Güncelleme Tarihi:
Duruşmada savunmasını yapan yazar Ergün Poyraz, davanın iddianamesinden "2 bin 500 sayfa karşı devrim iftiranamesi" olarak bahsetti.
Terör örgütü üyeliği ile su?landığını hatırlatan Poyraz, 2002 yılından bu yana Ankara Emniyet Müdürlüğü ve jandarma tarafından korunduğunu, korumalarından habersiz hi?bir şey yapamadığını bu şartlar altında bu su?u nasıl işlediğini anlayamadığını söyledi.
Poyraz, 2008 yılı Ocak ayında cezaevinde olmasına rağmen, korunması yönündeki kararın 2009 yılı Ocak ayına kadar uzatıldığını kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı sözlerinden alıntılar yapan Poyraz, bu sözlere ilişkin eleştirilerde bulundu. Poyraz, "Yazdığım kitaplardan ?ok, hapse girmeme neden olduğunu düşündüğüm, Recep Tayyip Erdoğan'ın önünü a?an olaylara ilişkin yeni araştırmalarımdır" diye konuştu.
"Hasan Yeşildağ'ın Başbakan'ın gizli kasası olduğundan" bahsedildiğini söyleyen Poyraz, Yeşildağ'ın Başbakan Erdoğan Pınarhisar Cezaevine gitmeden önce basit bir ?ek su?undan aynı cezaevine girdiğini ve Erdoğan gelmeden önce ?eşitli hazırlıklarda bulunduğunu öne sürdü.
Yeşildağ'ın daha önce de kısa bir süre Abdullah Çatlı'nın grubunda yer aldığını, uyuşturucu sattığı i?in kovulduğunu, Mehmet Ali Ağca ile adının ge?tiğini ileri süren Poyraz, aynı kişinin kardeşine de Engin Civan'ın kız kardeşinin istenmesi konusunda Recep Tayyip Erdoğan'ın aracılık yaptığını iddia etti.
İsmail Yıldız ile yaptığı bir telefon görüşmesinin terör örgütü üyesi olduğu iddiasına dayanak yapıldığını kaydeden Poyraz, Yıldız'ı Başbakan Erdoğan ile ilgili bir yazısına ilişkin aradığını, bu yazı konusunda dava a?ılıp a?ılmadığını öğrenmeye ?alıştığını anlattı.
Aynı yazıyı kitabında kullanmayı düşündüğü i?in böyle bir araştırma yaptığını kaydeden Poyraz, "Yargıtay'ın bir dava a?ıldığında aradığı ger?eklik kriterlerine uyduğum i?in terör örgütü üyesi oldum" dedi.
Oktay Yıldırım ile de yazacağı bir kitap nedeniyle bir kez görüştüğünü ifade eden Poyraz, "(Hi?bir şey karanlık bir odada siyah bir kediyi aramak kadar zor değildir. Hele de odada siyah bir kedi yoksa) şeklindeki Konfü?yus'un sözü, bu iddianamede, daha doğrusu iddiasıznamede ortaya ?ıkmaktadır" diye konuştu.
Bir kitaptan ?eşitli bölümler okuyan ve bu okuduğu bölümlerdeki Ergenekon soruşturmasıyla benzerlik taşıyan noktalara dikkati ?eken Poyraz, bu kitabın 2004 yılında yayınlanan "Mafya İmparatorluğu" adındaki kitap olduğunu kaydetti.
Kitabın 141. sayfasında, "Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme 1999" adlı belgenin yer aldığını söyleyen Poyraz, "2004 yılında 1 milyon basılan bu kitapta o ünlü 'Ergenekon' belgesi ?ok a?ık şekilde görülüyor" dedi.
T?RKİYE'DEN YURT DIŞINA KAÇIRILAN PARALAR
Poyraz, bu kitaptan anlaşıldığı kadarıyla, bu ?alışmanın, Türkiye'den yurt dışına ka?ırılan paraların geri getirilmesi konusunda yapılan bir ?alışma olduğunu savunarak, yine aynı kitaba göre bu ?alışmada Sadettin Tantan ile dönemin Organize Su?lar ve Ka?ak?ılık Dairesi Başkanı Emin Aslan'ın da yer aldığını ifade etti.
Türkiye'den para ka?ıran kişilerden birinin Sudi ?zkan olduğunu öne süren Poyraz, "Bugün ?zkan'ın yanında, onu 'Ergenekon' denilen sanal örgütten korumak i?in Mehmet Eymür'ün bulunduğu düşünüldüğünde, olayın ?etrefili biraz olsun aydınlanır" dedi.
Kitapta yer alan bu ?alışmayı savcıların örgüt manifestosuna dönüştürmek i?in bazı değişiklikler yaptığını öne süren Poyraz, bu belgenin bir rapor olduğunun ve ekip ?alışması sonucu hazırlandığının, Sadettin Tantan ile yapılan bir röportajda da ortaya ?ıktığını öne sürdü.
Bu röportajda Tantan'a "yurt dışındaki paraların bilgisayar korsanları kullanılarak getirtilmesinin söz konusu olup olmadığının" sorulduğunu söyleyen Poyraz, Tantan'ın da "bu işin bilgisayar korsanlarıyla yapılacak iş olmadığını, ?ok ?aba sarf edildiğini, ?ok değişik şeylerin araştırıldığını, ancak ekiplerin harekete ge?meden dağıtıldığını" söylediğini anlattı.
Abdülkadir Aksu'nun İ?işleri Bakanlığı yaptığı dönemlerde meydana gelen suikastlar ve bazı olaylardan bahseden Poyraz, Aksu'yu su?layıcı ifadelerde bulundu.
CİNAYETLERLE İLGİLİ BAĞLANTI
İddianamede 2003 yılında yaptığı görüşmelerden ya da yargı mensuplarıyla yaptığı görüşmelerden bahsedilerek, bunların 2007 yılında işlenecek cinayetlerle bağlantılarının kurulduğunu öne süren Poyraz, "Ben size gelsem ve 5 yıl sonra işlenecek bir cinayetle ilgili görüşmek istesem ne yaparsınız? Herhalde beni Mazhar Osman'a gönderirsiniz" dedi.
Çeşitli konularda araştırmalar yaptığını bu ?er?evede aralarında Necmettin Erbakan ve Bülent Arın?'ın da bulunduğu pek ?ok kişiyle görüştüğünü anlatan Poyraz, bunlardan sadece asker ya da hukuk?ularla yaptığı görüşmelerin incelenmesini eleştirdi. Poyraz, şunları söyledi:
"Eskiden polisler hayatlarını söndürmek istedikleri kişilerin cebine, arabasına uyuşturucu, silah gibi su? unsurları bırakıp sonra ihbar ettirirlerdi. Bu şekilde yakalatıp insanların hayatlarını söndürürlerdi. Bu müfterilerin mercimek kadar da olsa beyinleri vardı. Kolay kolay hata yapmazlardı. Benim evimden ele ge?irilen CD'lerin arasına bir tane 1 no'lu CD koymuşlar. Ancak, bana ait olan 1 no'lu CD'yi yok etmeyi akıl edememişler. Sonra da bana ait olan 1 no'lu CD'yi toplam 63 CD ile birlikte i?inde su? unsuru tespit edilemediğinden avukatıma teslim etmişler. Ben aylardan beri CD'lerimin arasına konulan 1 no'lu CD'de ?ıkan fişleme gibi belgelerle besleme basın tarafından lin? edildim."
TSK'YA AİT BELGELER
Kendisinde ele ge?irilen TSK'ya ait belgelere ilişkin, TSK tarafından bu belgelerin güncelliğinin kalmadığının bildirilmesine rağmen, su? unsuru olarak algılandığını savunan Poyraz, "Hakkımdaki iftiraları sabaha kadar anlatsam bitmez. Ruhsatsız silah taşıdığım iddiası vardır. Hatta bu nedenle örgütün silahlı elemanı olarak bizden bahsediliyor. Bunu savcılar bile bile yapmışlardır. Yalan ve iftiradır. Yakalandığım zaman üst arama tutanağında da yer aldığı gibi, üzerimden 1 adet silah ruhsatı ?ıkmıştır" dedi.
Poyraz, silah ruhsatının örneğini ve üst arama tutanağını mahkemeye sundu.
Dosyada yer alan ve JİTEM'den para aldığına ilişkin delil olarak gösterilen belgenin Cumhuriyet Savcısı Zekeriya ?z ve emniyet görevlilerince sahte olarak düzenlendiğini öne süren Poyraz, aynı zamanda bu sahte belgenin bir gazetede de yayınlatıldığını savundu.
Söz konusu belgedeki ismin bile yanlış olduğunu, ne kendisinin ne de parayı verdiği iddia edilen kişilerin imzasının bulunduğunu söyleyen Poyraz, avukatının yazışmasında Jandarma Genel Komutanlığının, iddia edilen belgelere rastlanmadığını bildirdiğini anlattı.
Poyraz, buna rağmen bu belgenin iddianamede yer almasını eleştirdi.
Başbakan Erdoğan'dan zaman zaman "?akma savcı" diye bahseden Poyraz, savunmasında "iddianame" yerine, "karşı devrim iftiranamesi, karşı devrim iddianamesi, iftiraname ve iddiasızname" sözlerini kullandı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Poyraz'a ifadesinin daha uzun sürüp sürmeyeceğini sordu. Poyraz'ın "devam edeceğini" belirtmesi üzerine, ifadesinin alınmasına ara verildi.
TALEPLER
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Muzaffer Tekin de şunları kaydetti:
"Cumhuriyet Gazetesi avukatı Bülent Utku'nun Danıştay saldırısı davasında şüpheli olmam gerektiği yönünde dilek?e verdiğini yeni öğrenmiş bulunuyorum. Avukat Bülent Utku'nun duruşmada Cumhuriyeti değil irticacıları aklama konusundaki gayretinden anlamalıydım. İ?i boşaltılmış 2 süs eşyasına sarılmasının başka bir anlamı olamaz. Dinci basın da kendisini alkışlıyor."
Kendisinde ele ge?irildiği öne sürülen el bombalarının 1971 ve 1977 yıllarında imal edildiğini, eğitimde kullanılan tipte olduklarını ve bunların birlikten dışarıya ?ıkarılmasının imkansız olduğunu söyleyen Tekin, bu bombaların Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalarla uzaktan yakından alakasının olamayacağını söyledi.
Tutuklu sanık Hikmet Çi?ek, "karargah evleri" adlı belgede adı ge?en kişilerin TSK üyesi olup olmadıklarının, haklarında soruşturma yapılıp yapılmadığının ve İş?i Partisi ile bir ilişkileri olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığından sorulmasını istedi.
Tutuklu sanıklardan Kemal Kerin?siz, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde kendisi ve diğer sanıklarla ilgili yapılan mülakatların kayda alınıp alınmadığının, savcılığa iletilip iletilmediğinin ve delil olarak kullanılıp kullanılmadığının sorulmasını istedi.
Kerin?siz ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğünden, Ergenekon terör örgütünün bir su? kaydı olup olmadığının sorulmasını istedi.
Bu arada, duruşmada ifade verdiği sırada fenalaşarak salondan ayrılan Ayşe Asuman ?zdemir'in, Silivri Devlet Hastanesine kaldırıldığı öğrenildi. Burada bir süre tedavi gören ?zdemir'in tedavisinin evinde sürdürüleceği belirtildi.