Güncelleme Tarihi:
Keşif çalışmasında Sevag’ın vurulduğu silah ve boş kovanın olay yerinde muhafaza edilmesi gerekirken, karakola götürüldüğü ortaya çıktı.
Batman’ın Kozluk İlçesi Gümüşgörgü Jandarma Karakolu’nda 24 Nisan 2011’de devre arkadaşı er Kıvanç Ağaoğlu’nun tüfeğinden çıkan kurşunla ölen er Sevag Şahin Balıkçı’nın davasında olay yerinde 2 Haziran 2012 tarihinde Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme Şubesi’nde görevli Başçavuş Oktay Özdemir ve Uzman Çavuş Sedat Akgün’ün bilirkişi olarak hazırladıkları 36 sayfalık rapor, davanın görüldüğü Diyarbakır’daki 2’nci Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne sunuldu.
SEVAG’IN NASIL VURULDUĞUNU ANLATTI
Kamera görüntülerine yayın yasağı getirilen keşif çalışmasında ilk olarak sanık Kıvanç Ağaoğlu tarafından yer gösterilerek olayın nasıl olduğu anlatıldı. Keşif sırasında yeterli sayıda askerle olay gününün mizansenini gerçekleştiren mahkeme, sanık Kıvanç Ağaoğlu’ndan vurulma anını anlatmasını istedi. Er Sevag Balıkçı’nın vurulma anını anlatan Kıvanç Ağaoğlu, şöyle dedi:
"Ben silahımı kaldırdım. Sonra kurma kolunu çektim ve bıraktım. Silahı indirdiğim sırada bir anda patladı. Emniyetin açık olup olmadığına bakmadım. Bir gün önceden de açık kalmış olabilir. Hiç kontrol etmedim. Silah patlamadan zaten şoka girmiştim. Ben merminin boşa gittiğini zannettim. Şahin’e inanmadım. Sonra Şahin yere yığılınca ben onun olduğu yere geçtim. Sonra korucuların arabası geldi ve onu hastaneye götürdü. Silah ateş aldığında Sevag karın boşluğunu tuttu. Ben önce şaka yaptığını zannettim. Sonra Sevag yere yığılınca olayın ciddiyetinin farkına vardım. Olaydan sonra silahı yere atım Şahin’in yanına koştum."
TANIK ASKER: KIVANÇ DONMUŞ VAZİYETTE DURUYORDU
Er Sevag Balıkçı’nın öldürülmesi olayının görgü tanıklarından Ömer Korkmaz da keşif çalışmasına katıldı. Olaydan önce silahın kurma kolu sesini duyduğunu anlatan Korkmaz, "Kurma kolu sesinden çok az zaman sonra silah patladı. Sonra Kıvanç donmuş vaziyette duruyordu. Kıvanç daha sonra silahını atarak bizimle beraber telin öbür tarafına geldi. Vurduktan sonra Sevag ’Ne yaptın ağabey, Yetiş ağabey’ dedi. Zaten araları çok iyiydi ikisinin" dedi.
"DİĞER TANIKLAR GELMEDİĞİ HALDE SEN NİYE GELDİN?"
Mahkeme Başkanı daha sonra tanığa diğer tanıklar gelmediği halde kendisinin neden keşif çalışmasına geldiğini sordu. Tanık asker Ömer Korkmaz diğer tanıklarla görüşmediğini belirterek, "Bana evraklar geldi. Ben işsizim, maddi durumum da iyi değil. Komutanımı aradım. Gelebilirsem iyi olacağını söyledi. Ben de bunun için geldim" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hakim Yüzbaşı Kenan Taş, tanık Ömer Korkmaz’a teşekkür etti.
Er Sevag Balıkçı’nın öldürülmesi olayının keşif çalışması sırasında olayda kullanılan silah ve boş kovanın yerinin değiştirildiği de ortaya çıktı. Keşif sırasında ifadesi alınan Uzman Çavuş Özay Kula, normal şartlarda olay yerinde muhafaza edilmesi gereken silah ve boş kovanı alarak karakola götürdüğünü söyledi. Silah ve boş kovanın olay yeri inceleme ekipleri ve savcı geldikten sonra olay yerine götürülerek bırakıldığı ve olay yeri inceleme işleminin bu şekilde yapıldığı tespit edildi.
Askeri Mahkeme Başkanı’nın daha önce bu olayla ilgili soruşturma geçirdiğini belirttiği Uzman Çavuş Özay Kula’ya, "Sizin özel bir durumunuz var. Daha önce bu konuyla ilgili soruşturma geçirdiniz ve takipsizlik kararı verildi. Bu nedenle kendi aleyhinize olan sorulara cevap vermeme hakkınız var" dediği tutanaklara yansıdı.
Olay yerinde keşif yapılarak ifadesi alınan Uzman Çavuş Özay Kula, olay günü karakolda idari işler personeli olarak görev yaptığını, silah sesi duyması üzerine dışarı çıktığında askerleri koşuştururken göndüğünü söyledi. Çavuş Kula, "Ben de arkalarından koştum. O arada askerler aşağıda bir askerin vurulduğunu söyledi. Kıvanç Ağaoğlu telin iç kısmında yere çömelmiş, düşünür şekilde duruyordu. Kıvanç’a bir şey yapmadan olay yerine koştum. Silahı yerdeydi. Geldiğimde Sevag yerde sırt üstü yatar vaziyetteydi. Hemen nabzını kontrol ettim. Nabzı daha sıcaktı ve atıyordu. Gözleri kapalıydı ve suratı sararmıştı. Nabzı attığı için hemen o bölgede olan korucuların aracına bindirdim ve iki askerle hastaneye gönderdim. Döndüğümde Kıvanç oturuyordu. Silahta şarjör takılı vaziyetteydi. İçinde mermi olacağı düşüncesiyle kurma kolunu çektim. Şarjör ve içindeki mermiyi çıkardım. Daha sonra silah ve mermiyi muhafaza altına aldım" dedi.
