Güncelleme Tarihi:
Y?K Genel Kurulu, lisans eğitiminde yaklaşık 163 bin olan kontenjanları 42 bin artırırken, ön lisans programlarında da yaklaşık yüzde 20 artış yaparak 195 bin olan kontenjan miktarını 235 bine ?ıkardı. Söz konusu kontenjan artışı Y?K'ü ikiye bölerken, 20 üyenin 9'u kontenjan artışlarının bir plana göre yapılmadığı, üniversitelere danışılmadığı ve üniversiteleri okullaştıracağı gerek?esiyle artışa ret oyu verdi. Rektörler, söz konusu artışın üniversiteleri büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bırakacağını bildirirlerken, eğitim kalitesini de önemli öl?üde düşüreceğini savundular. Rektörler, kontenjan artışı i?in yeterli altyapı bulunmadığına da işaret ettiler. Bazı rektörlerin konuya ilişkin görüşleri şöyle:
"B?Y?K TEHLİKEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Uludağ ?niversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurkuran: "Bu orandaki bir artış i?in kalite anlayışından vazge?mek gerekiyor. Çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Tabi? ki dışarıdaki bir bu?uk milyon öğrenciyi de düşünmek gerekiyor ama işe yaramayan diploma anlayışına ge?memeliyiz. Bu orandaki bir artış üniversiteleri liseleştirecektir. Teknik ve sağlık dallarında yapılan artışın ne kadar olduğunu bilmiyoruz ama bu oran da ?ok yüksek ise ?ok büyük sıkıntılar olacaktır."
"KONTENJAN ARTIRIMI KAYNAK AKTARMADAN 12 ?NİVERSİTE AÇMAKTIR"
Ankara ?niversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras: "Bizlere sorulmadan bu artış yapıldı. ?niversitelerimizin bu artışı karşılayacak imkanları yok. Yüzde 20'ye yakın yapılan bu artış, hi?bir kaynak aktarmadan 10-12 üniversite a?maktır. ?zellikle uygulamalı tıp fakültelerinde, bu artış, eğitimin kalitesini ?ok büyük oranda düşüreceği kesindir. Bun konunun ciddi bir bi?imde değerlendirilmesi gerekiyor."
"T?RKİYE'YE YAPILAN EN B?Y?K K?T?L?KT?R"
ODT? Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut: "Bu orandaki kontenjan artışını Türkiye'nin geleceği a?ısından tehlikeli bir karar olarak görüyorum. Türk üniversiteleri son 5-6 yıldır hem mali hem de insan kaynakları a?ısından sıkıntı yaşıyordu. Kalite Komisyonu raporuna göre bir öğretim görevlisine 19 öğrenci düşecek düzeye getirilmesi gerekiyor. Fakat Türkiye'de bir öğretim görevlisine 40 öğrenci düşerken bu artış yapıldı. Bu nedenle Türkiye'deki üniversiteler ilk 500'e giremeyecek. Eğitimin kalitesi ?ok düşecek. Zaten en yüksek işsiz grubu yükseköğretim mezunlarından oluşuyordu. Bundan sonra kalitesiz mezunlar işsizliği artıracak. Kadro ve büt?e vermeden bu artış 4 yıl sonra 250 bin öğrenci artışı demektir. Yani Y?K, 10 bin öğrencisi bulunan 25 üniversiteyi büt?e ve kadro vermeden a?mış oldu. Bu Türkiye'ye yapılmış en büyük kötülüktür. Bu durum Türkiye'nin AB'ye giriş hedeflerine de karşıdır. Avrupa'da da Türkiye alay konusu olacaktır. Umarız bu yanlıştan dönerler."
"SIKINTI GETİRECEK"
Abant İzzet Baysal ?niversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Kılı?: "Bu artışın üniversitelerin alt yapısı, öğretim üyesi sayısı gibi faktörlere bakılarak yapılması gerekiyordu. Bazı sıkıntılar getirecektir, özellikle de bizim gibi gelişmekte olan üniversiteler a?ısından. ?niversitelere ?ok sayıda öğrenci alınması ?abası her zaman olmuştur ve olacaktır ama dikkatli yapılması gerekiyor. Umarız kaosa neden olmaz. Daha önce de üniversitelerden mezun olan herkes iş buluyor gibi bir durum yoktu. Şimdi de fazla bir fark olmayacak bu konuda, herkes yeteneklerine göre değerlendirilecek. Umarız bu artışın yansımaları iyi olur. Fakat mali imkanlar da iyi düşünülmeliydi."