Güncelleme Tarihi:
ÖNCELİKLE Avrupa’da doğmuş, büyümüş, yetişmiş ve yüksek öğrenimini orada tamamlamış biri olarak milletvekilliği adaylığınız hayırlı olsun. 28. dönem TBMM üyelerinin belirleneceği seçimlerde Avrupa’dan aday gösterildiniz. Uzun yıllar Milli Görüş Teşkilatı’nda genel sekreter olarak görev yaptığınız için Avrupa’daki Türklerin ve Müslümanların sorunlarına hâkimsiniz. Size göre Avrupa’daki Türklerin en elzem çözülmesi gereken sorunu nedir?
Her şeyden önce Allah bizi çıkmış olduğumuz bu yeni süreçte mahcup etmesin. Yıllarca yurt dışında yaşanan insanların kurmuş olduğu ve gözbebekleri gibi korudukları sivil toplum kuruluşlarında hizmet ettikten sonra onların sesini Ankara’da duyurmak üzere sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın takdiriyle İstanbul’umuzun 3. bölgesinde 7. sıradan milletvekili adayı oldum. Seçildiğim taktirde yurt dışında yaşayan insanlarımızın sadece sorunları ile değil, aynı zamanda 60 yılı geçen göç tarihimizdeki başarı öyküleri ile anılması için gayret edeceğim. Özellikle öncü altın neslimizin mensuplarının hakkı ödenmeyeceği için onların ahir hayatlarını kolaylaştıracak konular benim için çok önemli. Dolayısıyla başta Almanya olmak üzere devletler arası var olan sosyal anlaşmaların beliren ihtiyaçlara göre yenilenmesi, çalışma başlıklarından birisi olacak. Onun dışında kurumsal ırkçılıkla ve İslamofobia ile mücadele ayrıca eğitim ve iş hayatındaki eşitsizliklerin giderilmesi, genç neslimizin toplumsal intibakını sağlama bakamından önemli. Ayrıca ana vatanımızla gönül bağımızın garantörü Türkçe eğitiminin kurumsal geleceğini garanti altına alacak çalışmalar yine önümüzdeki dönemin önemli çalışma başlığı olacak. Elbette bu başlıklar çoğaltılabilir. Ancak yaklaşım tarzımız reaktif olmaktan öte proaktif ve veri bazlı bir çalışma anlayışıyla ilerleme kayıt etmek olacak. Bunu sağlamak için elbette öncelikle yaşadığımız toplumlarda müşahade ettiğimiz şüpheci ve sadakâtimizi sorgulayan anlayışın muadillerimizle ortak bir çalışma anlayışı geliştirmek suretiyle aşılmasını temin etmemiz gerekiyor. Kısaca, siyasal temsilimizden toplumsal görünebilirliğimize kadar geniş bir konu başlığı yelpazesi çözümler üretmek üzere önümüzde duruyor.
BENİ ÇOK HEYECANLANDIRIYOR
Şimdiye kadar Avrupa’da sivil toplum düzeyinde faaliyetleriniz oldu. Seçilmeniz halinde Ankara’da parlamentoda görev yapacaksınız. Avrupa’da yetişen bir Türk olarak Türkiye’de siyasi faaliyetlerde bulunacak olmanız sizin için nasıl bir duygu?
Gerçekten İstanbul ve yurt dışında yaşayan insanımızı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil etme ihtimali bile beni çok heyecanlandırıyor. Rahmetli annem beni hep milletimizin meclisinde görmeyi hayal ederdi. Haliyle konunun bu boyutu beni ayrıca duygulandırıyor. Seçim bölgemizdeki ve dolaylı da olsa yurt dışındaki seçmenimizin teveccühü ile 28. dönem İstanbul milletvekili olarak hizmet etmeyi çok arzuluyorum. Allah utandırmasın.
Siyasi parti tercihinizi neden AK Parti’den yana kullandınız?
Zikretmiş olduğum konu başlıklarının siyasi gündeme alınması ve geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde insanımızın hayatını kolaylaştıracak çözümler üretme noktasında AK Parti, 1965 yılında Avrupa’ya çalışmak için göç etmiş olan merhum Mazhar ve Hatice Üçüncü’nün oğluna bir imkân sunmuş oldu. Bu çok değerli ve ben bunun hakkını vermek için gayret edeceğim.
KALPTEN KALBE BİR YOL VARDIR
Milletvekilliği adaylığınız açıklandıktan sonra yakınlarınızın, dostlarınızın tepkileri ne oldu?
Aday listesinde ismimi gören insanlarımız, siyasi görüşlerinden bağımsız olarak aynı benim gibi çok heyecanlandı ve istisnasız hepsi beni tebrik etti. İçinde bulunduğumuz bu mübarek günde hem özelden hem sosyal medyadan şahsıma hayır duasında bulundular. Allah hepsinden razı olsun.
Malum Almanya’da Türk siyasilerin siyasi amaçlı toplantı yapmaları tartışmalı bir uygulamayla sınırlandırıldı. Bu noktada siz Avrupa’daki seçmenlerinize nasıl ulaşmayı planlıyorsunuz?
Büyük üstat Neşet Ertaş’ın dediği gibi ‘kalpten kalbe bir yol vardır’. Yaşadığımız ülkeler açısından yapacağımız çalışmaların sorgulanmaması için şeffaf ve yapıcı bir anlayışla seçimlerin büyük bir olgunluk ve sükûnet içinde gerçekleşmesi için azami gayret sarf edeceğiz. Ve her zaman olduğu gibi son sözü feraset sahibi milletimiz söyleyecek.