Güncelleme Tarihi:
Yemekte konuşan Prof. Dr. Braun, teröre Türkiye’nin ve Müslümanların yanında olduklarını söyledi. Almanya’nın tarihinde Alman ve Türklerin birlikteliğinin yeni olmadığını, Almanya’nın ekonomi alanında gerçekleştirdiği mucizenin ancak Türk işçilerle mümkün olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Braun, şunları söyledi:
AVRUPA DÜŞÜNCESİNİ SAVUNMALIYIZ
“Türkiye’deki politik değişimi anlamamız mümkün değil. Ama buna rağmen dostluğumuzdan şüphe edemeyiz. Türkiye, günümüzde en çok mülteci kabul eden ülke. Toplumsal bir dayanışma sunuyorlar. Pek çok kent nüfusu kadar mülteci aldı. Türkiye toplumunun bu zorlu görevini birlikte üstenmeliyiz. Birlikte teröre, populizme karşı koymalıyız. Farklı inançlardan, kültürlerden oluşan toplumumuz, Avrupa düşüncesini, değerlerini, ekonomik düzeyini savunmayılız.”
Giessen Valisi Dr. Ulrich de insanları tanıdıkça onlardan nefret etmekten uzaklaştığını ifade etti. Farklı kesimler arasındaki diyaloğun önemini vurgulayan Ulrich, birlikte yaşamla ilgili sorunların da ancak bir araya gelindiğinde konuşabildiğini de kaydetti.
KARŞILIKLI GÜVEN ÖNEMLİ
TDG Başkanı Dr. Yaşar Bilgin ise İslam’ın şiddetle ilişkilendirilmesinin kendilerini üzdüğünü belirterek, şöyle konuştu: “Ramazan, empati kurmaya, insanın kendisini keşfetmesine fırsat veriyor. İnsan ramazanda ahlaki değerlerin önemini daha çok hissediyor. Uyguladıkları insanlık dışı şiddeti İslam ile bağdaştıran pek çok insanın olduğunu biliyoruz. Ahlaklı olmayanın haklı bir gerekçesi olamaz. Almanya’da 4 milyon kadar Müslüman nüfus var. Almanya’da yeni bir toplum oluşuyor. Almanların ve göçmenlerin korkuları olduğunu görüyoruz. Dünyanın dört bir yanında her gün yeni bir saldırı oluyor. İslam, şiddeti reddediyor. Hiçbir din şiddete olumlu bakamaz. Biz Müslümanlar, geleceğimizi iyi ilişkiler üzerine inşaa etmek istiyoruz. Bu, ancak karşılıklı güvenle mümkün olabilir. Korkularımız olsun istemiyoruz.”
Dr. Yaşar Bilgin, Prof. Dr. Helge Braun’a üzerinde İstanbul resmi olan seramik hediye etti.