen araçların büyük bir çoğunluğunu at arabaları oluştururken, yol kenarlarına sıralanmış evlerin nerdeyse tamamı sıvası bile yapılmamış, içinde elektrik ve suyu bile olmayan derme çatma konutlar.
Yollardaki araçların birçoğu ya İspanya ya da Fransa plakalı.
Ursaru’nun eşi Elena Banica da röportaj sırasında devreye giriyor ve “Burada ne yapabilirim ki? Kimse bana burada iş vermek istemiyor. Beş çocuğum var benim. Bu yüzden gelecek hafta İspanya’ya göç ediyoruz. Burada bir hafta kaldık ve daha fazla yaşamayacağımızı anladık. Çünkü burada yaşamamızı sürdürmemize yardımcı olacak hiçbir şey yok” diyor.
Calvini bölgesi, Avrupa’nın farklı ülkelerinde çalışan Romanların aldıkları paralarla eskisine nazaran daha gelişmiş durumda. Ancak yurtdışında çalışan Romanlar, memleketlerinde fazla kalmıyor çünkü burada yapacak iş yok ve başka ülkelerde çalışmak onlar için çok daha kârlı. Çünkü Romanya, Romanlara kendilerini geliştirme fırsatı vermiyor.
ÇÖPÇÜLÜK VE DİLENCİLİK YAPIYORLAR
Ursaru, yurtdışında kullanılmış metalleri toplarken, eşi ve çocukları dilencilik yapıyor ve aileye bu şekilde günde yaklaşık 30 ile 40 dolar arasında değişen bir para giriyor. Ursarsu ve ailesi aynı zamanda, beş çocuğu için 300 euronun üzerinde yardım alırken, ücretsiz ilaç olanağından da faydalanıyor.
Ailenin annesi, “Fransa’da her şey çok güzeldi. Her gün çocukları alıp, dilenmeye çıkıyordum. Topladığımız parayla, Romanya’daki evimizi inşa ettirdik. Şimdi de yine para toplamak için İspanya’ya gidiyoruz” diyor.
Analistler, Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya gibi ülkelerde, yerli halk arasında bütünleşme yaşanamadığı için Romanların ülkeleri terk etmek zorunda kaldığını söylüyor. Bu ülkelerde pek çok Roman çocuk okula gidemiyor ve iş bulmakta zorluk çekiyor.
Catalin’den ismini vermek istemeyen başka bir Roman, “Fransa’da, bulduğumuz şeyleri satmaya kalktığımızda, polisler gelip bizi sokaktan toparlardı. Ancak oradaki yaşantımız her şeye rağmen daha iyiydi. Burada kimse bize iş vermiyor ve elimizde avucumuzda hiçbir şey yok” diyor.
*Bu yazı, Reuters'ta "" başlığıyla yayımlanan haberden derlenmiştir.
Hürriyet'i Facebook'ta takip etmek istiyorsanız:
Hürriyet'i Twitter'da takip etmek istiyorsanız: