Güncelleme Tarihi:
Türkiye-AB ilişkilerinde en üst düzey karar organı olan Ortaklık Konseyinin 46ncı toplantısı Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB dönem başkanı Slovenya Dışişleri Bakanı Dimitrij Rupel, AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ve üye ülke temsilcilerinin katılımıyla yapıldı.
Rehn, Ortaklık Konseyinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, müzakerelerin hızının Türkiyenin reformları hayata geçirme ve uygulama kapasitesine bağlı olduğunu belirterek, 'Türkiyenin bu anahtarı iyi kullanacağı' beklentisini dile getirdi.
Vakıflar Kanununun kabul edilmesi ve Türk Ceza Kanununun 301inci maddesinin değiştirilmesini memnuniyetle karşıladıklarını anlatan Rehn, ceza kanununda ifade özgürlüğünü kısıtlayan benzer maddelerin de elden geçirilmesini istedi.
Olli Rehn, 'Türkiye yargı reformuna odaklanmalı. Türkiyenin tarafsız, bağımsız, güvenilir ve hesap verebilir bir yargıya sahip olması AB açısından vazgeçilmez. AB müktesebatının (Türkiye tarafından) kabul edilmesinde ve siyasi-ekonomik reformlarda bu önem taşıyor' şeklinde konuştu.
Rehn, Türkiyenin ABli geleceği geleceği konusunda tüm tarafların yapıcı bir diyaloğa girmesi çağrısında bulundu.
Kendisinin Müzakere Çerçeve Belgesine bağlı kalarak 'katılım' kelimesini sık sık kullandığını anlatan Rehn, 'kelimeler yerine reformlara odaklanılmasını' talep ederek üyelik yolunun buradan geçtiğine dikkati çekti.
AB dönem başkanı Slovenya Dışişleri Bakanı Dimitrij Rupel ise Türkiyenin AB üyelik yolunda 'kayda değer mesafe aldığını' belirterek reformların sürdürülmesini istedi.
'Türkiyenin uluslararası politikadaki rolünü önemsediklerini' vurgulayan Rupel, Türkiyenin kolaylaştırıcı rolünü oynadığı ve evsahipliğik ettiği İsrail-Surie görüşmelerini buna örnek gösterdi.
Rupal, 'Türkiye ABnin en önemli müttefik ve ortaklarından biri. Bu sürecin sonunda en önemli üyelerinden de biri olacak' dedi.
-ORTAKLIK KONSEYİ-
Edinilen bilgiye göre, Türkiye-AB Ortaklık Konseyinde Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiyenin AB yelik sürecinin dünyadaki pek çok ülke tarafından da yakından izlendiğine dikkati çekerek, 'üye ülkelerin iç sorunlarını ya da ikili konuları Türkiyenin önüne getirmesinin kimseye bir fayda sağlamadığı gibi beklenenin tam tersi etkiler doğuracağı' uyarısında bulundu.
'Türkiye ve ABnin 40 yıllık geçmişe dayanan ilişkilerinin bileşkesinin değiştirilmemesini' isteyen Babacan, Ek Protokolun uygulanmaması gerekçesiyle 8 faslın AB tarafından askıya alınmasını 'adaletsiz', Fransanın üyeliği doğrudan ilgilendirdiği gerekçesiyle 5 faslın açılmasını engellemesini 'alakasız' bulduğunu ifade etti.