"SİLAHI VE BOŞ KOVANI KARAKOLA GÖTÜRDÜM"
Daha sonra sanık Kıvanç Ağaoğlu ile konuştuğunu belirten Kula, "Kıvanç üzgün bir vaziyette duruyordu. ’Kıvanç kendinde misin kardeşim?’ diye sordum. Kıvanç kendini kaybetmişti. Daha sonra, "Hadi gel karakola gidelim kardeşim" dedim. Silah elimdeydi ve sadece bir boş kovan vardı. Silah ve boş kovan 1’er metre aralıklarla telin yanındaydı. Sonra boş kovanla şarjörü alarak yukarıdaki karakola götürdüm. Hepsini muhafaza altına aldım. Olay yeri inceleme ekibi gelince silahı getirdik, aynı yerlerine koydular. Yerlerini tespit edip krokisini çizdiler. Savcı hanım da gelmişti. Durumu onlara izah ettim" dedi.
Keşifte yer alan avukatların, "Siz kovanın yerinin değiştirilmemesi gerektiğini biliyor musunuz?" sorusunu cevaplayan Uzman Çavuş, "Evet, olay yerinin aynı şekilde muhafaza altına alınması gerektiğini biliyorum" dedi. Kula, avukatların "Neden aldınız kovanı yerinden, kovanın yerini sabip kılıp bekleyemez miydiniz?" sorusuna ise "Silah tam dolduruşta olduğundan başka bir kazaya sebebiyet vermemek için oradaki mühimmat ve boş kovanı muhafaza altına aldım. Kaybolmaması ve delillerin karartılmaması için yaptım. Burası tehlikeli bir bölgeydi. O zamanlar tel örgü yeni çekiliyordu. Başka bir tehlike gelmemesi için karakola çekildik. Ben olay yeri inceleme ekibine kendi bildiklerimi anlattım" dedi.
ASTSUBAY SADRETTİN ERSÖZ:ASKERLERE BELLİ ETMEMEMİ SÖYLEDİLER
Bazı tanıkların ifadesinde askerlerleri toplayarak olayı ört bas etmek istediği iddia edilen Astsubay Sadrettin Ersöz de keşif çalışması sırasında ifade verdi. Silah sesini ilk duyduğunda dışarıdan terör saldırısı sandığını belirten Ersöz, "Aşağı baktığımda askerler Şahin’in vurulduğunu söyledi. İnmeye devam ediyordum. Ancak, karakolumuzda araç yok. Gitmem- gelmem sıkıntı olacaktı. Telefon çekmiyor, telsiz de çekmez buralarda. Gidip Karakol Komutanına haber vermek aklıma geldi. Ben daha sonra oraya inmedim. Daha önce oraya asker de yerleştirmemiştim. Tel örgü çekme faaliyeti için de gelmedim. Daha önce askerleri çok defa tek başına göndermiştik. O zamana kadar askerler kendileri gidip- geliyordu. O an için risk yönetimi yapmam gerekiyordu. O nedenle buraya inmedim. Şahin’in vefat etmesinden sonra Karakol Komutanı’nın talimatıyla askerlere belli etmememi söylediler. Ben helikopterle Diyarbakır’a otopsiye gittim. Olayın nasıl olduğuna dair askerlerle konuştum. O gün hiç konuşmadık. Otopsiden döndükten sonra olayın nasıl olduğunu sordum" dedi.
"SADRETTİN ASTSUBAY OLAYDAN SONRA 3 KEZ TOPLANTI YAPTI"
Er Sevag Balıkçı’nın öldürülmesi olayının görgü tanıklarından Hakan Tekkanat, Adana 6’ncı Mekanize Piyade Tugayı Askeri Mahkemesi’nde talimatla ifade verdi. Tekkanat’ın verdiği ifadenin tutanağı taraf avukatlarına da dağıtıldı. İfadesinde Astsubay Sadrettin Ersöz’ün kendiyle aynı anda olay yerine geldiğini belirten Tekkanat, şöyle dedi:
"Sadrettin Astsubay mesai saati olmasına rağmen uykudan yeni kalkmış bir vaziyette, altına kamuflajı, terliği ve üstünde tişört vardı. Olayın olduğu gün kazan dairesinde görevliydim. Olaydan 1 saat sonra Astsubay Sadrettin Ersöz olayın görgü tanıklarını toplayıp kazan dairesine giriyordu. Karşıdan bana gelmemem şeklinde işaret etti. Yaklaşık 10 dakika içeride kaldılar. İçeride bulunan askerler kendi aralarında konuşuyorlardı. Bize bahsettikleri kadarıyla Kıvanç Ağaoğlu’nun olayına ilişkin görgü tanıklarını etkilemeye çalıştığı, ’Giden gitti’ denilerek bundan sonra Kıvanç lehine tanıklık yapmalarının daha doğru olacağını, olayın ne de olsa bir kazadan ibaret olduğunu söyleyip görgü tanıklarını yönlendirmek istediğini duydum. Kazan dairesinde toplanmalarından 1 saat sonra aynı husus için doldur- boşalt istasyonunun arka tarafında, bundan 2 saat sonra da kilerde olmak üzere toplandılar. Saadettin Ersöz’ün tanıkları topladığını bizzat gördüm. Toplanılan yerler görev yaptığım yerlerin karşısındaydı."